Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ziyareti İle İlgili Atina’da Tartışmalar Alevlendi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Atina ziyaretine itirazını dile getiren Samaras’ın açıklamaları tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina ziyaretine itirazını dile getiren Samaras’ın açıklamaları tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyareti ve 7 Aralık’ta Yunanistan ile Türkiye arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin toplanmasına geri sayım devam ederken, Miçotakis hükümeti programı ve açıklanan pozisyonları temelinde hareket ettiğinin sinyallerini veriyor. Bu da Ankara ile açık iletişim kanallarını sürdürmek.
Yunanistan eski Başbakanlarından Antonis Samaras’ın Kathimerini gazetesine verdiği mülakatında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretine itirazını dile getiren açıklamaları tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Hükümet sözcüsü Pavlos Marinakis şunları söyledi: “Eski Başbakan kesin tutumunu dile getirdi. Bizi ilgilendiren, ülkeyi güçlendirmektir. Bu Hükümetin kaygısıdır ve sanırım hepimiz aynı taraftayız.” İfadelerini kullandı.
SİRİZA Partisi, Yunanistan ve Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı öncesinde siyasi liderlere brifing verilmesini isterken, Samara’nın açıklamaları üzerine ND’yi Yunan-Türk meselesini parti içi çerçevede ele almakla suçluyor. Parapolitika Fm radyosuna konuşan SİRİZA’nın basın temsilcisi Dora Avgeri şunları söyledi: “Görünüşe göre eski Başbakan diyalog istemezken, şimdiki Başbakanın istediği bu siyasi oyunu oynamak için Sayın Samaras’la rol paylaşıyorlar. Aynı zamanda ortaklarımıza ve Türkiye’ye verilen mesaj, Yunanistan’ın kararlı bir şekilde ülkenin çıkarlarını gözeten spesifik bir stratejisinin olmadığı, ancak parti içi oyunlar oynadığıdır.”
Londra’da bulunan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis, Ukrayna ile ilgili kendisine gelen bir soru üzerine Cnbc’ye revizyonizme hoşgörü gösterilmediğini tekrarladı: Gerapetritis, “Modern dünyada revizyonizmin yeri olmadığı temel ilkesinde ısrar etmeliyiz. Aynı ilkeleri tüm çatışmalara da uygulamalıyız. Ne yazık ki birçok bölgenin saldırganlık ve revizyonizmden muzdarip olduğunu görüyoruz. Aynı ilkeleri her yerde uygulamalıyız, çok güçlü olmalıyız. NATO ve Avrupa Birliği’nin bu krizlerden çok güçlü çıktığını düşünüyorum.”
PASOK Partisi ise, siyasi liderler konseyinin Yunan-Türk sorunlarıyla ilgili olarak toplanması yönünde çağrıda bulunarak, diyaloğa sınırlar getirilmesi gerektiğine işaret etti. ANT1’e konuşan PASOK-KINAL Parlamento temsilcisi Mihalis Katrinis şunları söyledi: “Sayın Miçotakis, dış politikanın uygulanmasını ve Yunanistan-Türkiye ilişkileri ile ilgili konuları kişisel ve özel meselesi olarak algılıyor. Hiç kimse Türkiye ile yapılan görüşmelerin ve müzakerelerin içeriğini bilmiyor. Başbakan partileri ve siyasi liderleri bilgilendirme ihtiyacı duymuyor.”