Batı Trakya Haber

Kürsüden Bir Defacık Olsun “Türk” Diyemedi!

Milletvekili İlhan Ahmet Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada Azınlığı Müslüman indirdi, Müslüman bindirdi, bir kez olsun “Türk“ diyemedi.

Milletvekili İlhan Ahmet Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada Azınlığı Müslüman indirdi, Müslüman bindirdi, bir kez olsun “Türk“ diyemedi.

KİNAL-PASOK Partisi Rodop Milletvekili İlhan Ahmet, Atina’da Parlamento’da görüşmeye açılan Trakya Kalkınma Komisyonu’nda bir konuşma yaptı. Malesef her zaman olduğu gibi Milletvekili İlhan Ahmet Meclis kürsüsünden bir kez daha Batı Trakya’daki Türk Azınlığın ulusal kimliğinden bahsetmeye cesaret edemedi ve Azınlığı aynen Yunanistan’ın çıkarları doğrultusunda uyguladığı ve adlandırdığı gibi sadece Müslüman Azınlık olarak tanımladı ve dile getirdi.

Tabii ki de konuşmasında bir başka olay dikkatimizi çekti o da Batı Trakya Türk Azınlığının asırlık sivil toplum kuruluşlarından biri olan İskeçe Türk Birliği’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde haklı bulunması ve davayı kazanmasına rağmen, Yunanistan’ın ısrarla bu davanın sonucuna saygı duymadığı gibi uygulamaya da geçmediğini Meclis kürsüsünde dile getiremedi, soramadı.

Milletvekili İlhan Ahmet Meclis kürsüsünden şu konuşmayı yaptı:

İlhan Ahmet: “PASOK hükümetleri Trakya’da “İsonomia-İsopolitia’yı (yasalar önünde eşitlik ve eşit vatandaşlık) kararlılıkla öne çıkardı.”

“Sayın Başkan, bir an için hoşgörünüzü rica edeceğimi itiraf ediyorum, çünkü bunun tarihi bir toplantı olduğunu düşünüyorum. Altı dakika az.

Her şeyden önce, Değişim Hareketi olarak farklı görüşlere sahip olmamıza rağmen, bu kürsüden, Partiler Arası Komite Başkanı Sayın Dora Bakoyannis’e, ayrıca meslektaşlarım Sayın Andreas Loverdos ve Yorgo Papandreu, komitenin düzenli üyeleri olmalarına rağmen, bana tüm bu komitelere yirmi ay boyunca katılma ve azınlık ve daha geniş bölgenin önerilerini saatlerce sunma ve sunma fırsatı verdi. Ayrıca, bu toplantının daha verimli geçmesi için gerçekten yardımcı olduğunu düşündüğüm SYRIZA’dan Sayın Katrougalos gibi tüm meslektaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum.

Nitekim bugün, Trakya’da 30 yıl aradan sonra, bu Meclis’te hepimizin Trakya’nın kalkınmasını ve refaha ulaşmasını, halkın ve ülkenin menfaatine olmasını istediğimiz mantığından hareketle, bir partiler arası komitenin daha sonuçlandırılmasını tartışıyoruz.

Ama nasıl bir Trakya’dan bahsediyoruz sevgili meslektaşlarım? Bugün bu kürsüden sizlere kendi Trakya’mdan, içinde yaşadığım ve günlük mücadelelerimi verdiğim ve bilinçli olarak ben ne de ailem onu asla terk etmemeyi seçtiğim Trakya’dan bahsedeceğim.

Bu bölgede yıllardır yasalar önünde eşitliğin ve eşit vatandaşlığın (İsonomia-İsopolitia) savaşını veriyoruz.

Farklı kökene, dini tanımlamalar ve farklı kültürel kimliklere sahip insanlar, dünya çapında bir arada yaşama modeli olarak farklılıklarımızın üstesinden gelerek barış içinde yaşamaya davet edilmekteyiz.

Gerçek şu ki, biz sıradan vatandaşlar, Trakyalılar, genellikle bu alanda hükümetlerden ve siyasi sistemlerden çok daha iyisini başarıyoruz. Onlarca yıldır haksızlığa uğrayan ve bolca ulusal şüpheyle coğrafi izolasyonda bırakılan Trakya’dan bahsediyoruz.

Bayanlar ve baylar, Konstantinos Miçotakis’in Mayıs 1991’de Gümülcine şehir meydanında “İsonomia-İsopolitia’ya (yasalar önünde eşitlik ve eşit vatandaşlık) ulaşmak için büyük mücadeleler verilmesi gerekti.

Azınlık vatandaşları nezdinde büyük güçler harcamak ve güvenilirliğimizi büyük ölçüde kaybetmek zorunda kaldık. Ta ki Andreas Papandreu Hükümeti gelinceye kadar ve Milli Savunma Bakanı Gerasimos Arsenis aracılığıyla, Yunan topraklarında soğuk savaşın karakolu olan dağlık kolunda bariyerin atılmasına kadar.

