Batı TrakyaEditörün Yazıları

Gazi Evrenos Bey İmareti’ni Görmezden Geldi

Kültür Bakanı Mendoni geldi gitti ama Gazi Evrenos Bey İmareti’ni görmezden geldi.

Kültür Bakanı Mendoni geldi gitti ama Gazi Evrenos Bey İmareti’ni görmezden geldi.

Kültür Bakanı bayan Lina Mendoni geçtiğimiz günlerde Gümülcine’yi ziyaret etti. Doğu Makedonya – Trakya Bölge Başkanlığı’nda Bölge Başkanı Hristodulos Topsidis ve ekibiyle bir görüşme gerçekleştirdi. Basına açık olmayan görüşmede neler konuşuldu bilmiyoruz, ancak tek bildiğimiz bir gerçek var o da Sayın Bakan Lina Mendoni, Gazi Evrenos Bey İmareti hakkında tek kelime etmediğidir ve aslından koparıldıktan sonra İmaret’in şu an Kilise Müzesi olarak kullanılmasıdır. Kısacası Gümülcine-Maronya Metropolitliği’ne aittir ve her yerde her belgede Bizans eseri olarak geçmektedir.

Gazi Evrenos Bey İmareti bir Osmanlı eseridir! Bizans eseri asla değildir ve mevcut Vakfiyeler bu eserin kime ait olduğunu açıkça ispatlamaktadır. Dolayısıyla bu eserin yakın tarihte kimseye danışılmadan sorulmadan deyim yerindeyse bir gecede Kilise Müzesi olarak “Vaftiz” edildikten sonra Kilisenin eline neden ve nasıl geçtiyse, aynı şekilde Vakfiyelerdeki gerçekler kabul edilerek ve prosedür uygulanarak Kilise Müzesi statüsünden çıkarılması ve aslına uygun bir şekilde restorasyonunun tamamlanması ve kuruluşunda geçmiş tarihte nasıl hizmet verdiyse o şekilde dünya mirasına kazandırılması ve turizme bu şekilde açılması daha doğru olacaktır.

Ancak Bayan Mendoni’nin Gümülcine ziyaretinde bu tarihi eserden bir tek kelime söz etmemesi dikkat çekti. Bunu da bir not olarak bir kenara düşmeliyiz. Oysa Sayın Bakan bu eserin kime ait olduğunu, ve eserin aslı ile tarihi değerini en iyi bilenlerden biri. Dolayısıyla Gümülcine’ye gelip de bir kelam etmemesi doğrusu dikkat çekti.

Yapılan toplantının ardından önce ev sahibi olarak Bölge Başkanı Hristodulos Topsidis bir açıklama yaptı. Topsidis, yaptığı açıklamada, “Kültürün; turizm, ekonomi ve tarım ile aynı çerçevede yer alması gerektiğini ifade ettik. Böylece bölgemizin kültürünü öne çıkaracak bir dizi rota belirledik ve bu konular üzerine karşılıklı görüş alış verişinde bulunduk.” dedi.

blankArdından Sayın Kültür Bakanı Lina Mendoni de söz aldı ve bu ziyarete ilişkin kısa bir açıklama yaptı. Bayan Mendoni açıklamasında, “Kültür Bakanlığı her bölge için kültürel kalkınma haritası hazırladı. Böylece bölgesel birimleri memnun edecek, bölge sakinlerinin yaşam kalitesini iyileştirecek, aynı zamanda bir kaldıraç görevi görecek. Bildiğiniz gibi kültür, artık genel olarak sürdürülebilir bir kalkınmanın dördüncü ayağı olarak kabul ediliyor.” Dedi.

Evet, Kültür Bakanı bunları dile getirdi ama hangi kültür ne şekilde öne çıkarılacak bu bir soru işareti. Eğer bölgedeki bir Osmanlı eseri bir Bizans eseri olarak “Vaftiz” edilip dünya turizmine bu şekilde çıkarılacaksa (aynen şimdi olduğu gibi) bu bir yanıltmacadır, “hırsızlıktır”, aslına uygun değildir ve insanları kandırmaktır. Oysa kültür zenginliği dünya mirasında aslına uygun olduğu zaman değer kazanmaktadır.

