“24 Ay Gibi Bir Sürede 4 Türk Uçağının İlk Uçuşunu Gerçekleştirdiğini Düşünmek Bile Yeterli”
"Komşunun Savunma Sanayiinin teknolojik yeteneklerinin yükseltildiğinin bir kanıtıdır. 24 ay gibi bir sürede 4 Türk uçağının ilk uçuşunu gerçekleştirdiğini düşünmek bile yeterli. Bunlar KAAN, insansız Anka-3, Bayraktar TB3 ve İHA savaş uçağı Kızılelma'dır.”
Yunan “Kathimerini” gazetesinden Türk Savunma Sanayii’ne övgü dolu sözler.
KAAN’ın ilk uçuşunu sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmesi tüm Yunan basınında olduğu gibi “Kathimerini” gazetesinde de geniş yer buldu. KAAN’ın ilk uçuşunu haber yapan gazete, bununla da yetinmedi ve Türk Savunma Sanayii’ne övgü dolu sözlerle ikinci bir haberi okuyucularıyla paylaştı.
“Kathimerini” haberinde, “Türkiye’nin stratejik olarak faydalanması tartışılamaz. KAAN hiçbir zaman hizmete girmese bile, komşunun Savunma Sanayiinin teknolojik yeteneklerinin yükseltildiğinin bir kanıtıdır. 24 ay gibi bir sürede 4 Türk uçağının ilk uçuşunu gerçekleştirdiğini düşünmek bile yeterli. Bunlar KAAN, insansız Anka-3, Bayraktar TB3 ve İHA savaş uçağı Kızılelma’dır.” İfadelerini kullanması dikkat çekti.
“Kathimerini gazetesinin haberi şu şekilde:
“KAAN’ın ilk uçuşundan ne öğrendik- Ege’deki güç dengelerini değiştirir mi?”
“Türk savaş uçağının başarılı testi, programa uygun olmasına rağmen sorunları gizlemedi. Yunanistan, F-35 ile 5. nesil savaş uçaklarında açık ara önde.
Türkiye, ilk yerli 5’inci nesil uçağın yaratılmasına yönelik önemli bir adımı da KAAN’ın ilk uçuşuyla attı. TAI (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii) tarafından üretilen savaş uçağı, F-35’ten çıkarılmasının ardından Ankara’nın 5’inci nesil özelliklere sahip uçak alternatifi olmayı hedefliyor. Henüz operasyonel kullanılabilirlikten uzak olsa da Çarşamba günkü başarılı uçuş testi, programın küçük gecikmelerle de olsa programa uygun şekilde ilerlediğini gösteriyor.
KAAN’nın uçuşu hakkında ne biliyoruz
KAAN prototipi Ankara’nın kuzeyindeki Mürted hava üssünden havalandı. Burası 2016 yılında başarısız darbe sırasında Türk hükümeti tarafından bombalanan havaalanı. Edinilen bilgiye göre ilk uçuşu 13 dakika sürdü. Kalkıştan itibaren ve kısa uçuşu boyunca, güvenlik nedeniyle KAAN’a, havadaki davranışlarını gözlemleyen iki Türk F-16’sı eşlik etti.
“Başarılı test hiç şüphesiz Türk Savunma Sanayisinin kayda değer bir başarısıdır”
Prototip uçak 8.000 feet yükseklikte 230 knot hızla uçtu. Savaş uçağı ağır bir yükle manevra yapmadı ve durdurucu paraşütü kullanarak sorunsuz bir şekilde indi. Pilotun, Türk üssüne dönüşünde alkışlanan deneyimli test pilotu Barbaros Demirbaş olduğu öğrenildi. Her ne kadar uçakta şu anda görev sistemleri, radar, sensörler ve savaş sistemi bulunmuyor olsa da, başarılı test hiç şüphesiz Türk Savunma Sanayisinin kayda değer bir başarısıdır.