Azınlık çocuklarının Yunan üniversitelerine girişine yönelik kontenjanın (kota) pozitif ayrımcılığına ilişkin mevzuata ulaşmak için 1995 yılında Eğitim Bakanı olarak Yorgo Papandreu’nun parlak siyasi girişimi gerekti.

İç savaşın bir kalıntısı olan, vatandaşlığından hoşlanmayan azınlık vatandaşlarından, kitlesel olarak kaldırmak, onları özünde kendi topraklarından, atalarının evlerinden söküp atmak için kullanılan, Yunan Vatandaşlık Yasası’nın 19. maddesini yürürlükten kaldıran PASOK hükümetlerinin bir diğer Bakanı olan Alekos Papadopoulos’un gelmesi için 1999’a ulaşmamız gerekiyordu.

Son olarak, tabii ki Dora Bakoyannis’in, Kostas Karamanlis Hükümetine, Trakya azınlığı vatandaşlarının Yunan devletine alınması (memuriyet) için binde 5 kota önermesi gerekti.

Değerli meslektaşlarım, unutmayınız ki, Trakya’daki azınlığın vatandaşları olan bizler, Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde buzul çağının sonuçlarına ilk maruz kalan ve gelişmelerinin sıcaklığını en son hisseden bizleriz. Ancak eşitlik, demokrasi, hukukun üstünlüğü, siyasi liberalizm ilkelerine olan inanç, bu niyetler ne kadar iyi niyetli olursa olsun, komitelerin kararları tarafından dikte edilmez.

Bayanlar ve baylar, SYRIZA’nın eski Eğitim Bakanı Sayın Filis’i dinledim ve ona katılıyorum. Müftü meselesini, komisyonları falan konuştu, azınlıkla diyalog olmasını istedi. Katılıyoruz ve itirazımız yok. Ancak, önceki SYRIZA Hükümetine, kendi kararları ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Müftülerin işleyişine büyük ölçüde kötü bir şekilde müdahale ettiğini ve bunun geri çekilmesini hatırlatmak isterim.

Bu kürsüden ve hükümete de hatırlatmak isterim ki, SYRIZA benim sorumdan sonra istisnai bir durum olan azınlık öğrencilerine itfaiye okullarına kabul edilme hakkı vermiş olsa da, bu hükümet geldi ve Müslüman öğrencilerden kontenjan hakkını kaldırdı. Bizim de bir soru önergesi olarak yatırdığımız bir konuydu.

Sonuç raporunda  ciddi çalışmaların yapıldığı özellikle kalkınma sektörü ile ilgili tamamen katıldığım noktalar olduğunu da belirtmek isterim.

Hatta benim dağlık ve dezavantajlı bölgelerdeki çiftçilere özel destek önerim raporda yer alıyor. Brüksel’de çalışıp hazırladığım ve siyasi olarak “takip ettiğim” bir teklif.

Partiler Arası Komitenin bu bulguyu içermesini memnuniyetle karşılıyorum. Elbette küçük çiftçilerin bir dönüm desteğine sahip olmaları, memleketlerinde ve ilimizde kalabilmeleri için pilot programın temelinde hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Bayanlar ve baylar, Trakya Avrupa’nın bir parçasıdır, gelişen büyük pazarları ve ekonomileri ile bizi Orta Avrupa’ya bağlayan trans-Avrupa ağlarına değmektedir, ancak aynı zamanda Asya’ya da çok yakındır.

Ancak Trakya’nın bu noktada olması, içinde bulunduğu durumu haklı çıkarmaz. Yeni Demokrasi’den bir meslektaşımdan tekrar Egnatia demiryoluna gideceğimizi duydum. Ama bugün Trakya’da düzenli bir trenimiz yok sayın meslektaşım, tren üç yıldan bu yana çalışmıyor, hangi Egnatia demiryolundan bahsediyoruz?

Eğitim için sadece iki kelime. En önemli konu, özellikle azınlığın eğitimidir. Müslümanlara yönelik eğitim, azınlık vatandaşlarının tercihi olarak azınlık okullarındaki eğitim devlet okullarda verilen eğitimine eşit olmalıdır.

Onun için, yani azınlık eğitimini takip etmeyi seçen, devlet okullarına benzer bir düzeyde azınlık eğitimi olmalıdır, böylece bu çocukların da daha iyi Yunanca öğrenme ve bölgede ilerleme özgürlüğüne sahip olmalarıdır.

Biz Değişim Hareketi (KINAL) olarak tüm bu konuyu izleyecek Bakanlıklar arası bir komitenin olmasının tüm bunlara iyi geleceği önerisini formüle etmiştik. Komisyon, Değişim Hareketi’nin bir başka önerisini kabul etti. Sonuç raporunda bugün yer alan her şeyi denetleyecek danışma niteliğinde başka bir özel komite olması gerektiğini söyledik.

Ben buradayım, bütün Milletvekilleri burada, bundan sonra tüm bunların uygulanmasını iyi niyetle takip etmek, çok arzu edilen kalkınmanın Trakya’ya gelmesi için buradayız.”

Milletvekili ilhan Ahmet’i sosyal medyada bizzat Yunanlılar dahi bu konuda eleştiriyor.

 

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rastgele Haberler

Başa dön tuşu