“İmia’da (Kardak) Türkiye İle Savaşmamıza İzin Vermedikleri İçin Ağlıyorduk”
Emekli Yunan komutandan çarpıcı açıklama: “İmia'da (Kardak) savaşmamıza izin vermedikleri için birkaç asker hariç tüm Donanma personeli ağlıyorduk.”
Emekli Yunan komutandan çarpıcı açıklama: “İmia’da (Kardak) savaşmamıza izin vermedikleri için birkaç asker hariç tüm Donanma personeli ağlıyorduk.”
Yunan Deniz Kuvvetlerinin KİMON destroyerinin eski komutanı emekli Tuğamiral Vassilis Politis, Yunanistan ile Türkiye’nin savaşın eşiğine geldiği 1996 yılındaki Kardak krizini nasıl yaşadığını Zougla TV ve gazeteci Hristos Mazanis’e anlattı. Emekli komutan Politis, “İmia’da (Kardak) savaşmamıza izin vermedikleri için ağlıyorduk” İfadelerini kullandı.
Yirmi sekiz yıl sonra Yunan Deniz Kuvvetlerinin KİMON destroyerinin eski komutanı emekli Tuğamiral Vassilis Politis, Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanan Kardak krizini ve sonrasında gelişen olayları, Filonun denize çıkışının hazırlandığı ve aynı zamanda Ege’de bulunan Salamis Deniz İstasyonu’ndan “KİMON” destroyerinin komutanı olarak yaşanan her şeyi açıkça anlatıyor.
Komutan Politis yapılan hazırlıkları ve aynı zamanda helikopter kazasını öğrendikleri ilk andan itibaren mürettebatın moraline ve sonunda her şeyi durdurup geri dönmeleri emredildiği andaki morale de gönderme yapıyor.
Yapılan söyleşide Tuğamiral Vassilis Politis özetle şu çarpıcı ifadeleri kullanıyor:
“Helikopterle yaşanan olaydan iki günce ve savaş gemilerinin hepsi Ege’ye gitmezden önce bir uçuş kontrolü yapmak üzere görevliydim. Ancak helikoptere binmeye dahi yetişemeden bir emir geldi ve gemilerde görevli olanların derhal gemilere dönmesi gerekiyordu. Ben de fırkateyn KİMON’a geri döndüm ve HARPON füzelerini yüklemek için demir aldık ve yükledikten sonra da orta Ege’de bir yere gidecektik ama nereye gideceğimiz henüz belli değildi. Bize bir şey söylemediler sadece Türkiye ile bir gerginliğin olduğunu söylediler. Size şunu söylemek istiyorum; KİMON fırkateyninde 338 personel vardı o dönem ve bunların içinden bir ikisi hariç moralimiz o kadar yüksekti ki savaşmaya gidiyorduk.
Şunu da belirteyim; filomuz tüm gemileriyle Salamina üssünden savaş mühimmatlarını yükledikten sonra o kadar çabuk hazırlandı ve denize açıldı ki Türkler bunu beklemiyordu. Ben zannediyorum ki yapılan bütün yanlışlar o olayda sivil liderlikle askeri liderlik arasında anlaşmazlıklar sonucu oldu. Böyle durumlarda genelkurmay Başkanı Başbakanın evine gitmiyor, tüm hükümet ve askeri liderlik 4 kat yerin altında bodrumda bulunan operasyon karargahında toplantı halinde bulunuyor. Ama galiba o dönem Simitis çok yeni bir Başbakandı ve Başbakan olduğunu bile anlamamıştı belki.
Ama size şunu özellikle belirtmek istiyorum; o dönem okuldan arkadaşlarımın birçoğu savaş gemilerinde görevliydi, benim de deneyimimden o dönem Yunan filosu Türk donanmasına ciddi bir darbe vurmaya hazırdı ama tabii ki Türkler bunun ne olacağını anlamamışlardı bile. Tekrar söylüyorum, Salamina’dan ful bir şekilde mühimmat doldurduk ve savaşmaya Türk gemilerini vurmaya gidiyorduk.
Türkler Aksaz’dan ve diğer üslerden Ege’ye çıkmamışlardı bile ne olduğunu anlayamadılar. Geri dönüş emrini aldığımızda savaşa girmedik diye herkes geri dönerken ağlıyordu. Savaşa gidiyoruz diye değil, savaşamadık diye tüm Donanma gemilerindeki personel üç beş asker hariç ağlıyordu. Büyük bir fırsattı, eğer bir düğme bassaydık o zaman bugün Ege’de durum başka türlü olacaktı belki.”