200 Milyon Euro’ya Savaş Gemilerinin Üssü Oluyor
Güney Kıbrıs’taki Mari Deniz Üssü, Doğu Akdeniz'deki krizlerde Batı misyonlarının ana deniz üssü haline geliyor.
Güney Kıbrıs’taki Mari Deniz Üssü, Doğu Akdeniz’deki krizlerde Batı misyonlarının ana deniz üssü haline geliyor.
Larnaka yakınlarında bulunan Mari kıyılarına kurulması planlanan Mari Deniz Üssü, Yunanistan ve Güney Kıbrıs işbirliğinin yeni bir askeri yansıması olacak.
Bilindiği üzere ABD Güney Kıbrıs’a yönelik ücretsiz savunma malzemeleri sağlama olanağının yanı sıra silah sistemleri alımının önünü de açtı.
Mari’deki “Evangelos Florakis” Deniz Üssü, beş yıl içinde geliştirilip savaş gemilerinin de barınacağı modern bir limana dönüştürülecek. Bununla birlikte, Güney Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dostane ilişkiler sürdürdüğü ülkelerden gelecek savaş gemileri, Doğu Akdeniz’de kriz zamanlarında insani misyonların yönetileceği, aynı zamanda da insani yardım misyonlarına ev sahipliği yapabilecek bir üs konumuna yükseltilecek.
Atina’daki kaynaklara göre, yılın büyük bölümünde ağırlıklı olarak Yunan donanmasının gemileri Mari üssünde bulunacak, ama aynı zamanda Yunanistan’ın savunma sektöründe de özellikle yakın ilişki içinde olduğu ABD, Fransa gibi ülkelerin gemileri de sıklıkla burada bulunacak.
Öte yandan Güney Kıbrıs’ta yayın yapan Cyprus Times’a konuşan Güney Kıbrıs Savunma Bakanı Vasilis Palmas, hazırlık faaliyetlerinin çoktan başladığını açıkladı.
Rum Bakan Palmas şunları söyledi:
“Kıbrıs (Güney) hükümeti, Cumhurbaşkanı Hristodulidis ve Savunma Bakanlığı’nın Mari’deki Deniz Üssünü iyileştirme çabalarına başlaması bir önceliktir.
Halihazırda projelerle ilgili ön çalışma sürecindeyiz ve çok kısa bir süre sonra bu savunma programının prosedürlerini başlatmak için çalışmalara başlamak üzere Bakanlar Kuruluna bir teklifle gideceğim. Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin jeopolitik rolünü pratikte öne çıkarması gereken bir projedir. Kıbrıs (Güney) AB’nin en doğu kenarıdır. Bunu ve aynı zamanda mükemmel ilişkilerimiz olan AB dışı müttefiklerimiz olduğu gerçeğini de hesaba katarsak, Mari Deniz Üssü’nün sadece Kıbrıs (Güney) ve AB’ye değil, ama aynı zamanda bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak diğer müttefiklerimize de bir avantaj sağlayacak.
Yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için Üssün insani ve barışçıl bir rol üstleneceğini, ama aynı zamanda parmak arkasına gizlenmeyelim, AB’nin yanı sıra dost ülkelere de hizmet verebilmek için savaş gemileri burada bulunacak. Bölgede bir kriz olması durumunda bölgemizdeki insanlara destek olmak üzere insani yardım misyonları bu Üsten yönlendirilebilir.
Üssü yükseltmenin maliyeti yüksek. Proje bir gecede tamamlanmayacak. Projenin tamamlanması için 4-5 yıllık bir zaman aralığı var. Maliyet yaklaşık 200 milyon Euro’ya ulaşabilir. Bunu kendimiz inşa ettiğimizi varsayarsak, AB’nin veya başka birinin yardımı olmadan, projenin beş yıllık bir süre içinde tamamlanmasına kadar ilerlemek için yıllık bütçeden bir miktar tahsis edilebilir. AB’den fon çekebileceğimiz bazı yöntemler var. Projenin, inşa edilmesi gereken amaç, sahip olacağı rol vb. açısından değerlendirilmesi gerekeceğinden, bunun ele alınması gerekiyor. Biz zaten ön hazırlık aşamasındayız, bazı temaslar kuruyoruz.”
