“Batı Trakya Türkiye’nin 82’inci İli Mi Ki Örnek Gösteriyorsunuz? Yine Hatalısınız“
Batı Trakya Türkiye’nin 82’inci ili mi ki Türkiye’deki uygulamayı örnek gösteriyorsunuz? Lozan’ı harfiyen uygulayın yeter, sorun kendiliğinden hallolacaktır!
Batı Trakya Türkiye’nin 82’inci ili mi ki Türkiye’deki uygulamayı örnek gösteriyorsunuz? Lozan’ı harfiyen uygulayın yeter, sorun kendiliğinden hallolacaktır!
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Batı Trakya’da Türk Azınlığın Müftüleri konusunda yine yanlış hareketler içinde çırpınmaya, sorunu çözmek ve gerçeklerle yüzleşmek yerine kasıtlı olarak “tilki kurnazlığına” devam ediyor. Belirli aralıklarla basın aracılığıyla, Batı Trakya’da var olan Müftülük sorunu ile sözde ilgilendiğini göstermek üzere basında haberler yapılıyor. Kaş yapayım derken göz çıkarılıyor.
Bizler de Batı Trakya’daki Azınlık insanı olarak ülkemiz Dışişleri Bakanlığı’na şunu hatırlatıyoruz:
Türkiye Cumhuriyeti devletinin iç ilerinin işleyişi, Türkiye Anayasası’ndan kaynaklanan hak hukuka göre kurumların işleyişi açıkça belirtmektedir. Dolayısıyla, T.C. Devleti veya diğer İslam ülkelerindeki işleyiş ve uygulamaların farklılık göstermesi gayet normal olabilir.
Biz Yunanistan devletini, Türkiye’deki işleyiş şekli değil, bizdeki işleyiş şekli ilgilendirmelidir. Bize Türkiye’deki uygulamayı örnek göstermeniz hatalıdır, bizim talebimizle ilgili bir şeyi ifade etmiyor.
O zaman da şunu ileri sürüyorsunuz; “Lozan’a göre Batı Trakya’daki Azınlık Müslümandır, Mensupları da Yunanlı Müslümanlardır, Türkiye bize nasıl bir uygulama yapacağımız konusunda yol gösteremez, bu içişlerimize müdahaledir”. Diyorsunuz.
Peki, ülkemiz Yunanistan’ın sayın yöneticileri; İstanbul Rum Azınlığı ve Gökçeada ve Bozcaada Rum Azınlığı ile ilgili Lozan Anlaşması’nın maddelerinin harfiyen uygulamasını Türkiye’den talep ediyorsunuz. İyi de yapıyorsunuz. Garantör devletiz ya. Hatta yapılan ziyaretlerde şunu dile getiriyor tüm Bakanlar ve ziyaret eden diplomatlar; “Lozan’ın uygulanıp uygulanmadığının yakından takip ediyoruz” diyorsunuz.
Peki o zaman neden Lozan’ın tüm maddelerini eksiksiz Batı Trakya’da harfiyen uygulamıyorsunuz? Türkiye’den talep ediyorsunuz, ama buraya gelince “İçişlerimize müdahaledir” açıklaması yapıyorsunuz.
Peki biz Yunanistan olarak Rum Azınlık üzerinde garantör devletiz de, Türkiye Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı üzerinde garantör devlet değil mi? Bu sorun bu tür çifte standart uygulamasıyla ve bu anlayışla asla ama asla daha asırlarca çözülemez.
Ancak ülkemiz Yunanistan bir yanlışta bilerek ve hesabına geldiği gibi ısrar ediyor. Biz Batı Trakya’daki Müslüman Türk Azınlığın kurum ve kuruluşlarındaki işleyiş ve yönetim şekli, Lozan Barış Anlaşması kapsamında belirli kriter ve maddelerle hak hukukumuz açık seçik bir şekilde belirtilmektedir. Dolayısıyla T.C. Devleti’nin dini konularda yönetim ve işleyiş şekli farklılıklar gösterebilir, ancak bu da bizi ilgilendirmemektedir. Her Müslüman ülkede farklılıkların olması gayet doğaldır.
Bizim ülkemiz Yunanistan’dan talebimiz, Başmüftülük, Müftülükler, Müftüler ve görevleri, Vakıf İdarelerinin işleyiş ve yönetim şekli Lozan Anlaşması da açıkça yol göstermektedir. Biz Lozan’ın maddelerinin harfiyen uygulamasını talep ediyoruz.
Türkiye veya Suudi Arabistan, Katar, Bangladeş ne yapıyor, uygulamalar nelerdir bizi bağlamaz, biz Azınlık olarak bize tanınan hak hukuku talep ediyoruz hepsi budur.
Olayı neden dönüp dolaşıp Türkiye’deki uygulamaya getiriyorsunuz? Batı Trakya bölgesi Türkiye’nin 82’inci ili mi ki aynı uygulama burada da geçerli olsun?
Ülkemiz Yunanistan, Batı Trakya’daki Müftü ve Müftülükler, Vakıf İdarelerinde statünün Lozan Anlaşması’na göre uygulaması konusunda her defasında bir hatalı açıklamayı bilinçli olarak tekrarlıyor, sorunu çözmek istemediğinden dolayı T.C. Devletinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini kurum ve kuruluşlarında görev yapan din adamlarını örnek olarak ileri sürüyor.
Son olarak yine Kathimerini gazetesinde, Yunan diplomatik kaynaklarına dayandırdığı bir haberde, Batı Trakya’daki Müftülük sorununa değiniliyor.
Haberde şu ifadeler kullanılıyor:
“Birkaç gün önce Türk hükümet gazetesinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre, 7 Haziran 2022’de üç Müftünün atandığı, yedisinin de tayini gerçekleşti ve birinin de görevine son verildiği açıklandı. Türkiye’de Müftülerin bir devlet hizmeti olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın memurları olması özellikle ilginçtir.
Türk yetkililer, ülkemizi defalarca Trakya’daki (Batı) Müslüman Azınlığın dini haklarını ihlal ettiği iddiasıyla eleştirerek, bugün olduğu gibi Müftülerin atanması değil seçilmesi çağrısında bulundu.
Türk tarafının özenle gizlediği şey, Türkiye’de de aynı uygulamanın (Müftülerin atanması) takip edilmesi, ülkemize yönelik eleştirilerin ikiyüzlü doğasına işaret etmekten başka bir şey değil.”