Batı TrakyaBatı Trakya HaberEditörün Yazıları

Seçilmiş Müftüleri İnkar Etmiş, Atina Ağzıyla “Batı Trakya’da Türk Azınlık Yok” Demiş!

"Bu insanlar (sahte müftüler) kendi kendilerini atamışlardır, kendilerini böyle çağrıştıran kişilerdir ve kendileri de kendilerini böyle adlandırıyorlar."

Kendisinin Yunan devleti memuru olduğunu söyleyen devlet tarafından atanmış Gümülcine Müftü Naibi Cihat Halil, öyle konulara değinmiş ki, sanki Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarını, Lozan’dan doğan ve garanti altına alınan haklarını bilmiyormuş gibi konuşmuş.

Kısacası “Atina ağzıyla” hareket etmiş konuşmuş. Türk Azınlığın seçtiği Müftülerin sadece kendilerini Müftü olarak adlandırdıklarını dile getirmiş. Röportajı yapan gazetenin başlığına bakıldığında, “Dr. Cihat Halil: Müftünün Ankara’ya yönelik net mesajı: Trakya’da Türk azınlık yok.” İfadeleri kullanılmış.

Yunanistan tarafından, Lozan Barış Anlaşması’ndaki maddeler çiğnenerek ve yok sayılarak keyfi bir uygulamayla, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dini inanç ve haklarına müdahaleyle, dayatmayla tayin edilen devlet memuru Gümülcine Müftü Naibi Dr. Cihat Halil, kontranews.gr gazetesinden Yunan gazeteci Tassos Fekas ile yaptığı özel bir söyleşide, “Trakya’da (Batı) Türk Azınlık yoktur” dediği belirtiliyor.

Bahse konu kontranews.gr gazetesi 3 Şubat 2025 tarihinde haberi şu başlıkla okuyucularına servis ediyor:

“Dr. Cihat Halil: Müftü’nün Ankara’ya yönelik net mesajı: Trakya’da (Batı) Türk azınlık yok”

“Toplumda tek bir Müftülük bulunmaktadır ve her dindar Müslüman, Müftülüğün yetki alanına giren konularda Müftülüğümüze başvurmaktadır. İster nikâh olsun, ister boşanma olsun, ister imam tayini olsun.”

– Biz Yunan vatandaşıyız

– Demokratik bir ülkede yaşıyoruz, eşit vatandaşlık haklarına sahibiz.

“Gümülcine ve İskeçe Müftü Naibi Dr. Cihat Halil, “Biz Müslüman dinine mensup Yunan vatandaşlarıyız ve Anayasa’ya saygılıyız” diyerek her yöne mesaj veriyor. “…Biz bunları müftülükte her zaman öğretiyoruz ve din adamlarına da insanlara ayrımcılık yapmamalarını tavsiye ediyorum. Eğer biz burada (Trakya’da) (Batı Trakya) küçük bir toplumda kökene dayalı ayrımcılık yaparsak, bu bizim dinimizde caiz değildir. Trakya (Batı), Yunanistan’ın Epir veya Mora gibi diğer bölgelerinden farklı değildir.

Sözde “sahte müftüler” (Türk Azınlığın Lozan’a dayanarak seçtiği Müftüler) konusunun sorulması üzerine şunları söylüyor:

“Bu insanlar (sahte müftüler) kendi kendilerini atamışlardır, kendilerini böyle çağrıştıran kişilerdir ve kendileri de kendilerini böyle adlandırıyorlar. Hayır, onlar ne “sahte müftüdürler”, ne de kendilerine bu şekilde hitap etmemiz konusunda (bizleri etkilemeye) hakları yoktur. Mesela “sahte müftüler” denildiğinde “normal” müftülerin de var olduğu varsayılmaktadır. Biz Yunanistan’da yaşadığımız için diyoruz ki, müftünün yetkisi kanunun kendisine verdiği hak kadardır.”

