“Bizleri Bu Topraklarda Azaltmak İçin Her Yöntemi Denediler”
Nihayetinde bölgemizi Avrupa’nın ve Yunanistan’ın en fakir bölgesi yaparak gençlerimizin göç etmesini sağladılar. Böylece demografik yapıyı değiştirme konusunda ciddi bir yol aldılar."
Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde köy mitinglerine başladı. İlk miting 28 Mayıs Salı akşamı Rodop ilinin Yahyabeyli köyünde yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Halka seslenen DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, “Yunanistan’da azınlık olmanın bedeli çok ağır. Bu ülkeye uluslararası bir antlaşma ile emanet edildiğimiz ve vatandaşlık bağı ile bağlandığımız günden bugüne kocaman bir asrı devirdik.” diyerek konuşmasına başladı.
Azınlığa karşı güvensizlik politikaları sebebiyle, bölgedeki nüfus dengesinin değiştirilmeye çalışıldığını belirten Asafoğlu, “Bu sebeple süreç içinde ekonomik yapıyı çökertmek için değişik bahanelerle topraklarımız orantısız istimlak edildi. Şimdi bir çoğu atıl tutuluyor ve bir türlü gerçek sahiplerine iade edilmiyor. Niyet okuyarak vatandaşlık kanunun 19. maddesi ile 60.000 insanımızın vatandaşlığına son verdiler. İnsanımıza acımasızca büyük bir mağduriyet yaşattılar. Kısacası bizleri bu topraklarda azaltmak için her yöntemi denediler.” diye konuştu.
AB tarafından tarıma verilen destek primlerinden Türk Azınlığın adil bir şekilde payına düşeni alamadığını belirten Asafoğlu şu ifadeleri kullandı: “Nihayetinde bölgemizi Avrupa’nın ve Yunanistan’ın en fakir bölgesi yaparak gençlerimizin göç etmesini sağladılar. Böylece demografik yapıyı değiştirme konusunda ciddi bir yol aldılar.
Vatandaşlık haklarımızı dahi yıllarca gasp ettiler. İnşaat izni bir tarafa tamirat izninden, traktör ehliyetinden, Yunanistan Üniversitelerinden ve memuriyet alanlarından bizler hep mahrum edildik. Vatandaşlık haklarımıza riayet etmeyenler, antlaşma ile garanti altına alına azınlık haklarımıza da musallat oldular.”
Azınlık eğitiminde yaşanan sorunlara da değinen Asafoğlu özellikle kapatılan Türk Azınlık ilkokulları ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “1967 Cunta Yönetimiyle başlayan hak kayıplarımız demokrasiye geçmemize rağmen hep devam etti. Özerk olan okullarımızı bir bir çocuk azlığı bahanesiyle güya geçici kapattılar. Ancak bir daha hiç açmadılar. Okullarımızı 307’den 90’a düşürdüler. Vakıflarımızın idaresini elimizden aldılar. Seçtiğimiz Müftüleri tanımadılar, korsan diye alay ettiler, müftülüğün yetkilerini ve işlevini bitirdiler. Kimliğimizi inkar etmek için tarihi derneklerimizi kapattılar. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin lehimize verdiği kararları uygulamadılar. Sanki tabelayı indirmekle ve bir daha yerine takmamakla bizim kimliğimizi yok edecekler. Kimse bizim kimliğimiz hususunda karar veremez. Bu yetkiyi kimseye tanımıyoruz. Karar merci sadece ve sadece biziz. Biz de diyoruz ki, dün Türk’tük bugün Türk’üz yarın da Türk olmaya devam edeceğiz.”
Seçim sisteminde uygulanan yüzde 3 baraj konusuyla ilgili olarak bunun antidemokratik bir uygulama olduğunu söyleyen Asafoğlu şunları kaydetti: “Bizim sesimizi kesmek ve ulusal parlamentoya girmemizi engellemek için antidemokratik %3’lük baraj koydular. Artık sesimizi duyurmak için parlamentoya giremesek de DEB Partisi’ni Avrupa kuruluşlarına üye yaparak sesimizi her tarafta duyuruyoruz. Buradan sesleniyoruz bizim sesimize kulak verin, çünkü bizim sesimiz Batı Trakya Müslüman Türklerinin sesidir. Bu ses aynı zamanda bizim gibi olan tüm azınlıkların, hakları yenmiş mağduriyet yaşayan tüm insanların sesidir. Kısacası bu ses Filistin de dâhil olmak üzere tüm mazlumların sesidir. Şimdi bize neden seçime girdiğimizi soruyorlar. Şimdiye kadar saydığım bize yapılan tüm haksızlıkların duyulması ve gasp edilen haklarımız için giriyoruz. Yok sayılan kimliğimize karşın ‘Biz Buradayız’ demek için giriyoruz. DEB Partisi olarak bu sesi bu kadar gür yükseltmemize vesile olan atalarımızdır.”
Yahyabeyli köyündeki mitingin son bölümünde Avrupa Parlamentosu milletvekili adayları kürsüye gelerek birer selamlama konuşması yaptı ve seçmenlere sandığa gitme çağrısında bulundular.