1994 -1999 yıllarında Doğu Makedonya – Trakya Bölge Başkanlığı tarafından Maronya – Gümülcine Metropolitliği’ne devredildi. İmaret’e asılan tabelada bunun bir Bizans anıtı olduğu ve Kilise Müzesi’ne dönüştürüleceği belirtildi. Dönüşüm için de AB fonlarından o dönem 120.000.000 Drahmi kaynak ayrıldı.

Son olarak yine Doğu Makedonya – Trakya Eyaletinin uyguladığı 2004-2020 ESPA programıyla çalışmalar devam etmekte ve ikon koleksiyonlarının bakımı yapılmaktadır. İmaret’in doğu tarafındaki girişine ise mum yakma yerleri bulunmaktadır.

Kısacası “kırk yıllık kani olur mu yani’ atasözü bize Gümülcine’de, Yunanistan’ın hemen hemen her yerinde bir gecede dürüstlük içermese de olduğunu ispatlamaktadır.

Tarihi kaynaklarda İmaret

blankTarihi kaynaklarda ise özetle şu bilgiler yer almaktadır:

  • 1360 yılında Gümülcine’yi fetheden Gazi Evrenos Bey burasını ilk başlarda konut olarak kullandı. Kendisi Serez taraflarına gidince de burasının imaret olarak kullanılmasını vakfetti. Vakfiye ise Çelebi devrinde düzenlendi.
  • 1456 tarihli bir tahrir defteri’nde, Evrenos Bey’in kurduğu vakfın mülkleri listelenmektedir: Yılda 8.005 akçe gelir getiren bir hamam, 40 dükkandan gelen üç aylık 1.500 akçe kira geliri, bir kervansaray ve hamam, bahçelerden ve meyve bahçelerinden gelir ile Helvacı köyünün vergi geliri olduğu belirtilmektedir. Gümülcine’de kurulmuş olan vakıfa ait bütün mülkler listelenmektedir.
  • Yine 16. Yüzyıl Osmanlı tarihçisi Mehmed Neşri, Gümülcine’nin H. 763, M. 31 Ekim 1361 – 20 Ekim 1362 tarihlerinde alındığını, Evrenos’un burasını 1382 yılına kadar ikametgah olarak kullandığını ve fetihleri için çıkış noktası olduğunu belirtmektedir.
  • yüzyıl Osmanlı tarihçisi Gelibolulu Mustafa Ali de Gazi Evrenos’un ikametgahını Siroz’a naklettikten sonra, evlerini orada kurduğu “imaret” için vakıf mülküne dönüştürdüğünü kaydetmektedir.
  • Kendisi de Selanik’li olan 17. Yüzyıl Osmanlı tarihçisi Müneccimbaşı, Batı Rumeli’nin Evrenos Bey tarafından fethedildiğini, kendisi burada bir süre yaşadıktan sonra Siroz’a göç ettiğini ve konutlarını imaret ve hana çevirdiğini yazmaktadır.
  • Ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi 1668 yılında Gümülcine’ye geldiğinde Gazi Evrenos Bey İmareti’ni anlatır. Misafirlere sofra hazırlandığını ve hayvanların beslendiğini kaydeder. Yine İmaret’in gayet mamur olduğunu Helvacı, Anbarköy ve Küçükköy köylerinin buraya vakfedildiğini belirtir.
  • Dünya Savaşı yıllarına gelindiğinde ise Bulgarlar tarafından kitabenin biri kazınmış ve yerine Bulgarca’sı yerleştirilmiştir. Orijinal, fakat kazınmış olan kitabe Gümülcine Arkeoloji müzesindedir.

Şimdilik bu kadar…..

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rastgele Haberler

Başa dön tuşu