Yunan Basını Türkiye’nin Nükleer Santraller Kurmasını Mercek Altına Aldı
Yunan basını, Türkiye tarafından Trakya’ya nükleer santralin kurulmasına Yunanistan’ın Avrupa Birliği ile birlikte engel olunması çağrısında bulunuyor.
Yunan basını, Türkiye tarafından Trakya’ya nükleer santralin kurulmasına Yunanistan’ın Avrupa Birliği ile birlikte engel olunması çağrısında bulunuyor.
Basında çıkan haberlerde, “Doğu Trakya’da nükleer santral inşasına ilişkin Çin-Türkiye anlaşması çalışma aşamasında. Yunanistan ve AB, Türkiye-Çin işbirliğinin başarılı olması ve Doğu Trakya’da fabrika kurulması durumunda, nükleer atıkların Tunca Nehri üzerinden Meriç ve Kuzey Ege’ye akarak onarılamaz yıkımlara yol açmaması için önlem almalıdır.” İfadelerine yer veriliyor.
Haberin içeriğinde şu ifadeler kullanılıyor:
“Türkiye, Batı’dan giderek uzaklaşarak Doğu’ya doğru yönelmiş görünüyor. Nitekim Rus ROSATOM’un Kıbrıs’ın karşısındaki Akkuyu’da nükleer santral kurmasının ardından Erdoğan, Evros (Meriç) sınırlarımıza bir nefes kadar uzaklıktaki Doğu Trakya’da da benzer bir santralin inşası için yüzünü Çin’e çeviriyor.
Türk Enerji Bakanı, müzakerelerde önemli bir konu kalmadığı için Doğu Trakya’da nükleer enerji santrali inşa etme anlaşmasının aylar içinde mümkün olduğunu söyledi.
Türkiye Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar Perşembe günü bir grup gazeteciye yaptığı açıklamada, Türkiye ile Çin arasında Doğu Trakya’da nükleer santral inşasına ilişkin görüşmelerin ilerlediğini ve birkaç ay içinde anlaşmanın mümkün olduğunu dile getirdi. Bayraktar, üst düzey Çinli hükümet yetkililerinin Doğu Trakya’yı ziyaret ederek inşaat yapılması planlanan yerleri gördüklerini söyledi.
Bayraktar, “Anlaşmayı birkaç ay içinde tamamlamamız gereken çok önemli bir noktaya geldik. İlgili başka taraflar da var ve anlaşmanın bazı bölümleriyle ilgili zaten birkaç görüşme yaptık ve bir çözüme çok yaklaştık. Yakında Çin’le nükleer enerji programı konusunda bir anlaşmaya varabiliriz.” Dedi.
Ayrı bir kaynak, Trakya’daki bölgeyi denetleyen ziyaret heyetinde Çin Ulusal Enerji İdaresi Başkan Yardımcısı He Yang ve Devlet Enerji Yatırım Şirketi Kıdemli Başkan Yardımcısı Lu Haongzao’nun da yer aldığını kaydetti.
Türkiye’nin iddialı nükleer programı
Rusya, Akkuyu’da önümüzdeki yıl kısmen devreye girecek bir elektrik santrali inşa ediyor. Sinop’ta kurulması planlanan ikinci santral için Güney Kore ve Moskova ile görüşmeler sürüyor.
Hükümet ayrıca İngiltere, ABD ve Fransa ile küçük modüler reaktörler (SMR’ler) inşa etmeye de açık, ancak projelerin lisanslanması, yani test edilmesi ve ticari ve yerel olarak güvenli bir şekilde üretilmesi gerekiyor.
Bayraktar, Türkiye’nin gelecekte 20 gigawatt’lık nükleer santral üretmesi gerektiğini belirterek, ülkesinin sistemine 5 gigawatt’lık küçük modüler reaktörler ekleyebileceğini söyledi.
Akkuyu Santrali şimdiden Türkiye ekonomisine ve enerji sektörüne önemli katkı sağladı. Yaklaşık 4,3 milyar dolar olarak tahmin edilen projeye %47 oranında yerli katkı sağlandı. Projede binlerce Türk çalışıyor ve fabrikayı kuran işgücünün yüzde 80’ini oluşturuyor.
Akkuyu’daki fabrika tamamen faaliyete geçtiğinde yaklaşık 4.000 kişinin işleteceği ve Ankara’nın bu fabrikanın en az yüzde 30’unun Türk vatandaşı olmasını hedeflemesi bekleniyor.
Türkiye yakın zamanda nükleer mühendislik alanında eğitim almak üzere Rusya’ya 317 öğrenci göndermiş olup, Türkiye’de nükleer eğitimin daha da geliştirilmesi için İstanbul’daki üniversite ve liselerde yeni programlar dahilinde adımlar atılmaktadır.
Bayraktar, hükümetin önümüzdeki nükleer santral projelerine küçük ve orta ölçekli ülkelerin daha fazla tanınmasını ve daha fazla katılımını hedeflediğini sözlerine ekledi.
Neticede
Erdoğan’ın nükleer silah edinme takıntısı ve nükleer silahlara sahip olan ve ABD tarafından nükleer silahların yayılması açısından çok savunmasız ve tehlikeli olduğu düşünülen Pakistan’la olan yakın ilişkisi iyi biliniyor.
İran standartlarına göre Türkiye’nin elektrik gibi barışçıl amaçlarla nükleer enerji elde etmesi bu yönde atılan ilk adımdır.
Türkiye’nin çok yakın ilişkiler içinde olduğu Pakistan’dan nükleer silah alması ve bunları fırlatacak uzun menzilli Tayfun füzeleriyle birleşmesi bir bilim kurgu senaryosu değil, gelecekte Yunanistan ve Kıbrıs’a (Güney) olası bir tehdittir.
Böyle bir şey gerçekleri dramatik bir şekilde değiştirecek ve sadece Yunanistan ve Kıbrıs’ın değil, tüm Ortadoğu-Güneydoğu Akdeniz-Balkanlar ve Kuzey Afrika bölgesinin zararına olacaktır.
Son olarak, Yunanistan ve AB, Türkiye-Çin işbirliğinin başarılı olması ve Doğu Trakya’da fabrika kurulması durumunda, nükleer atıkların Tunca Nehri üzerinden Meriç ve Kuzey Ege’ye aktarılarak telafisi mümkün olmayan durumlara yol açmaması için önlem almalıdır. Balkanların güneyinde çevresel ve ekonomik yıkımın yanı sıra yeni bir Fukushima yaşanmaması için bölgenin depremselliği de dikkate alınmalıdır.”