Abdullah Eren’ler Kolay Yetişmiyor
Batı Trakyalı bir Türk gazeteci olarak ben yazıma Yunanistan’da kulislerde konuşulanlarla başlamayacağım.
Batı Trakyalı bir Türk gazeteci olarak ben yazıma Yunanistan’da kulislerde konuşulanlarla başlamayacağım.
Yazıma, kendimi bilgim bileli (1962) kuşaktan kuşağa “Demokrasinin Beşiği“ olarak dillendirilen, bir de Yunanlıların da dediği gibi “Anadan-Babadan“ demokrasi ülkesi.
Böyle bir ülkede doğup büyüyen, özellikle Batı Trakya Türkleri yıllardır baskı, ülke entegrasyonuna yönelik değil de bir potansiyel tehlike olarak görülmemiz sonucu asimilayona yönelik uygulamalarla, eğitiminden tutun da dini inançlarına müdahale ile yaşam savaşı verirken, Ata yadigarı bu topraklarda var olma mücadelesi vermiştir, günümüzde de vermeye devam ediyoruz.
Kimimiz Batı Trakya’da (taş yerinde ağırdır), kimimiz Avrupa ülkelerinde, kimimiz de Anavatan Türkiye’de sadece kendi geleceklerini değil, toplumun geleceği ile ilgili hayaller kurarak eline bir bavul alan Meriç Nehri’ni geçti.
O kadar çok soydaşımız bu Nehri geçti ki, yıllar içinde eğitimini tamamlayarak kimi Batı Trakya’ya geri döndü, kimi de Anavatan’da kalarak hizmet etme aşkıyla yandı tutuştu.
Ha bir de şunu unutmayalım; o kuşaktan kuşağa “Demokrasinin Beşiği“ olarak dillendirilen Yunanistan “geceyarısı“ çıkardığı bir Yasanın 19. Maddesi gereği yaklaşık 35.000 Batı Trakya Türkünü vatandaşlıktan ıskat etti. Bu insanlar bunu İpsala Sınır Kapısı’ndan Yunanistan’a giriş yaptıkları sırada öğrendi. Anne baba Yunanistan’da kaldı, evlat ise geriye dönerek kendine yeni bir dünya kurmak üzere sil baştan başladı.
Yazmam gerekirse övünmek gibi olmasın ama, Anavatan Türkiye’de iş dünyasından, sanat dünyasına, sağlıktan siyasete, spora, müziğe kadar başarılı Batı Trakya Türkleri Türkiye’de Türkiye için çalıştılar ve halen de çalışıyorlar.
Gelelim Odatv.com Hürrem Elmasçı’ya. “Abdullah Eren Kulisi“ başlıklı yazısını okudum. Başarılı Batı Trakya Türkü Abdullah Eren’in başarı basamaklarını teker teker nasıl çıktığını, aldığı eğitiminden beri sıralamış.
Evet, Anavatanı için geceli gündüzlü çalışan Abdullah Eren’ler kolay yetişmiyor. Hele bu bir Batı Trakyalı Türk ise değeri iki kat daha fazladır.
Odatv.com Hürrem Elmasçı’ya şunu hatırlatmakta fayda var; her ülkede siyaset yapan insanlar da diğer insanlar gibi yaşlanıp bir gün geldikleri yere, ait oldukları kara toprağa dönüyor.
Ama, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Unutulmaması gerekir.
Dolayısıyla Eren’lere, Bozkırın Tezenelerine ve Türkiye’yi seven, ileriye taşıyabilecek her Allah’ın kuluna ihtiyaç vardır.
Doğum tarihini yazmışsınız, evet ne kadar güzel kendisi gencecik, uzun yıllar Anavatan’ına görevi hizmeti verildiği yerde yapacaktır. Bunda ne var ki? Gençleri geleceğe yetiştirmeyelim mi? gençlerin elinden tutulmasın mı? hatırı sayılır yerlere çalışarak gelindiğini bilmiyorsunuz veya unutmuş olabilirsiniz. Ama başarıyı kabullenmek zorundasınız.
Hangi siyasi ideolojiye ait olursanız olun, EREN AİLESİ VE BENZERİ BAŞARILI TÜM AİLELERİN EVLATLARINI ZAN ALTINDA BIRAKMAYIN! BU ÜLKEYE HAKSIZLIK EDİYORSUNUZ. YAKIŞMIYOR! BİR TEK TÜRKİYE VAR BAŞKA TÜRKİYE YOK! GELİN BUNU BİR DE YUNANİSTAN’DA YAŞAYIN VE GÖRÜN…..
Keza o bir Batı Trakyalı ve biz size ve sizin gibilere başarılı kardeşlerimizi asla yedirtmeyiz……Bu böyle biline…..
Hazır yeri gelmişken, bilmeniz açısından yazıyorum; Abdullah Eren ve ailesinin Yunanistan’a girme yasaklığı da bulunuyor. Bunu da hareketli Ankara Kulisleri’ndeki yazınıza not olarak düşün lütfen….
