Miçotakis: “Doğudaki Komşularımız Kaçak Göçmenleri Siyasi Amaçla Kullanıyor”
"Doğu tarafındaki ulusal ve Avrupa sınırlarını yasa dışı akışlara ve sefil hayat ve umut tacirlerine karşı güvende tutuyor."
Başbakan Miçotakis, yasadışı göç konusunda Türkiye’yi suçladı. Miçotakis, “doğudaki komşularımız, insanların çektiği acıları çoğu kez ulusal ama aynı zamanda siyasi amaçlara hizmet eden bir manivelaya çeviriyor” ifadelerini kullanarak Türkiye’yi suçladı.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis Atina’da Zappion Sarayı’nda Göç ve İltica Bakanlığı tarafından düzenlenen “3 Yıl Göç ve İltica Bakanlığı – Göç Krizinin 3 Yıl Etkili Yönetimi” etkinliğinde konuştu.
Miçotakis “3,5 yıllık iktidardan sonra birçok alanda yapılanlar Yunanistan’ın dünden sayfa değiştirdiğini söylüyor. Değişen ilklerin ilk sırasında göç inkar edilemez bir şekilde yer alıyor, çünkü her şeyin değiştiği yer orası.” Dedi.
“Yunanistan, Göç sorununun etkin yönetiminde hem yöntem hem de cesaretle başı çekiyor. Doğu tarafındaki ulusal ve Avrupa sınırlarını yasa dışı akışlara ve sefil hayat ve umut tacirlerine karşı güvende tutuyor.
2015 yılında Avrupa Birliği’ne yasa dışı girişlerin yüzde 75’i Yunanistan’dan üzerinden yapıldı. Bu oran geçen yıl sadece %5 idi. Aynı yıl kara sınırlarımızda 250 bine yakın, deniz sınırlarımızda ise 45 bine yakın kaçak girişler engellendi.
Göçle mücadele, birçok paralel cephede faydalı çözümlerle birleştirildi. Çünkü size hatırlatmak isterim ki, barınma sorunlarına ek olarak, şu anda göçmen kabulü için yapılara ev sahipliği yapan beş adada düşük katma değer vergisini başardık, sahiplendik ve korumayı başardık. Ülkemizin önceliği her zaman için her şeyden önce insan hayatının korunmasıdır. Başta Sahil Güvenlik olmak üzere Yunan kuvvetleri, Ege sularında kaybolacak onbinlerce insanı kurtardı. Karşı kıyıdaki çeteler onları fırtınaları dalgalara gönderdiği yerde. Bazıları böyle hassas konularda şüpheli oyunlar oynayarak çıkar sağlıyor.
Yunanistan bugün sadece Avrupa’nın doğudaki ileri karakolu değil. Aynı zamanda vatanımızda yaşamlarını sürdürme hakkı olan, buna gücü yeten ve devam etmek isteyen herkesin yaratıcı bir bütünleşme kovanıdır. Bir noktada ‘buğdaydan çıkan saman’ın (sapla-samanın) ayrılması gerekecek.”
Ekonomik göçmenler, yasa dışı ekonomik göçmenler ve uluslararası korumaya sahip gerçek suçlular arasında ayrım yapabilmek için bu hassas konunun ifşa edilmesi gerekmektedir.
Bu, yakın zamanda, bazı insanların Yunan topraklarında kurban olduğunu iddia edilenlerle Yunan karşıtı bir komplo kurmasıyla ortaya çıkan bir şey. Haftalarca süren, ne yazık ki ucuz ve sinsi bir propaganda olduğu ortaya çıktı. Akrep sokmasından hayatını kaybeden var olmayan “küçük Maria”.
Uluslararası istikrarsızlık döneminde, biçimleri ve yoğunlukları sürekli değişen ve sürekli yeni girişimler gerektirecek olan göç, kazanılması gereken kalıcı bir bahse dönüşüyor.
Ülke, Türkiye’nin benzeri görülmemiş baskısı altındayken, biz tek başımıza el kaldırdık ve evet, Afganistan’dan savunmasız kadınları ağırlamaya hazırız dedik. Diğer ülkeler yapmadı. Biz yaptık. Taliban iktidarı ele geçirdikten sonra çoğu Avrupa’ya olmak üzere yaklaşık 1000 kadın geldi. Rus işgalinin kurbanı olan binlerce Ukraynalı mülteciyi ağırladık.
Vurgulamak istediğim dördüncü nokta, Avrupa genelinde işbirliğinin önemidir. Bu çabanın ön saflarında yer alabiliriz, ancak yalnız olamayız ve sonuçta bu sorunu çözmenin yalnızca Avrupalı olması gerektiğini ve olabileceğini birçok kez söyledim. Adımlar atıldı, daha yapılacak çok şey var.
Bu boyut çok önemli ama sorunun jeopolitik boyutunun da altını çizmek çok önemli diyebilirim. Çünkü ne yazık ki doğudaki komşularımız, insanların çektiği acıları çoğu kez ulusal ama aynı zamanda siyasi amaçlara hizmet eden bir manivelaya çeviriyor.
Açıkça söylemek gerekirse, Avrupa Birliği’nin net kararları uygulanmadığında zayıflıyor. Ankara üzerinde mutabık kalınanlara ve 2016 tarihli Avrupa Birliği-Türkiye ortak bildirisine uymak zorundadır.
Burada, dürüst olmam gerekirse, Türkiye ile iş birliğinin iyi olduğu zamanlar da oluyor, o kadar iyi olmadığı zamanlar da oluyor. Göç yönetimi konusunda Avrupa Birliği-Türkiye işbirliğinde, Yunanistan-Türkiye işbirliğinde geliştirilebilecek alanlar olduğuna inanıyorum.
Ve tabii ki, sığınmacıların yer değiştirmesini, uluslararası koruma hakkına sahip olanların Birlik içindeki hareketini düzenleyecek bir mekanizma artık kesinlikle gerekli, Ukrayna’dan gelen mültecilerde de olduğu gibi.”