Soru: Trakya’daki Müslüman din mensuplarıyla Yunan devleti arasındaki ilişkiler nasıldır?

Cihat Cevap: “Devletle ilgili olarak azınlıktan gelen basit bir insana bile sorabilirsiniz ama ben size burada Müftülük’te bir dini lider olarak, bir devlet memuru olarak cevap verebilirim. Yani dini konularda, Müslüman dinine mensup Yunan vatandaşların aileleri, erkek eşlerin veya kadın eşlerin evlilik ilişkilerinde yaşadıkları bir sorunla ilgili olarak yönlendirildiklerinde, dini konulardan, ailevi işlerden ben sorumluyum.

Evlilik olunca ve bu evlilik müftülükte yapılmış olunca biz müdahale edebiliyoruz. Yani öncelikle din adamları olarak aileleri, karı kocayı çağırıyoruz, eğer bir sorunları varsa, o zaman dini bilgiyle dini açıdan müdahale etmeye çalışıyorum ve benim çabalarımla evlilik aile ilişkisinin devam etmesi ve sorunların bu aileden çıkması için.”

Soru: Yani rolünüz dini açıdan mı?

Cihat Cevap: “Evet! Ve eğer bu sorunlar çözülmezse ve boşanmaya karar verirlerse, yani bunu bu şekilde isteyebilirler.”

Soru: Bölgede yaşayan Müslüman dinine mensup Yunan vatandaşlarının günlük yaşamlarında ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

Cihat Cevap: “Herkesin maddi imkânları kendine göre olduğu için aileler, gelecekteki eşler geldiğinde kayınvalideleriyle birlikte yaşamak istemeyebilirler ve ayrı bir dairede yaşamak isteyebilirler ama maddi imkânlar ilk başta buna izin vermeyebilir. Düğün gecikebilir. Ama bizim toplumumuzda, eğer böyle bir imkân yoksa, ilk başta kalabalık bir aile olarak yaşamak zorunda kalabilirler. Bu ailede, diğer aile bireylerinin de dahil olması durumunda sorunlar yaşanabilir. Ya başka bir daire kiralayacaklar ya da yurtdışına gidecekler, bizim toplumumuzda bu genelde böyle oluyor.”

Soru: Bu sorunlar bazı sebeplerle ilişkili midir?

Cihat Cevap: “Her şeyden önce Yunan devletiyle ilişkilerde eğitim, aileyi bir arada tutmada önemli bir rol oynuyor. Yani ailenin her ferdi hem yükümlülüklerini hem de haklarını bilmeli ve bundan sonra aile devam etmeli, çocuk sahibi olmalı ve toplumda iyi bir aile olmalıdır. Ve tabii ki dini açıdan eğitim ve öğretim de olmalıdır.

Evlenecek gençlerin aile kurmaya hazır olması gerekir. Bazen hazırlıksız bir şekilde aile kurmaya çalışıyorlar, yani böyle bir şeye hazır olmuyorlar. Böylece 2-3 yıl sonra evlilik sarsılıyor ve yeni evli çiftin aile hayatı devam edemiyor. Ve maalesef boşanmalar da var, o da büyük bir sorun tabii.”

Soru: Yunan devleti istihdam veya azınlık okulları konusunda yardımcı olabilir miydi?

Cihat Cevap: “Ya bu sadece Müslüman azınlık için değil, ister Hıristiyan ister Müslüman olsun her vatandaş için gereklidir. Bunlar ekonomik konulardır, bir devletin, bir hükümetin bu durumlara nasıl müdahale edeceğiyle ilgilidir. Bu da ayrı bir konu tabi, devletin programlanması, bunun nasıl ayrımcılık yapılmadan yapılacağı, sadece Müslümanlara yönelik değil tabii. Devletin elinden geleni yaptığına güveniyoruz, umutluyuz ama her Yunan vatandaşının inancına göre, toplumdaki konumuna göre, ister erkek ister kadın olsun, aile için bir örnek olması gerekiyor. Mutlu bir çocuklu ailenin var olabilmesi için maddi konu her zaman ailenin refahında rol oynamaktadır.”