Bir sonraki adımlar
Ankara, yerli üretim KAAN’ın 2030’dan sonra operasyonel olarak kullanılabileceğini hesaplıyor. Bu oldukça iyimser bir tahmin olsa da, 2016 yılında başlayan gelişiminin Türk Savunma Sanayisi için değerli bir bilgi birikimi haznesi olduğu kesindir. Buna ek olarak, Türkiye’nin Batı’da ve ABD’de üretilen silah sistemlerine olan bağımlılığını da azaltıyor.
Ancak KAAN’ın asıl sorunu motor bulmaktır. KAAN, ilk ve sonraki planlanan geliştirme uçuşları için F-16’nın F110-GE-129 motorlarını ABD’den lisansla “ödünç alıyor”. TAI’nin hedefi, uçağın gelecekteki versiyonunda Türk KALE ile İngiliz Rolls-Royce arasında geliştirilen yerli motoru kullanmak.
Üstelik KAAN büyük ölçüde Türkiye dışında üretilen sistem ve parçalardan oluşuyor. İngiliz BAE Systems’in tasarımında önemli bir payı varken, kritik sistemler Güney Kore, Ukrayna ve diğer ülkelerde üretiliyor. Elektronik harp sistemi ve AESA teknolojili radar, Türk sanayisinin ürettiği tüm silah çeşitlerini yönlendirebilecek Türk Aselsan tarafından üstlenildi.
Ankara, endüstriyel üretim aşamasında, KAAN’ın art yakıcı kullanmadan süpersonik uçuş kabiliyetine ve düşük RCS’ye (radyo kesiti) sahip olacağını, yani düşman radarları tarafından tespit edilmesinin zor olacağını iddia ediyor. Daha iyi farkındalık ve taktik resmin yakalanması için veri füzyonu gerçekleştireceği, gelişmiş bir iletişim sistemine sahip olacağı ve uzun menzilli Havadan/Havaya ve Havadan/Karaya (Stand Off) hassas füzelerle donatılacağı iddia ediliyor.
Güç dengesi
Yıllar süren kapsamlı testler gerektiren yukarıdakilerin tümü doğrulansa bile, deneyimli Hava Kuvvetleri subaylarının “Kathimerini”ye bildirdiği gibi, Yunanistan ile Türkiye arasındaki güç dengesinin, en azından operasyonel düzeyde, çok fazla değişmesi beklenmiyor.
Yunanistan, mevcut verilere göre F-35 ile 5. nesil savaş uçaklarına ve ağ merkezli operasyonlar dönemine daha erken girecek. Hava Kuvvetleri pilotları “görünmez” uçakların kullanımında önemli bir avantaj elde edecekler. Aynen 214 denizaltı mürettebatının Türk muadillerine göre sahip oldukları üstünlük gibi. Aynı zamanda Ege’de saatleri “dolduran” F-16 Viper pilotları da var, Türkler ise 2027’den sonra yeni F-16’yı ellerine alacak.
Ayrıca halihazırda Hava Kuvvetlerinde bulunan Rafale, düşük RCS ile bile tehditleri uzun mesafeden tespit edilmeden tespit edip etkisiz hale getirebilen sensörler ve silahlarla donatılmıştır. Fransız savaş uçakları, Donanmanın yeni FDI fırkateynlerinin alan hava savunma yetenekleriyle birleştiğinde, en modern savaş uçaklarına bile alan reddi dayatıyor.
Türkiye’nin KAAN ile aşması gereken bir diğer konu da ölçek ekonomisinin sağlanmasıdır. Bu kadar büyük bir program eğer ihraç edilemiyorsa ekonomik olarak sürdürülebilir olamaz. Erken ilgi gösteren Ukrayna, Azerbaycan ve Pakistan dışında KAAN’ın ihracat başarısı Ankara için pek çok değişkeni olan zor bir denklem.
Ancak Türkiye’nin stratejik olarak faydalanması tartışılamaz. KAAN hiçbir zaman hizmete girmese bile, komşunun Savunma Sanayiinin teknolojik yeteneklerinin yükseltildiğinin bir kanıtıdır. 24 ay gibi bir sürede 4 Türk uçağının ilk uçuşunu gerçekleştirdiğini düşünmek bile yeterli. Bunlar KAAN, insansız Anka-3, Bayraktar TB3 ve İHA savaş uçağı Kızılelma’dır.”