Savunma programları ve ABD – Fransa ile ilişkiler
“Garip görünse de Lübnan’la ilişkilerimiz de en üst düzeyde, ama elbette ülke şu anda Hizbullah’la bilinen sorunlarla karşı karşıya. Fransa ile ilişkiler özellikle yakın olmaya devam ediyor. Fransa ile ilişkilerimiz kalıcıdır ve son yıllarda gelişmemiştir, ancak ilişkilerimiz her geçen gün daha da güçlenmektedir. Dostluk ilişkilerinin yanı sıra silahlanma programlarında da işbirliği yaptığımız ülkelerden biri ve bu bir sır değil, bilinen bir şey.
Savunma sektöründe de ABD ile ilişkiler çok önemli ve stratejik diyaloğun başlamasıyla birlikte en üst seviyeye ulaştı: ABD’nin ambargoyu kaldırmasıyla birlikte, silah sistemleri satın alma konularını zaten görüyoruz, ama size söyleyecek spesifik bir şeyimiz yok, bilseydim bile size söyleyemezdim.
Silahlanma sektöründe ABD ile işbirliği, Washington ile güven ilişkisi sürdüren ülkelere bazı ayrıcalıklar tanıyor. ABD’nin müttefiklerine sağladığı devasa silah sistemi stoklarının olduğu iyi biliniyor. Örneğin ABD’den bir silah sistemi satın alınırsa, mevcut iş birliğine ve işbirliği düzeyine bağlı olarak diğer bazı sistemler de bir şekilde bağış şeklinde sunulabilir.”
NATO’ya katılmak neredeyse imkansız
“Kıbrıs sorununa çözüm olmadığı sürece, işgalin üzerinden 50 yıl geçmiş olsa bile, koşullar ‘barışçıl’ olsa bile, yarı işgal yaşayan bir ülke olarak düşünmeye mahkumuz. Kuzey topraklarımızın işgal altında olduğunu unutmuyoruz da değil. NATO ve katılım konusundaki düşüncelerimizin Türkiye nedeniyle gerçekçi bir temeli yok. NATO’ya katılma konusunda siyasi irade olsa bile, Türkiye’nin de vetosu mutlaka olacaktır. Dolayısıyla böyle bir çabanın içeriği olabilir ama pratik bir sonucu olamayacağı için yersiz olduğunu düşünüyorum.”
“Rolümüz büyüklüğümüzle orantılı olarak daha büyük”
“Kıbrıs’ın (Güney) Batılı bir siyasi yaklaşıma sahip olduğu açık. Sonuçta biz AB üyesi bir ülkeyiz ve ABD ile en üst düzeyde işbirliği içindeyiz, özellikle iyi ilişkileri sürdürüyoruz. Müttefiklerimiz, diğerleri, AB üyesi olsun veya olmasın, Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’ne özel bir saygısı vardır. Ayrıca, birileri beğense de beğenmese de, bölgemizdeki gelişmeler nedeniyle Yunanistan ve Kıbrıs (Güney) son yıllarda jeopolitik ve jeostratejik açıdan bir üst seviyeye çıktı. Bunu her gün kanıtlıyoruz ve gelecekte de kanıtlayacaklarımıza azami ölçüde dikkat etmeliyiz. Çünkü bölgemizdeki gelişmeler ve daha genel anlamda uluslararası gelişmeler, Kıbrıs’ı (Güney), haklı gösterdiğinden daha büyük bir rol oynayacaktır.”
Ukrayna’nın yanında
“Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti, Ukrayna’ya doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir askeri yardım göndermemiştir. Sadece siyasi destek ve mayın faaliyeti alanında personel yetiştirme imkanı sağlıyor. Hiçbir durumda Ukrayna’ya askeri malzeme göndermedik. Ukrayna’ya verdiğimiz destek, Kıbrıs’ın 1974’ten bu yana işgal altında olması ve Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilmesi anlamında ilkeli bir destektir. Ukrayna’nın yürüttüğü mücadeleyi tamamen destekliyoruz, ancak hiçbir zaman ve hiçbir şekilde askeri malzeme göndermedik ve bunu tüm sorumluluğumla beyan ediyorum. Ukraynalılar bizden talep ettiğinde, mayın tarlalarının temizlenmesi konusunda insanları eğittiğimiz biliniyor.”