“Güney Kıbrıs İle Kuzey Kıbrıs Arasında Anlaşmazlığı Tetikleyebilir”
“EastMed doğalgaz boru hattı Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında çözülmemiş bir anlaşmazlığı tetikleyebilir.”
İtalya Greenpeace kuruluşu: “EastMed doğalgaz boru hattı Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında çözülmemiş bir anlaşmazlığı tetikleyebilir.”
Yunan basınında çıkan haberlere göre, İtalya Greenpeace’i, Doğu Akdeniz’de AB destekli EastMed doğalgaz boru hattının Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarıyla çakışmalı hale geldiğinden dolayı askeri çatışmaya yol açma riski taşıdığı konusunda Avrupa Birliği’ni uyardığı ileri sürülüyor.
Konuya ilişkin çıkan haberde şu ifadeler kullanılıyor:
“Greenpeace gibi bir örgüt, Doğu Akdeniz doğal gaz boru hattını hedef alıyorsa, Türkiye’ye ve Orta Doğu ve Avrupa’ya karşı bu konu hakkında hiçbir şey yapmadığına göre, arkasında pek çok kişinin gizli çıkarları olduğu kesindir.
Belçika’daki 20 Greenpeace aktivistinden oluşan bir grup, AB destekli fosil yakıtların barışa yönelik oluşturduğu tehdidi vurgulamak için Brüksel’deki Avrupa Komisyonu genel merkezine bir doğal gaz boru hattını gösteren dev pankartlar astı.
İtalya Greenpeace’in yeni raporu, özellikle AB destekli EastMed doğal gaz boru hattının askeri çatışmaya yol açarak iklim krizini ciddi şekilde hızlandırma riski taşıdığı konusunda uyarıda bulunuyor.
EastMed boru hattının İsrail gaz sahalarını Yunanistan’a bağlaması, İtalya’ya geçmesi ve Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs arasındaki tartışmalı sulardan geçmesi planlanıyor.
Özellikle Yunanistan MEB’indeki açıkça Türk oyunları oynayan ekolojik tipte bir kuruluşa “tartışmalı sular” hakkında fikir beyan etme hakkını kim verdi?
Doğu Akdeniz’de, Türkiye’nin imzalamadığı (neden?) bölgeye “askeri müdahale” tehdidinde bulunduğu uluslararası Deniz Hukuku var. Hiç kimse Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hakları olduğuna inanmadığı gibi, hiçbir siyasi lider de Türklerle işbirliği yapmak istemiyor.
Siyasi oyunların da oynandığı ekolojik örgüt ne istiyor?
Greenpeace iklim ve enerji sözcüsü Lorelei Limousin şunları söyledi:
“AB’nin fosil yakıtlara devam eden desteği sadece bir iklim felaketi değil, aynı zamanda barış için gerçek bir tehdit. EastMed boru hattı, oldukça askerileştirilmiş ve tartışmalı bir bölgede patlayıcı bir projenin mükemmel bir örneğidir.
Sırf petrol ve doğal gaz şirketlerinin birkaç on yıl daha kâr elde edebilmesi ve yatırımları yenilenebilir enerjiden ve enerji tasarrufundan uzaklaştırabilmesi için uykuda olan bir çatışmayı yeniden alevlendirebilir.
İklim krizi ve silahlı çatışma tehdidinin birleşmesi, fosil yakıt altyapısının enerji güvenliğine giden bir yol olmadığına dair açık bir uyarıdır.”
Timebomb adlı kuruluşun raporu ise şu uyarıda bulunuyor: “Yunanistan, Türkiye ve bölünmüş Kıbrıs adası arasındaki tartışmalı deniz sınırlarından geçen boru hattı, zaten oldukça yoğun olarak askerileştirilmiş bir bölgede silahlı çatışma riskini artıracaktır.
Boru hattı, adanın ve kaynaklarının kontrolü konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında çözülmemiş bir anlaşmazlığı tetikleyebilir.
Rusya ile Almanya arasındaki NordStream boru hattına yönelik 2022 saldırılarının da gösterdiği gibi, boru hattı aynı zamanda bariz bir askeri hedef haline gelebilir.
EastMed boru hattı inşa edilirse, enerji tüketimi, nakliye ve sızıntı dikkate alındığında her yıl 27 milyon ton CO2’ye eşdeğer sera gazı emisyonlarından sorumlu olabilir. Küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlamak için – 2028 ile 2050 arasında – kalan AB karbon bütçesinin %11,5’ini kullanacak.
Greenpeace, Avrupa Komisyonu’na iklim ve barışı ilk sıraya koyması ve EastMed boru hattını ‘Ortak Çıkar Projeleri’ listesinden çıkarması ve AB destekli sınır ötesi fosil yakıt altyapı projelerinin çatışma riski değerlendirmesi yapması için çağrıda bulunuyor.”
Son olarak haberde Yunan basını şu soruyu soruyor: “Peki, dünya çapında bir ekolojik örgüt ne zamandan beri dış politika uyguluyor ve Kıbrıs Türk devletini tanıyor?