Floros: “2020’de Meriç’te, Ege’de Tüm Olasılıklara Hazırdık”
"Türkler sahayı uygun görüyorlardı. Bu yüzden önceden hazırlandık, planlar yaptık, alternatif olarak tasarımı geliştirdik ve tüm olasılıkları aklımızda tuttuk."
Yunanistan eski Genelkurmay Başkanı Konstantios Floros da “TA NEA” gazetesine verdiği röportajda 2020 yılında Meriç bölgesinde (Evros) yaşanan mülteci akımları olaylarıyla ilgili konuştu.
Yunanistan Silahlı Kuvvetlerin en üst kademesinde bulunduğu dört yıllık görev süresince yaşananlara atıfta bulunarak, Meriç sınır bölgesinde yaşanan binlerce yasadışı göçmenin toplu halde Yunanistan’a girmesiyle ilgili yaşanan olaylara değindi.
Emekli General Floros şu ifadeleri kullandı:
“Teyakkuzdaydık ve her yerdeydik, Yunan topraklarının her köşesinde, denizde ve havada”
“Floros zamanı” olaylı olarak başladı. Silahlı Kuvvetlerin başında sadece 40 gününü tamamlayan Floros döneminde Evros (meriç) krizi yaşandı. Doğu sınırımızda hareket olduğuna dair bazı bilgiler vardı ama bu Türk liderliğinin sakladığı bir şey değildi. Tam tersine Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve ardından İçişleri Bakanı Soylu açıkça “Sizlere Avrupa’ya binlerce göçmen ve mülteci gönderiyoruz” dediler. 100, 120, 160 bin insandan bahsettiler. Bu yüzden teyakkuzdaydık. Başbakan başkanlığında bir toplantı yapılarak başta kara ve denizde sınırların mühürlenmesi olmak üzere tedbirlerin alınması kararlaştırıldı. Neticede Yunanistan Emniyet Teşkilatı ile yakın ve etkili bir işbirliği yaparak onları durdurmayı başardık.
Hem olayların süresi hem de her şeyden önce nehrin diğer tarafından tüm “operasyonun” ayrıntılı planlaması göz önüne alındığında, görev kolay değildi. Aslında, onları durdurmayı başaramamızı sağlayarak sahada bir galibiyet de kaydetmek istediler. Sınır boyunca sürekli baskının olduğu bir ay oldu. Kastanies’te (Çörekköy) ise Türk askeri jandarma araçlarıyla tamamen açıkça çitleri yıkmaya çalıştılar. Göğüs göğüse bir savaş vardı. Kastanies (Çörekköy) ormanında binlerce kişi çadırlarda kamp kurmuştu, Edirne’den onları taşıyan otobüsleri görebiliyorduk. Ancak planlar vardı ve tüm olasılıklara hazırdık. Silahlı Kuvvetlerin organizasyona, yapıya, güce, beceriye, bilgiye ve birçok şeyi yapma yöntemine sahip bir kurum olduğuna inancım tamdır.
Sınırda krizin sona ermesiyle birlikte ikna oldum ve siyasi liderlere başka bir şeyin geleceğine dair öneride bulundum. İki nedenden dolayı: Birincisi Evros’ta yaşananların (Türkiye tarafından) kabul edilemeyecek bir “yenilgi” olarak algılanmasıydı. İkincisi, açıklamalardan ve eylemlerden durumun devam edeceği anlaşılıyordu. Üstelik buna benzer bir şey geçmişte de yaşanmıştı. Türkler sahayı uygun görüyorlardı. Bu yüzden önceden hazırlandık, planlar yaptık, alternatif olarak tasarımı geliştirdik ve tüm olasılıkları aklımızda tuttuk.
Nihayet Ege’de bir olay gerçekleştiğinde biz yeniden hazırdık. 2020’nin “sıcak” yazında, yine Türk eylemlerinin de etkisiyle filonun tamamını ilk kez Ege’ye çıkardık. Silahlı Kuvvetler bütünüyle (Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri) seferber edildi; çok uzun bir süre boyunca her türlü olasılığa karşı seferber durumda kaldılar. Bu kriz Temmuz ayında başladı ve inişli çıkışlı bir şekilde Kasım ayı sonuna kadar sürdü. Ancak her yerdeydik. Yunan topraklarının her köşesinde, denizde ve havada.”