Soru: “Sahte müftüler” ile ilgili yaşanan sorunlara ilişkin soruya cevap verebilir misiniz?

Cihat Cevap: “Ben şimdilik bunları “sahte müftü” olarak adlandırmıyorum, toplumda tek bir müftülük var ve her dindar Müslüman, müftülüğün yetki alanına giren konular için müftülüğümüze yönleniyorlar. İster nikâh olsun, ister boşanma olsun, ister imam tayini olsun. Bu insanlar (sahte müftüler) kendi kendilerini atamışlardır, kendilerini böyle çağrıştıran kişilerdir ve kendileri de kendilerini böyle adlandırıyorlar. Hayır, onlar ne “sahte müftüdürler”, ne de kendilerine bu şekilde hitap etmemiz konusunda (bizleri etkilemeye) hakları yoktur. Mesela “sahte müftüler” denildiğinde “normal” müftülerin de var olduğu varsayılmaktadır. Biz Yunanistan’da yaşadığımız için diyoruz ki, müftünün yetkisi kanunun kendisine verdiği hak kadardır. Eğer biri şehir meydanına gider de kendisi için Belediye Başkanı olduğunu haykırırsa bu şekilde olabilir mi?

Galiba hayır.

Sonra kendini müftü sanan adam, bunu nasıl izah etsem bilemiyorum. Ben tabii ki bu konulara girmek istemiyorum ama ne müftüler ne de “sahte müftüler” böyle lakaplar takmıyorum, sadece onlar kendilerini öyle sanıyorlar.

Burada Yunanistan’da müftünün bazı yetkileri var, yani karar verme ve atama yetkisi var. Kendilerini öyle adlandıranların (sahte müftülerin) bu hakları yoktur. Toplum içinde kendilerine öyle diyorlar ama biz gelip kendilerine (sahte müftülere) sorduğumuzda, biz sadece din görevlisiyiz diyorlar. Ama başka bir yerdeyken kendine “müftü” diyor.

Burada kim ne derse desin, biz demokratik bir ülkedeyiz, demokrasimiz var, hükümete inancımız tam ve her Müslümanın yükümlülükleri ve hakları var. Bizde yasalar önünde eşit vatandaşlık hakları var, hiçbir Müslümanın hiçbir yerden dışlandığına inanmıyorum. (Bir Müslüman) vatandaş olarak kamusal bir yere, kamusal bir makama gittiği zaman orada hakları vardır. Çocuklarımız devlet okullarına gidiyor, kızlarımız başlarını örtmek istediklerinde başlarını örtüyorlar, bu oluyor. Ayrıca üniversitelere ayrıcalıklı olarak giriyorlar ve doktor, mühendis vb. olmakta serbestler. Yani onların bazı olumlu ayrıcalıkları var.”

Soru: Son bir sorum daha olacak eğer isterseniz. Son dönemde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan Trakya’yı (Batı) da kapsayacak özel görüşmeler yapılacağı yönünde açıklamalar geldi. Sizin bu konuda Yunan makamlarıyla düzenli bir iletişiminiz var mı?

