Yunanistan Dışişleri: “SAFE Konusunda Yunanistan’ın Tutumu Değişmedi”

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lana Zohiu, gazetecileri bilgilendirme toplantısında Gazze, Türkiye ve AB ilişkilerine dair açıklamalarda bulundu.

Zohiu, “Yunanistan, Gazze’de ateşkesin sağlanması ve Filistin devletinin tanınması yönündeki kararlılığını yeniden teyit ederken, insani yardımı artırıyor, Gazze’de istikrarı teşvik ediyor ve bölgesel diyalogda aktif rolünü sürdürüyor.” İfadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lana Zohiu, düzenli basın brifinginde, Yunanistan’ın iki devletli çözüme götürecek siyasi bir sürecin başlaması için gerekli ilk adım olarak, ateşkesin sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması yönündeki istikrarlı tutumunu yineledi.

Sözcü Lana Zohiu, Yunanistan’ın geçmişte defalarca yaptığı gibi insani yardım sağlamaya devam edeceğini ve önümüzdeki dönemde yeni girişimler beklendiğine vurgu yaptı.

Gazze’de İstikrar ve Filistin Yönetimi’nin Dönüşü

Sözcü Zohiu, Gazze’de istikrarın sağlanması ve Filistin Yönetimi’nin bölgeye dönüşü ihtiyacını ikinci bir sütun olarak öne çıkardı. Yunanistan’ın tüm tarafların güvenilir bir muhatabı olarak bölge devletleriyle diyalogda aktif rol oynayacağını vurguladı.

Gazze’nin yeniden inşası konusunda ise Yunanistan, Filistinlilerin yaşam kalitesini iyileştirmek için özel sektörü harekete geçirmeyi planlıyor.

Filistin Devletinin tanınmasına bir adım daha yakın

Sözcü Lana Zohiu, Yunanistan’ın Filistin devletinin tanınması yönündeki tutumunda istikrarlı olduğunu ve bir adım daha yaklaşıldığını belirtti. Ancak, bu gelişme için ön koşulların ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması ve insani yardımın sağlanması olduğunu kaydetti. Artık odak noktasının anlaşmanın uygulanması olduğu belirtildi.

Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin Zohiu, “nispeten iyimseriz” derken, Yunanistan’ın İsrail’in stratejik ortağı olduğunu ve mesajları ilettiğini vurguladı. Gazze’nin tanınmasıyla ilgili tartışmanın ise, planın birçok noktasının netleştirilmesini gerektirdiği için erken olduğu belirtildi.

Türkiye ile İlişkiler ve Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi

İstanbul Fener’deki Özel Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi hakkındaki bir soruya yanıt olarak Sözcü Zohiu, kurumu sembolik olarak nitelendirdi ve İstanbul’daki azınlık binalarında depreme karşı güçlendirme çalışmalarının yapıldığını, okulun taşınacağı yerin yakında açıklanacağını kaydetti.

Aynı zamanda sözcü Zohiu, “Yunanistan-Türkiye ilişkileri ve iletişim kopukluğu yaşanmadı. Yunanistan yapılandırılmış bir şekilde, siyasi diyalog, pozitif gündem ve Güven Artırıcı Önlemler (GÖM) aracılığıyla iletişim kuruyor. Karakteristik olarak, “İletişim kurmaya mecburuz” diye vurguladı.

Stratejik ilişkiler ve SAFE konusu

Zohiu, Yunanistan’ın bağımsız bir dış politika izlediğini, ikili ilişkileri daha da derinleştirmeyi amaçlayan Mısır ile stratejik bir ortaklık sürdürdüğünü belirtti. Yunanistan’ın kendi yönelimlerine sahip egemen bir devlet olduğunu vurguladı.

Avrupa Güvenlik Eylem Programı (SAFE) konusuna ilişkin olarak, Yunanistan’ın tutumu değişmedi. Üçüncü bir ülkenin katılımı ikili bir anlaşma gerektirirken, Yunanistan’ın müdahalesiyle 16. maddeye bir güvenlik maddesinin eklenmesi sağlandı. Sözcü Zohiu, savaş nedeni (casus belli) devam ettiği sürece Yunanistan’ın Türkiye’nin SAFE’ye katılımını kabul etmeyeceğini ve “casus belli”nin kaldırılmasının ilgili bir tartışmanın başlaması için gerekli bir ön koşul olduğunu netleştirdi.

AB Dönem Başkanlığına hazırlık ve Kuzey ülkeleriyle temaslar

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, 2027’nin ikinci yarısındaki AB dönem Başkanlığı öncesinde, her düzeyde tam hazırlık amacıyla Yunanistan Dönem Başkanlığı Ofisi’nin kurulmasına yönelik bir yasa tasarısı sundu.

Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis’in yakın zamanda Tallinn ve Helsinki’ye yaptığı seyahatlere değinen Sözcü Lana Zohiu, Kuzey ülkeleriyle ortak temas noktaları olduğunu kaydetti. AB’nin dış sınırlarında yer alan bir devlet olarak Yunanistan, sınır korumasına ve deniz güvenliğine özel önem vermektedir; bu, Kuzey ülkeleriyle de uyum içinde olunan bir alandır.

Son olarak, her iki ülkeyle yapılan görüşmelerin konusu olan “gölge filoya” değinildi. Varlığının uluslararası hukuku ihlal ettiği, denizciliğin saldırgan amaçlarla araçsallaştırılması anlamına geldiği ve haksız rekabetin bir biçimi olduğu belirtildi.