“Her Şeye Türkiye’deki Seçimlerden Sonra Karar Verilecek”

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Action 24 televizyon kanalındaki söyleşide, eğer Türkiye dostluk elini uzatırsa, Yunanistan’ın tarihsel olarak, ulusal olarak her zaman vurguladığı gibi karşılık vereceğini söyledi. Bakan Dendias, Türkiye’nin son döneme Yunanistan’a karşı değişime yönelik tavrını “kesinlikle memnuniyetle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Dendias özetle şunları dile getirdi:

“2020 yılının yaz ayları bütün Yunanlılar için çok zordu. Silahlı kuvvetler için, onların liderliği için çok zordu, benim için de çok zordu. Yaşanan olayları hatırlamanın veya açıklamanın bir anlamı yok. Bazıları biliniyor, bazıları bilinmiyor.”

“Türkiye’nin önceki örnekten uzaklaştığını ve yeni bir dostane ilişkiler girişimi örneğini oluşturduğunu gördüğümüzde, bunun samimi olduğuna inanmak istediğimiz bir şeydir. Türk halkının değerlendirmesiyle ortaya çıkacak Türk hükümetinin niyetlerinin ne olduğunu ve nasıl ilerleyebileceğimizi seçimlerden sonra göreceğiz. Türkiye’deki seçimler her zaman yeni bir başlangıca izin verebilir ve bu nedenle Yunanistan’ın Ege’nin diğer tarafından uzatılan dostluk eline yanıt vermeye hazır. Yunanistan her zaman uygun bir ortam olduğu sürece, Türkiye ile diyaloğa girmek ve buna göre davranmak istiyor.

Geçmişte her gün savaş uçaklarının uçuşları, hava sahası ihlalleri, karasuları ihlalleri vardı, ancak yaşanan deprem felaketi sonrasında hiçbir ihlal kaydedilmedi. Ege’de Türk uçuş faaliyeti bile yok. Genel olarak Türk tutumunda tam bir değişiklik var. Retorik tamamen değişti. Yunanistan’a karşı ne hakaret, ne tehdit, ne de başka bir şey yapılmıyor. Türkiye, bu davranışıyla, Yunanistan’ın Türk toplumunun ihtiyaç duyduğu anda herhangi bir jeopolitik karşılık talep etmeden ve öncekilerin hepsini hesaba katmadan Türk halkının yanında yer almayı seçtiğini kabul etmektedir. Bunun Türk tarafı tarafından takdir edildiğini düşünüyorum.

Elbette seçimlere gidiyoruz. Şimdi geniş bir tartışma yapmanın zamanı değil. Bu, her iki ülkenin toplumlarının krizini takip edecek bir şey. Ama önemli olan şu anda ülkelerimizin sakin sularla seçimlere gitmesini sağlayabilecek bu iletişim kanallarının var olmasıdır. Dürüst olmak gerekirse, burada birkaç aydan beri mutlak aranan bir şeydi. Böyle bir şeyi nasıl başarabileceğimizi arıyorduk ve Yunanistan’daki olası iki seçim arasındaki süre konusunda çok endişeliydik.

2020 yılının yaz ayları bütün Yunanlılar için çok zordu. Silahlı kuvvetler için, onların liderliği için çok zordu, benim için de çok zordu. Yaşanan olayları hatırlamanın veya açıklamanın bir anlamı yok. Bazıları biliniyor, bazıları bilinmiyor. Ancak gerçek şu ki, geri dönüşü olmayan bir noktaya çok yaklaştığımız zamanlar oldu. Yine de, her iki tarafın da itidalli davranışı ve kullanımı sayesinde en kötüsü önlendi. Ve bugün bulunduğumuz yerdeyiz. Bence çok önemli olan o döneme geri dönmemek. Bence bu iyi, hepimiz unutabildiğimiz sürece (o zamanı).

Yunanistan bunca yıldır uluslararası topluma, müttefiklerimize, dostlarımıza, Yunan-Türk farklılıklarının nedeni ve doğası hakkında bizi dinlemek isteyenlere net bir resim vermeye çalıştı. Bu açıdan, bu çabayı başarılı buluyorum.“

Bakan Dendias son olarak seçimlerden sonra Yunan diplomasisinin zorluklarını vurgulayarak, ülkenin dış politikasına bütüncül bir yaklaşım gerektiğini vurguluyor ve Türkiye ile ilişkilere ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kampanyasının tamamlanmasına odaklanıyor. Yunanistan’ın Güvenlik Konseyi adaylığıyla ilgili olarak “artık çok yakınız” inancını dile getiriyor. Ayrıca İnsan Hakları Konseyi ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkanlığı ile ilgili diğer iki kampanyanın yanı sıra Yunanistan‘ın gelişmemiş olan ülke ve coğrafi alanlarla iletişimin önemini vurguluyor. Pasifik’in bir parçasına, Avustralya’ya, Endonezya’ya, Yeni Zelanda’ya, bölgedeki daha küçük ülkelere, Filipinler’e ve Afrika’nın bir parçasına, Doğu Afrika’ya atıfta bulunuyor ve “Batı ile yeterince ilerledik” ifadelerini kullanıyor.

Dendias aynı zamanda, Yunanistan’ın Balkanlar’da, Priştine-Belgrad diyaloğunda, Bosna-Hersek’te, Karadağ’daki yeni gerçeklikte oynaması gereken çok önemli rolden de bahsediyor.