Cihat Cevap: “Hayır, biz dini otorite olarak siyasi konulara karışmıyoruz. Bu bir şey, ama insanları dini inançları gereği etnik olarak böldüğümüz zaman sorunlar başlıyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed bunların hepsini İslam öncesi sorunlar olarak değerlendirmiştir. Peygamberin ailesinde Araplar, Farslar, Afrikalılar ve Müslüman olan Yahudiler vardı. Hiçbir ayrımcılık yapılmadı. Şimdi burada Yunanistan’da bir Müslüman kendisinin bir uyruğa, diğerinin de başka bir uyruğa ait olduğunu söylüyorsa, bu kişi Hz. Muhammed’in talimatlarını takip etmiyor demektir. İslam şemsiyesi altında Hristiyan ailelerden gelen Yunanlar da olabilir, bizim gibi Yunan vatandaşları Müslümanlar da olabilir, Arnavut, Bulgar veya Türk aile kökenli olanlar da olabilir. Ama biz Yunan vatandaşı olduğumuz için Anayasa’ya saygı göstermekle yükümlüyüz, uyruğumuzu dine dayandırmamalıyız. Bizim dinimiz bunların üstündedir ve bize, hangi inançtan olursa olsun, diğer insanlara saygı göstermemizi öğretiyor. Biz bunları müftülükte her zaman öğretiyoruz ve din adamlarına da insanlara ayrımcılık yapmamalarını tavsiye ediyorum. Eğer biz burada (Trakya’da) (Batı Trakya) küçük bir toplumda kökene dayalı ayrımcılık yaparsak, bu bizim dinimizde caiz değildir. Trakya (Batı), Yunanistan’ın Epir veya Mora gibi diğer bölgelerinden farklı değildir.”

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır”

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez” 

Neticede biz Batı Trakya Türk Azınlık gazetecisi olarak ve Türk Azınlığın bir ferdi olarak toplumumuzla bir bütün olarak Yunan devletinin memuru olduğunu söyleyen atanmış Müftü Naibi Cihat Halil’e şu soruları yöeltiyoruz:

Ne zamandan beri milli kimliğimizi ifade etmek, İslam karşıtı oldu? Her insanın bir milli kimlik bilinci vardır. Bunu yaşamak ve özgürce ifade edebilmek de herkesin hakkıdır! Her şeyden önce de dinimizin gereği olarak bir haktır.

Milli kimliğimizi ifade etmek, “Ben Türküm” demek ne zamandan beri ayrımcılık oldu? Bu memlekette milli kimliğimizi ifade etme, yaşama ve bunu açıkça ve özgürce dile getirme hakkından men edilince haksızlığa uğramış olmuyormuyuz?

Acaba tayinli müftü naibi “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisini bilmiyor mu?

Son olarak, bilip bilmediğinden bağımsız olarak biz hatırlatmış olalım.

Eğer bir insan dünyanın her yerinde, bu durumda vatandaşı olduğu ülke Yunanistan’da ırkını, kökenini, kimliğini serbestçe söyleyemiyor, inkar edenlere karşı savunamıyorsa, o kişi hem dini açıdan hem de milliyeti açısından çok fakir ve korkaktır.

Yetmedi bir de Mahşerde, Allah katında günahkardır. Toplumundan, dindaşlarından, kardeşlerinden (Müslüman Müslümanın kardeşidir) kopmanın hesabını nasıl verecektir.

Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:

“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez.” 

 

Haberin devamını oku

2 Yorum

  1. Helal olsun müftümüze ayrım gayrım yapmadan konsolosluğun provokasyonlarına rağmen azınlığı kemalist zihniyete karşı müslüman statüsünde tutmaya devam ediyor. Konsolosluğun ve seçilmiş (sahte) müftülerin amacı zaten şeri mahkemeleri kaldırmak değilmi ? Milleti kahpe Kemalizm zihniyetine sokmak değilmi ? Düne kadar Osmanlıca gazeteler çıkıyordu bunu kim ve kimin yüzünden kapattılar ? Tarihimizi ve Osmanlıca alfabesini kim ve kimler bize unutturtmak istedi ? Cuma günü tatilini pazara çeviren Türkiye değilmi ? Lozandada müslüman azınlık yazmıyormu ? Neyin kafasını yaşıyorsunuz ???

    Doğru söyleyeni kırk köyden kovarlar…

  2. Mühür kimdeyse Süleyman odur.halk cahil müftü nasıl seçebilir?İbrahim şerifin selvi boyunu mu kara kaşını mı yoksa kara gözünü mü beğenipte seçmişler acaba.müftüyü okumuşlar seçer en yüksek diploma yani ilim sahibi kimse o layıktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu