Yunanistan Haber

Yunan Dışişleri Bakanından “Lozan” Yazısı

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılı münasebetiyle bir yazı kaleme aldı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılı münasebetiyle bir yazı kaleme aldı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis’in Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılı münasebetiyle kaleme aldığı “Bitmek bilmeyen çatışma bir seçenek olamaz” başlıklı makalesi “Efimerida ton Sintakton” adlı gazetede yayınlandı. Gerapetritis kaleme aldığı makalesinde, “1923’te, her iki taraf için de büyük kayıplar veren acımasız bir savaşın arifesinde, Yunanistan ve Türkiye bir uzlaşma yolunu bulabildiler ve aralarındaki farklılıkları ortadan kaldırabildiyse, o zaman biz de, kıyaslanamayacak kadar iyi koşullar altında, dürüstçe ve barışçıl işbirliği yolunda dürüstçe yürümek ve uluslararası hukukun ilke ve kurallarına uyarak uzlaşıyı aramak zorundayız. Bitmek bilmeyen çatışma bir seçenek olamaz.” İfadelerine yer veriyor.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis’in kaleme aldığı makale aynen şu şekildedir:

“Ulusal adalet taahhüdü ile gururlu bir vatan mirası ve eğer bir yanıt olursa da barışçıl bir uluslararası komşuluk bırakmak zorundayız”

“Bugün Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının yüzüncü yıl dönümü, 20. yüzyılın tarihi bir mihenk taşıdır. Çok taraflı olarak Antlaşma, zaman zaman Güneydoğu Avrupa, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’nun daha geniş bölgesinde, hatta çok da uzak olmayan sözleşme tarafı Japonya’yı bile etkileyerek, hatırı sayılır bir etkiye sahip olmuştur. Aynı zamanda, daha geniş bölgemizin uluslararası yasal çerçevesini düzenleyerek ve kesin ve istikrarlı sınırlar çizerek ünlü “Doğu meselesini” çözdüğü için modern Yunan tarihi için önemli bir kilometre taşıdır.

Ülkemiz için acı kayıpları vardı. Doğu Trakya, Gökçeada ve Bozcaada’nın Türkiye’ye geçmesi ve halklar için zorunlu mübadelenin sonlandırılması gibi, o kadar vahşet bir uygulama ki o zamandan beri uluslararası alanda hiç uygulanmadı.

Öte yandan Antlaşma, Yunan devletinin yaklaşık bir asırlık varlığının ardından, ülkenin Avrupa ve uluslararası arenadaki konumunun geliştirilmesine ve sağlamlaştırılmasına vurgu yapan bir dış politikanın tetikleyicisi olmuştur. Ayrıca göçmenlerin Yunan toplumuna entegrasyonu ile ülkemizin ulusal kimliğinin oluşmasında belirleyici katkılarda bulunmuştur.

Antlaşma, Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkileri resmen düzenleyerek iki halkın bir arada yaşaması için istikrarlı bir çerçeve oluşturdu. Aradan geçen sürede Yunanistan, şartlarına uyma taahhüdünü sarsılmaz bir şekilde yerine getirdi.

Olaylarla dolu modern Avrupa tarihi üzerine düşündüğümde, ülkemizin bu bağlılıktan faydalandığını hissediyorum. Toprak bütünlüğünü ve Antlaşma ile tanımlanan sınırların dokunulmazlığını etkili bir şekilde savundu ve ayrıca İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra İtalya’dan Oniki Ada’nın entegrasyonunu sağladı. Bugün ülkemiz, Avrupa ailesinin ayrılmaz bir parçası, Doğu Akdeniz ve Balkanlar gibi daha geniş bir bölgede istikrarın bir ayağı ve ikili ve çok taraflı uluslararası programlarda güçlü bir ortaktır. Hukuki bir olay sonucuna göre değerlendirildiğinde ortaya çıkan aşırı basitleştirme riskine rağmen, Lozan Antlaşması, zaman içinde ayakta kalması ve bugün dünya çapında yürürlükte olan en uzun süreli uluslararası sözleşmelerden biri olması nedeniyle başarılı kabul edilmektedir.

​ Yukarıdakilere ek olarak, bugünün yıl dönümünün, özellikle içinde bulunduğumuz zamanda, bize sunacağı değerli bir ders daha olduğuna inanıyorum. 1923’te, her iki taraf için de büyük kayıplar veren acımasız bir savaşın arifesinde, Yunanistan ve Türkiye bir uzlaşma yolunu bulabildiler ve aralarındaki farklılıkları ortadan kaldırabildiyse, o zaman biz de, kıyaslanamayacak kadar iyi koşullar altında, dürüstçe ve barışçıl işbirliği yolunda dürüstçe yürümek ve uluslararası hukukun ilke ve kurallarına uyarak uzlaşıyı aramak zorundayız. Bitmek bilmeyen çatışma bir seçenek olamaz.

Bugünkü düşüncelerime son verirken, Yunanistan’ın Antlaşma’nın imzalanmasından bu yana geçen yüz yıllık inişli çıkışlı ama nihayetinde başarılı yolculuğunu gözden geçirmenin verdiği güven duygusunu okuyucularla paylaşma ihtiyacı hissediyorum. Ve her şeyden önce, ulusal çıkarlarımızı kamuya açık bir konumdan yönetmeye çağrılan bizlerin sorumluluğunun ağırlığını vurgulamak için. Bugün her yerdeki Yunanlılar için olduğu kadar gelecek nesiller için de bir sorumluluk. Ulusal adalet taahhüdü ile gururlu bir vatan mirası ve eğer bir yanıt olursa da barışçıl bir uluslararası komşuluk bırakmak zorundayız.”

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rastgele Haberler

Başa dön tuşu