Bu Azınlığın Tadı, Tuzu, Kültürü Yok Mu?
Bırakın Azınlık olarak dışlanmayı, bir esnaf ve sanatkar olarak da yine dışlandık, yine yok sayıldık!
Bırakın Azınlık olarak dışlanmayı, bir esnaf ve sanatkar olarak da yine dışlandık, yine yok sayıldık! Hem de bu defasında aidatımızı ödememize rağmen bizim de tadımız ve tuzumuzu tanıtmamıza maalesef imkan sağlanmadı.
ODA seçimlerinde aday olanlar ve sonrasında seçilenlere gelince onlar poyraza karşı uçurtma uçuruyor! Milletvekillerine gelince fotoğraf karesine bakın yeterli olacaktır.
BİRLİK Gazetesi olarak biz de bu tür haksızlıkları ve çifte uygulamaları gündeme getirip uyarılarımızı yaptığımızda “saldırgan” olarak damgalanıyoruz. Varsın öyle desinler, ama biz inandığımız yoldan gideceğiz. Bu Azınlık artık daha fazla dışlanmayı kaldıramaz, kaldırmamalı ve sineye çekmemelidir!
Hani Batı Trakya’da yaşayan Azınlık Avrupa’nın örnek alması gereken bir Azınlıktı? Hani ayrımcılık yoktu? Hani yasalar önünde eşitlik? Bu mu? Kendiniz bari aldatmayın.
Gelelim bu haber-yorumumuzun nedenine.
“Doğu Makedonya-Trakya’dan Eşsiz Lezzetler” adı altında Atina Sintagma metrosundaki çok amaçlı salonda bir tanıtım etkinliği gerçekleştirildi. Atina’daki bu etkinliğe Rodop Milletvekilleri İlhan Ahmet ve Dimitris Haritu’nun yanı sıra Dedeağaç, Rodop ve İskeçe Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Başkanları katıldı.
Her zaman olduğu gibi bu defasında da bu etkinlikte, Batı Trakya Azınlık esnaf ve sanatkarının dışlandığı görülüyor. Bunu biz ayrımcılık olsun diye yazmıyoruz, fotoğraf kareleri gerçekleri yansıtıyor. Bu karelere bakan herkes ne demek istediğimizi anlar.
Odalara üye olan Azınlık esnaf ve sanatkarı maddi ve manevi olarak üzerine düşen yükümlülüğü harfiyen uygularken her şey güzel de iş eşitliğe gelince yok sayılmak insanı gerçekten düşündürüyor.
Azınlık esnaf ve sanatkarının hakkını hukukunu soracak soruşturacak olanlar maalesef susmaya devam ediyor. Bu şahıslar sadece fotoğraf karelerinde boy gösteriyor.
Kim isterse cevaplasın! Soru şu; Bu Azınlığın kuru kahvecisi, tatlıcısı, mısır unundan geleneksel hamur işleri yapanı, deyim yerindeyse tatlısını-tuzlusunu üreteni yok mu? Neden Atina’da yoklar?
Ama şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum; siz susmaya devam ettikçe birileri sizin alın teriniz ve oyunuzla saltanata devam edecek. İnşallah bir gün uyanırsınız!
Ben yazmaktan asla korkmuyorum, ama sizler de hakkınızı savunun! Yazacak o kadar çok şey var ki hangi birini? Yazık!!!
Yeter! ve uyanın artık!!!