“Türkiye’nin Göç Konusunda Güvenilir Bir Ortak Olduğunu Düşünüyoruz”

Denizcilik ve Ada Politikası Bakanı Hristos Stilianidis, yasadışı göç konusunda Türkiye ile işbirliğinin devam ettiğini ve iletişim kanallarının karşılıklı olarak çalıştığını belirtiyor.

Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikası Bakanı Hristos Stilianidis, “Kathimerini” gazetesine verdiği röportajda, Atina ile Ankara arasında iletişim kanallarının çalıştığını, bu nedenle Kardak adasında yaşanan son olayın hızla etkisiz hale getirildiğini vurguladı. Türk yetkilileriyle göçle başa çıkmak için işbirliğinin devam ettiğini, aynı zamanda ortak devriye olmadığını ve hiç olmayacağını da dile getiriyor.

Bakan Hristos Stilianidis şu ifadeleri kullanıyor:

“Türkiye’nin göç konusunda güvenilir bir ortak olduğunu düşünüyoruz”

“Kanallar 24 saat hizmet vermektedir. Özellikle Ankara ziyaretimden sonra sürekli iletişim halindeyiz. Bu sürekli bilgi alışverişi ve sürekli iletişim nedeniyle göç akışları çoğu zaman çok etkili bir şekilde yönetilmektedir. Ankara’da bugüne kadar var olan gayrı resmi işbirliğinin çok daha sistematik hale getirilmesi ve zorluklara karşı ortak bir yanıt niteliği kazanması kararlaştırıldı. Göç konusunda yakın olmayan paralellerde hareket etmeyi durduralım. Ege gibi zorlu hava şartlarına sahip bir denizde mümkün olduğu kadar sahada etkili olmaya, bilgi alışverişinde bulunmaya çalışacağız.

Ortak devriyeler iddiasıyla ilgili basında çıkan haberlerin yarattığı izlenimi ortadan kaldırmak istiyorum. Böyle bir şey hiçbir zaman tartışılmadı ve ortak devriyeden bahsetmenin bile doğru olmadığını düşünüyorum. Ortak mücadele birçok başka anlamlara geliyor, ancak ortak devriye anlamına gelmez. Ankara’da gündeme getirilenler doğruydu ve Türk tarafından da kabul edildi. Yani Sahil Güvenlik ve Türk Sahil Güvenlik’in görevine ek olarak, gerektiğinde iki komutan arasında iletişim olacaktır.

Ankara’daki görüşmede Askeri Jandarma Komutanı da oradaydı ve tacirler botları denize indirmeden önce sonuç almamız konusunda mutabakata varıldı. Mart ayının başında iki Sahil Güvenliğin bölge komutanlarıyla ilk dönemin operasyonel değerlendirmesini yapmak, pratikte ve yerel düzeyde nasıl gelişeceğimizi görmek üzere bir toplantı yapacağız.

Göç konusunda Avrupa çerçevesinin yanı sıra ikili işbirliği de var. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Atina ve Ankara’da yaptığımız görüşmelerde 2016 AB-Türkiye ortak beyanını gözden geçirmemiz istenmedi. Türk tarafının, siyasi bir analiz biçiminde, kendi nedenleriyle, göç konusunda bir Yunan-Türk işbirliği modeli yaratmaya çalıştığını söyleyebilirim. Çünkü AB’deki ortaklara bir mesaj gönderiyor. Türkiye’nin göç konusunda güvenilir bir ortak olduğunu düşünüyoruz. Elbette Avrupa’ya “transit geçiş” ülkesi olmaktan çıkmak istiyorlar. Ankara’da teyit edilen ve sahada her gün teyit edilen şey, göçün yeni bir şekilde yönetilmesinin ortak faydalara (kazan-kazan) yol açacağıdır. Ülkemize göç akımları azalıyor, geçici konaklama yapıları üzerindeki baskı azalıyor ve Yunanistan da artık “transit” bir ülke olmayacak.

Türk tarafı Avrupa’nın ekonomik yükü paylaşmasını tabii ki isteyebilirlerdi, ama şimdilik bunu Yunanistan ile Türkiye arasındaki göç akışının yönetimi tartışmasına ya da Bulgaristan üçgenine koymuyorlar.

Kış aylarında göçün azalması söz konusu değil, tam tersi oluyor. Yetkililerin tepki marjları azaldıkça, kendilerinin de insan hayatına tamamen kayıtsız kaldığı bir dönemde denizlerde 7-8 bofor insan tacirlerinin işine geliyor. Bu gibi durumlarda insan hayatını kurtaramama riski her zaman vardır. Ve her şeyden önce biz insan hayatının korunmasıyla ilgileniyoruz. En büyük sorunumuz kötü hava koşulları. Size Sahil Güvenlik komutanından bir güncellemeyi aktarayım. Geçen Pazar Sakız Adası’nda sadece 3, Midilli’de ise 2 olay yaşadık. Ve bana, iyi havalarda insan tacirlerinin çalışmadığını, çünkü her iki tarafta da tam operasyonel hazırlığın bulunduğunu söyledi. 7-8 Bofor varken Midilli’de bir günde 280 kişiye ulaştık.”