Orduda Düşük Maaş Huzursuzluğu Yaşanıyor, Dendias’a Mektup Gönderdiler
Panhellenik Askeri Dernekler Federasyonu (POES), Silahlı Kuvvetlerde giderek artan çok önemli istifa sorununu bir kez daha gündeme getiriyor.
Panhellenik Askeri Dernekler Federasyonu (POES), Silahlı Kuvvetlerde giderek artan çok önemli istifa sorununu bir kez daha gündeme getiriyor.
POES, Milli Savunma Bakanı’na yazdığı mektupta, son döneme ordunun değişik kademelerinde istifalardaki artışın nedenlerini “açıklıyor” ve Savunma Bakanlığı’ndan sorunun çözümü için gerekli önlemleri alması yönünde çağrıda bulunuyor.
Adalar Askeri Bölgesel Birliği’nin (ESPEE of the Islands) birkaç gün önce sunduğu istatistiklere atıfta bulunarak, Deniz Kuvvetleri yetkililerinin istifalarına özellikle vurgu yaparken, durumu “kabus” olarak nitelendiriyor.
POES’e göre istifaların temel nedenlerinden biri ordudaki personelin düşük geliriyle ve aynı zamanda çalışma koşullarıyla ilgili olduğu belirtiliyor.
Panhellenik Askeri Dernekler Federasyonu tarafından Savunma Bakanı Nikos Dendias’a hitaben gönderilen mektupta, “Askeri personelin devletin düşük maaşlı kadrosuna mensup olduğu biliniyor. Bununla birlikte, özellikle son yıllarda, olumsuz etki yaratan bir dizi önlem, hükümetin, Deniz Kuvvetleri’nin özellikleri nedeniyle çeşitli nedenlerle daha hızlı ve daha yoğun algılanan bu durumu dolaylı olarak tersine çevirmeye çalıştığını göstermektedir.”
Panhellenik Askeri Dernekler Federasyonu’nun mektupta yer verdiği nedenler:
-Tazminatlar sessizce kaldırıldı (örneğin, resmi tatillerde hizmetin yerine getirilmesi için).
-Gece çalışma saatleri tazminatında %35’ten %62’ye bir “baltayla kesinti” getirildi.
-Ağır darbe alan askeri geliri desteklemek için hedefli ödenekler getirmek yerine, Filo Ödeneği sonunda parçalandı ve sözde Özel Çalışma Koşulları Ödeneğine ek olarak düşürüldü.
-Bu şekilde yoksulluğa eşitlik dayatıldı, çünkü “çoğunluğa” (personel) az verildi, “azınlığa” (personel) çok verildi. Neticede herkes hiçbir şey almadı.
-Hem gece çalışma ödeneği hem de özel çalışma koşulları ödeneğine eklenen ‘ek’ artık gelir olarak sayılıyor ve fiilen ezici bir gelir vergisine tabi oluyor. Bu gerçeğin bir sonucu olarak ordu, birçok durumda (özellikle Filoda görev yapanlarda) vergi oranlarının değiştiğini gördü.
-Aynı zamanda, çok daha elverişsiz olan 4336/2015 sayılı Kanunun uygulanmasının beklendiği bir dönemde, bir hizmetin ifasına ilişkin tazminat 1999 seviyesinde kalmaktadır.
-Söz konusu artışların, vergi tarifelerinde başka bir değişikliğe yol açacağı ve son ayrıcalıkların da kaybedilmesine yol açacağı için, dolaylı olarak gruba geri döneceği neredeyse kesindir. Bir hatırlatma olarak personel, ek ödemelerin uygulanmasında yoksullaştırılmak üzere çoğundan (hatta tamamından) hariç tutulmuştur (pass-tipi).
-Askeri personel her türlü özel faydalı tedbirden muaf tutuluyor (SA’ya verilen 600 euro tutarındaki olağanüstü mali yardımı size hatırlatırız).
-Mevcut hükümlerin uygulanmasındaki belirsizlikler veya zorluklar, ek masraflara ve mali yüklere (örneğin tıbbi bakım düzeyinde) neden oluyor.
-Tüm bunlara ek olarak, Devletin personel tahakkuklarını geç ödeme (hizmet performansı için çeşitli tazminatlar, gecikmiş maaşlar) veya hiç ödememe (geçmişe dönüklüğü tanımayı reddetme, çifte sigorta katkıları vb.) yönündeki sürekli politikası da vardır.
-Aynı zamanda, halihazırda elverişsiz olan çalışma ortamı hızla kötüleşiyor (artan personel yetersizliğinden dolayı) ve ne yazık ki, “bakım”ın insanlık dışı hükümlerinin yeniden uygulamaya konulması, askeri personelin sağlık nedenleriyle işten çıkarılmasına ilişkin yasa gereği EPOP’ların (sözleşmeli personel) işten çıkarılmasının önceden bildirilmesi gibi devletin eylemleriyle “pekiştirilen” bir gidişat vb.
-Bütün bunların ötesinde Aile kurumunun bile sadece maddi açıdan değil bakım açısından da zulme uğradığına şüphe yok. Bakanlar Kurulu Ortak kararı, sözde “yararlı önlemlerin” tek çözüm olarak yararlı hükümlerin kaldırılması yoluyla mevcut kadronun “yeniden dağıtılmasını” bulan Liderliğin niyetlerinin inkar edilemez bir tanığıdır.
-Personel hakları söz konusu olduğunda, en temel haklar da dahil olmak üzere (8 saate uyulması veya dinlenme hakkı gibi), hiç şüphe yok ki, her zaman esnek olmayan hizmet ihtiyaçları lehine giderek daha fazla sıkıştırılıyor. Deniz Kuvvetleri personeli ise Filoda görev yaparken kendini o kadar kapana kısılmış hissediyor ki, yalnızca bir aile kuramamak veya sürdürememekle kalmıyor, aynı zamanda sosyalleşmeyi de son derece zor buluyor.