Yunanistan Haber

“Çocuklarımın Parmağı Tetikte Olmadan Yaşamalarını İstiyorum”

"Yunan vatandaşlarının kendilerini güvende ve sakin hissetmelerini istiyorum, çocuklarımın parmağı tetikte olmadan yaşamalarını istiyorum."

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis 9. Delphi Ekonomik Konferansında yaptığı konuşmasında önemli mesajlar gönderdi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis, 9. Delphi Ekonomik Konferansında konuştu ve Yunanistan-Türkiye ilişkilerine değinerek Yunanistan iç kamuoyu başta olmak üzere Türkiye’ye de önemli mesajlar gönderdi. Gerapetritis, “Yunan vatandaşlarının kendilerini güvende ve sakin hissetmelerini istiyorum, çocuklarımın parmağı tetikte olmadan yaşamalarını istiyorum. Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması sorunu çözülmediği sürece gerginlikler her zaman yaşanacaktır. Ve bazen olaylara cesurca bakmamız gerekir.” İfadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Gerapetritis konuşmasında özetle şunları dile getirdi:

“Türkiye ile onlarca yıl öncesine dayanan sorunlarımızı bugünden yarına çözeceğimize inanacak kadar saf ne de hayalperest değiliz. Öte yandan Türkiye ile geliştirmeye çalıştığımız iyi ilişkinin temel unsurlarından biri de iki tarafın temel pozisyonlarının değişmeyeceğinin anlaşılmasıdır.

Gerginlikleri yatıştırmanın ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Bakanlığı devraldığımda ilk söylediğim şey gerilimlerden kaçınamıyorsun, ama asıl temel olan bu gerilimlerin krizlere yol açmamasıdır.

Son on ayda pek çok gerilim fırsatı yaşandı. Ancak önceki yıllara göre fark, bu gerilimlerin en üst düzeyde hızlı yönetim sayesinde hafifletilmesiydi. Gerilimin hafifletilmeyecek noktaya kadar tırmandırılması yönetimi yerine, daha çabuk hafifletilmesi için yukarıdan aşağıya doğru yönetilmektedir. Doğrudan bir iletişim kanalına sahip olmak önemlidir.

Türkiye’nin asla değişmeyeceğini, öngörülemez bir müttefik olarak kalacağını söyleyenleri anlıyorum. Ama şunu anlamalıyız ki bölgemizde bir sükûnet olması gerekiyor. Her iki tarafta da dengeleyici pozisyonların olduğunu kabul edersek bu anlayışa sahip olabiliriz.

Son 10 aydır sahada sıfır aksiyon ve geçmişte gördüğümüzden çok uzak bir söylem sergilemeyi başardık. Yunan vatandaşlarının kendilerini güvende ve sakin hissetmelerini istiyorum, çocuklarımın parmağı tetikte olmadan yaşamalarını istiyorum.

Ben asla gelişmelerle ilgili orantısız bir söylem kullanmayacağım. Dışişleri Bakanlığı portföyümü kendi çıkarım için kullanmak benim için çok kolay olurdu. En kolay şey ulusal konularda popüler olmaktır. Ben bunu yapmayacağım. Ben popüler değil, ülkem için faydalı olmak istiyorum.

İki liderin görüşmesinin (Miçotakis-Erdoğan) gerçekleşmesi otomatik olarak somut bir sonuç doğurmamalı. Her zaman bir başarı çıtası mı olmalı? Hayır. Cevap şu: Yunanlılar ve Türkler arasındaki karşılaşmaları bir düzeyde dramatizasyondan arındırmamız gerekiyor. Onlar iki ülkenin liderleri, konuşmaları ve samimi bir diyalog içinde olmaları gerekiyor.

Türkiye ile uluslararası yargı önüne getirilebilecek tek anlaşmazlığımız (MEB) ve bu da yolun sonu. Sakin bir mahalle mirası bırakmak istiyorum. Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması sorunu çözülmediği sürece gerginlikler her zaman yaşanacaktır. Ve bazen olaylara cesurca bakmamız gerekir.

Bu zor bir konuşma; bu konuşmayı yöneten kişi için (bu durumda benim için) olumsuz sonuçlar doğurabilecek bir konuşma. Cesaret, Türkiye ile oturup, uluslararası hukuk temelinde bu sorunun hukuki yapısında bizi çözüme ulaştıracak dengeli bir duruşa nasıl sahip olabileceğimizi görmek demektir ve muhtemelen sınırlandırma konusunu kapatabilecek Lahey veya Hamburg’a, uluslararası bir yargı yetkisine başvuralım.”

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rastgele Haberler

Başa dön tuşu