Biz Yolumuza Devam Etmek Zorundayız, Yarınlara Hazırlıklı Olmalıyız
Çatlak sesler geçmişte de vardı, bugün de var yarın da olacak. Ama asıl hedef bizim birlik beraberliğimiz ve sarsılmaz bütünlüğümüz olmalıdır….
Avrupa Parlamentosu seçimleri yaklaştıkça bu günlerde Yunan basını deyim yerindeyse DEB Partisiyle yatıp kalkıyor. Okuyucuya servis edilen haberlerde DEB Partisi AP seçimlerine katılma hakkı verilmeyen “Spartalılar“ parisiyle aynı kefeye konulması için çarşaf çarşaf yazılar üretilip yayımlanıyor ve Yunan kamuoyu bir kez daha asılsız haberlerle kandırılmak isteniyor.
Oysa Batı Trakya Türk Azınlığı’nın tek yegane siyasi partisi olan Dostluk, Eşitlik, Barış (DEB) partisi, şimdiye kadar demokrasi ilkelerine bağlı olarak bir çizgiden hareket etmesi, aslında Yunanistan’ın farklı toplumlara ve siyasi partilete başık açısının da bir örneği olmalıdır. Yunan basını, DEB Partisi ile ilgili yaptığı haberlerde, “aşırı milliyetçi“ bir çizgi izlediğini ve Yunanistan için bir tehlike oluşturduğunu ileri sürüyor.
Amma velakin DEB Partisinin Yunanistan Anayasada belirtildiği gibi yasalara göre kurulduğu ve çalışmalarıyla bir an olsun demokrasi, insan hakları ve ülkenin Anayasa ve yasalarına karşı hareket etmediği herkes tarafından biliniyor.
Avrupa Parlamentosu seçimlerine geri sayım başladığı bir dönemde Yunan basının DEB partisini özellikle aşırı sağcı “Ispartalılar“ ile aynı değerlendirmeye tabii tutarak asılsız yalan yanlış haberlerle yunan kamuoyunu Batı Trakya’da yaşayan Azınlığa karşı kışkırtmaya devam ediyor.
Batı Trakya Türk toplumu oyunu neden DEB Partisine vermeli?
Yunanistan’da hükümet seçimlerinde ülke genelinde var olan yüzde 3’lük baraj nedeniyle Azınlığın Yunanistan Parlamentosuna bağımsız Milletvekili veya DEB Partisi üzerinden bir veya birden fazla Milletvekili göndermesi en azından şimdilik imkansız. Ama bu ilerleyen dönemde ülke yasaları ve hemen hemen her gün özellikle Avrupa’daki Azınlıklarla ilgili Avrupa Birliği uygulamaları bağlamında yapılan değişiklikler neleri beraberinde getirir belki şu an bilinmiyor. Ama Batı Trakya’daki Azınlık daha ileriyi görmek zorunda ve hazırlıklı olmak kaçınılmaz bir uygulama olmalıdır.
Bunun içindir ki 9 Haziran 2024 tarihinde gerçekleştirilecek olan Avrupa Parlamentosu seçimleri, Yunanistan’daki diğer siyasi partiler için ne kadar önem taşıyorsa, DEB Partisi açısından da bir o kadar hatta daha fazla önem taşımaktadır.
Atina hükümetleri tarafından yıllarca bir kenara itilmiş olmamız, Azınlık haklarının tek taraflı ötelenmiş olması ve halen günümüzde Müçotakis hükümetinin de bir önceki hükümetler gibi Batı Trakya Türk toplumu üzerinde izlediği ve harfiyen devam ettirdiği yanlış ve devlet yanlısı politikaları devam ediyor. Bunu özellikle Azınlık içerisinde inkar edebilecek (İşbirlikçileri) hariç kimse bulunamaz hatta bulunmamalıdır. Zaman zaman Azınlık insanı içerisinde çatlak sesler duyuluyor ve Azınlığımızın belli başlı merkezlerden yönetildiği ileri sürülüyor. Ancak bu bu güne kadar ispat edilememiş bir iftiradan öteye geçemedi. Geçemedi, ama Azınlığın içinde geçmişte o konuşanlar halen günümüzde de konuşmaya devam ediyor. Biz onları biliyoruz, siz değerli Batı Trakya Türkleri de onları tanıyor ve biliyorsunuz. Onlara biçilen görev de zaten budur, Azınlığın içine nifak tohumları atmak ve yeşermesini beklemek. Bu bağıranlara bakacak olursanız Azınlığın ne dününde ne de bugününde verilen mücadelelerde yoktular. Olanlar da bir hbahaneyi ileri sürerek davamızdan uzaklaştılar. Amma kendilerine biçilen görev gereği aslı astarı olmayan konuları gündem etaşıma çabasıyla sağda solda köşe bucak avaz avaz bağırmaya suçlamaya devam ediyor.
Kendilerine defalarca “gelin yer alın“ denmesine rağmen cevap şu oldu, “benim işyerim var, Maliye beni göze koyar. Benim Muayenehanem var bana ne. Benim tuzum kuru uzak. Birileri ise değişik sektçrlerden emekli olmuş kişiler ve emeklilik maaşlarının sekteye uğrayacağından korkuyor. Batı Trakya’da şimdiki durum da geçmişe benzer şekilde devam ediyor.
Tabii ki haklı davamızın mücadele yolunda yetkileri ve etkileri de unutmamak, bir kenara atmamak lazım. Bir defa şunu da belirtmeliyiz, birileri “herşey benden sorulur“ hastalığından acilen kurtulması lazım. Hizmet etmek isteyen herkese konuşma ve fikir beyan etme fırsatı verilmesi yine Azınlığımızın yararına olacağı gibi, son döneme giderek yaygınlaşan Azınlık içinde kutuplaşmayı da ortadan kaldırılmasına tek yürek ve tek ses olunmasına yardımcı olacaktır. Zaten bizim istediğimiz de bu değil mi? tek yürek ve tek ses.
İşte bu tek yürek ve tek sesin yeniden inşa edilebilmesi için, 9 Haziran 2024 tarihinde yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimleri bir fırsat ve bir vesile olsun. Herkes akıllıca düşünerek, o geçmiş yılların olumsuzluklarını hatırlayarak, günümüzde bertaraf edildiğimizi dikkate alarak, kendi bağrından çıkardığı siyasi parti DEB Partisine sahip çıkmalıdır. Diğer siyasi partilerin bize yaklaşımını herkes görüyor. Bir devlet politikası var ve asla onu aşamıyorlar. Bu günümüzde devam ediyor ve gelecekte de devam edecek. Onun için biz kendi partimize sahip çıkarak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde gerekeni yaparak herkese Azınlığın nasıl hareket etmesi gerektiğini göstermeliyiz.
Çatlak sesler geçmişte de vardı, bugün de var yarın da olacak. Ama asıl hedef bizim birlik beraberliğimiz ve sarsılmaz bütünlüğümüz olmalıdır….