Odatv.com Hürrem Elmasçı yazısı…..
Çocuklar Ankara’da kulisler epey hareketli bu aralar… Ekim’de Külliye’de Cumhurbaşkanlığı ekonomi kurulları vs değişecek yeni yapılanma olacak deniyor, herkes kulis faaliyetinde… Ben de o kulislerden biriyle geldim köşeme bugün…
Şu aralar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağır odasına* girmesi için düşünülen bir isim olduğu konuşuluyor..
Önce size bu sağır oda ne demek onu anlatayım:
Çocuklar sağır oda, bir kurumda en derin bilgilerin konuşulduğu yer demek… Bir kurumun en mahrem yeri denebilir hatta…
Bu sebeple en büyük istihbaratların bu odalardan çıktığını anlatmama da lüzum yoktur diye düşünüyorum.
Şimdi, bahsi geçen isim iyi bir kariyere sahip desem pek de abesle iştigal olmaz, çünkü genç yaşta hatırı sayılır bir mevkiye gelmiş. 1984 doğumlu…
Batı Trakya Türkü bir aileden geliyor. Babası Gümülcineli… Tahsili iyi, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden lisans; Londra-Westminster Üniversitesi Diplomasi Çalışmaları alanında da yüksek lisans derecesi var…
Siyasi çalışmaları mevcut, AK Parti Gençlik Kollarında bilhassa… Bu, hem ağabeyinin hem de kendisinin Kartal İmam Hatip mezunu olması hem de babasının akraba ilişkileri sayesinde biraz hızlı ilerlemiş olabilir, izah edeceğim nedenini… Hatta, ağabeyi Bilal Erdoğan’ın sınıf arkadaşı…
Ayrıca…
Selçuk, Haluk ve Ahmet Bayraktar’ın annesi Canan Bayraktar’ın kurduğu ‘Can Sağlığı Vakfı’ Mütevelli Heyeti Üyesi…
Bayraktar kardeşlerle arası bir hayli iyi…
ÖZEL MEVKİLERDE KRİTİK GÖREVLER
Partinin İstanbul Gençlik Kolları Dış İlişkilerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiş, sonra sırasıyla Başbakan Özel Kalem Müdür Yardımcısı, Başbakan Müşaviri ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı görevlerinde bulunmuş. Bakın hepsi mühim ve özel mevkiler…
27 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararı ile atandığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı görevine halen devam ediyor. Teknofest İcra Kurulu Üyeliği de baki…
Bahsettiğim isim Abdullah Eren çocuklar…
Babası Prof. Dr. Halit Eren 1981 senesinde katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı IRCICA’da, 2000-2004 arası genel direktör yardımcılığı görevini yürüttü. 40 sene boyunca (bunun 16 senesi Genel Direktörlük) İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi çatısı altında hizmet ederek geçirdi. Aynı zamanda eski bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun dayısı…
Abdullah Eren’in bir de ağabeyi var, İbrahim Eren…
Bir süre ATV’de çalıştı. Sonra TRT Genel Müdürlüğü görevindeydi, 2017’den 2021’e kadar bu mevkide kaldı. Sonra koltuğu Mehmet Zahid Sobacı’ya bıraktı.
KULİSLERİ DALGALANDIRAN GELİŞME
Ne olduysa Abdullah Eren’in Ankara’da diksiyon kursu almaya başlamasıyla oldu… Kulisleri harekete geçiren bu gelişme, daha evvel adı Külliye’de bir göreve atanacağı yönünde fısıldaşmalar sonrası yaşanınca, bağlantılar da kurulmaya başladı.
Ayrıca, ailesi hakkında yayınlanan haberlere de bir bir erişim engeli gelmeye başlamış… Bu, size az evvel yazdığım bilgileri içeren haberlere yani…
Zaten hep böyle değil mi çocuklar, bir kulisin nedenini nicesini soruşturmaya kalktığımda muhakkak manalı bir bağlantı çıkıyor karşıma…
Eh, Abdullah Eren de SETA’nın İstanbul ofisinde araştırmacı olarak çalışmış bir dönem. Bu noktayı da unutmadan belirteyim… İngilizcesi de fevkalade… (Bilmeyenler olabilir, SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın kısaltması… Ankara merkezli ve AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen bir düşünce kuruluşu. Vakıf kendi amacını politika, ekonomi ve toplum alanlarında güncel, doğru bilgi ve analizler üretmek, siyasiler ve değişen siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel koşullar hakkında bilgilendirmek” olarak açıklıyor)
Aldığım duyumlar epey sağlam, bu diksiyon kursu Abdullah Eren’i nereye götürecek, ilerleyen günlerde göreceğiz…
Haydi, öptüm gözlerinizden
Hürrem Elmasçı
Odatv.com