“Asıl Yayılmacı Burnumuzun Dibine Kadar Gelen Yunanistan’ın Ta Kendisidir”
“Yunanistan Türkiye'yi bir tehdit olarak değil de güçlü, güvenilir ve etkin bir müttefik olarak görmeyi başarabilirse bu hem ülkemiz, hem bölgemiz hem de NATO adına büyük bir kazanım olacaktır.”
SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı’nın resmi açılış töreninde konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar “Yunanistan Türkiye’yi bir tehdit olarak değil de güçlü, güvenilir ve etkin bir müttefik olarak görmeyi başarabilirse bu hem ülkemiz, hem bölgemiz hem de NATO adına büyük bir kazanım olacaktır” diyerek Yunanistan’a mesaj gönderdi.
SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı’nın resmi açılış töreninde konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Biz sorunlara barışçıl çözüm önerileriyle yaklaşırken, bilinen bazı Yunanlı siyasiler kendi “Megali İdea” hayallerini örtmek, saklamak için Yeni Osmanlı diye bir söylem uydurdular. Bu söylemle akıllarınca Türkiye’yi yayılmacılıkla suçluyorlar. Asıl yayılmacı, kurulduğu günden bugüne burnumuzun dibine kadar gelip sürekli Türkiye’yi tahrik ve tehdit eden Yunanistan’ın ta kendisidir” dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar konuşmasında Yunanistan ile ilgili şunları söyledi:
“Komşularımızdan beklentimiz egemenlik haklarımıza saygı göstermeleri ve uluslararası hukuka, akla ve mantığa uygun davranmalarıdır”
“Türkiye Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerek savunma ve güvenlik alanında yaptığı atılımlarla gerekse diğer ülkelerle kurduğu çok boyutlu ilişkilerle uluslararası alanda özne haline gelmiş, ülkemizin etki alanı üç kıta, ilgi alanı ise bütün dünya olmuştur. Ülkemize yönelik risk ve tehdit yelpazesi de maalesef genişlemiştir. Böyle bir ortamda, reel politik verilerle hareket ederek gelişmeleri yakından takip eden ve bu gelişmeler karşısında provokatif davranan Türkiye, bölgesinde, coğrafyalarda istikrar sağlayan ve güven veren bir ülke konumundadır.
Biz tüm komşularımızın hudutlarına, egemenlik haklarına daima saygılı olduk, olmaya devam ediyoruz. Tek amacımız ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaktır. Komşularımızdan da beklentimiz egemenlik haklarımıza saygı göstermeleri ve uluslararası hukuka, akla ve mantığa uygun davranmalarıdır. Tüm provokatif eylem ve söylemlere rağmen komşumuz Yunanistan ile diyalog kanallarını daima açık tutmaya büyük gayret gösteriyor, bölgemizin istikrarı için her zaman barış elimizi uzatıyoruz. Biz sorunlara barışçıl çözüm önerileriyle yaklaşırken, bilinen bazı Yunanlı siyasiler kendi “Megali İdea” hayallerini örtmek, saklamak için yeni Osmanlı diye bir söylem uydurdular. Bu söylemle akıllarınca Türkiye’yi yayılmacılıkla suçluyorlar. Asıl yayılmacı, kurulduğu günden bugüne burnumuzun dibine kadar gelip sürekli Türkiye’yi tahrik ve tehdit eden Yunanistan’ın ta kendisidir.
Bu siyasiler, yaptıkları açıklamalarla Yunan halkına da büyük zarar vermekte. 2 ülke arasında barışa giden yolu ve diyalogu da sabote ve tahrip etmektedirler. Yunan siyasilerin gerçeklikten uzak, matematikten, akıldan ve hukuktan kopuk tüm yaklaşımlarına rağmen biz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde barış ve istikrar için Ege’nin ve Akdeniz’in bir dostluk denizi olması, tüm zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılması yönündeki gayretlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Aramızdaki sorunları uluslararası düzeye taşımakla övünenler ve birilerinden medet umarak haklarımızı gasp edeceklerini düşünenler çok iyi bilmelidir ki, haklarımıza ve menfaatlerimize yönelik oldu bittilere ve birtakım dayatmalara asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Tarihte olduğu gibi. Yunanistan Türkiye’yi bir tehdit olarak değil de güçlü, güvenilir ve etkin bir müttefik olarak görmeyi başarabilirse bu hem ülkemiz, hem bölgemiz hem de NATO adına büyük bir kazanım olacaktır. Tahıl ve esir anlaşmaları Türkiye’nin yapabilecekleri hakkında son 2 örnektir.
Savunma sanayiinde elde edilen tecrübe birikimiyle birlikte bir zamanlar hayal olan, birçok konu çok şükür bugün gerçeğe dönüşmüştür. Artık kendi tüfeğimizi, topumuzu, insansız hava aracımızı, İHA’ları, SİHA’ları, füzemizi, helikopterlerimizi, gemimizi üretebilen bir ülke haline gelmiş bulunuyoruz. İnşallah en kısa zamanda kendi muharip uçağımızı da tankımızı da üreten ülkeler arasına gireceğiz. Yapacağız. Uçağımızı da yapacağız, tankımızı da yapacağız. Durmak yok, yapacağız.
Artık kendi ihtiyaçlarımızın yanı sıra başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan ve Libya olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarına da cevap verecek durumdayız çok şükür. Çok iyi biliyoruz ki büyük ve güçlü Türkiye’nin yolu ekonomik ve teknolojik bağımsızlıktan geçmektedir. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı Milli Teknoloji Hamlesi ülkemiz ve yarınlarımız için hayati önemdir.”