İlhan Ahmet’in Açtığı Kapıdan Metropolit Anthimos Da Geçti

Anthimos da seçimlerde Rodop İlinin kırmızıya boyanmasını “Kışkırtıcı Müdahale” olarak değerlendiriyor.

Rodop Milletvekili İlhan Ahmet’in Batı Trakya’da Türk Azınlık tarihinde ilk olarak hazırladığı, adeta halı serdiği zemin ve tüm Yunanistan’a Başkonsolosluğu töhmet altında bırakan açıklamalardan sonra açtığı kapıdan Dedeağaç Metropoliti Anthimos da geçti. Milletvekili seçimleri sonrasında değerlendirme niteliğini taşıtan yazılı bir açıklama yaptı.

Anthimos açıklamasında Batı Trakya’da Türk Azınlığın bazı merkez güçler tarafından (T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu) araçsallaştırıldığını ileri sürüyor.

Anthimos’un açıklaması şu şekilde:

“Ülkemizde savaş sonrası dönemde 19. seçimler, yoğun yansımalara ve endişelere yol açan bir olgunun ve uygulamanın altını çizdi ve belgeledi.

Bir yandan vatandaşları seçimlerde manipüle etmeyi, diğer yandan da siyasi sistemimizin temel direklerini kontrol etmeyi amaçlayan merkezler ve güçler tarafından vatandaşların dini kimliğinin araçsallaştırılmasını kastediyorum.

Politik bir süreçte, politik-ideolojik yakınlıktan ziyade dini duyguya öncelik veren özellikle tehlikeli uygulama, köktendincileri ve fanatik ya da uysal politik figürleri beslemek için gerekli koşulları yaratmaktadır. Bu tehlikeli kişiler daha sonra Demokratik Devletin Kurallarını ve Değerlerini çarpıtmakta ve baltalamaktadır.

Birkaç gün önce seçim sürecinde ortaya çıkan karakteristik endişe verici durumlar, Rodop Vilayeti’ndeki azınlık içindeki süreçler ve sonuçların yanı sıra, manastır ve şapel örgütlerinin tarafları desteklemek için kışkırtıcı müdahaleleridir.

Anti-demokratik otoriterlik, seçmen avcısı kinizm ve dini duyguların diğer insanların amaçlarına ulaşmanın araçları olarak araçsallaştırılması, siyasi sistem ve bireyler toplumu için büyük tehditlerdir.

Özellikle Trakya (Batı) için, Müslüman azınlık içindeki provokatif ve kısır süreçler, ünlü “Trakya’nın (Batı) Kalkınması için Partiler Arası Komisyonu’nun Bulunması” nın, her şeyden önce tarafları bölgeye karşı sorumluluklarından temize çıkarmak için bir mazeret olduğunu açıkça kanıtlıyor. Ve tabii ki olması gerektiği gibi değil: Trakya’nın (Batı) vatandaşları dahil herkesin yararına çok boyutlu kalkınması için uygulanabilir bir plan.”