Yunanistan’da Ege Çözümü İçin İlginç Bir Yazı
Yunanistan’da yayınlanan Simerini gazetesi Ege’de Çifte Çözüm modelinden bahsediyor.
Yunanistan’da yayınlanan Simerini gazetesi Ege’de Çifte Çözüm modelinden bahsediyor.
Simerini gazetesinde Giannos Haralampidis tarafından kaleme alınan makalede, Türkiye’nin Ege’de hakimiyet sağlayacağını ve Mavi Vatan’a kolayca ulaşabileceği ileri sürülüyor.
Makale aynen aşağıdaki gibidir:
“1- Ege’de Türkiye’ye koridor oluşturmak için Yunanistan, çeşitli yerlerde havada ve denizde 12 mil hakkından feragat etmekte, bazı yerlerde 6 milde kalırken bazı yerlerde 7, 8 veya 9 mile ulaşmaktadır.
2- Yunanistan-Türkiye arasında “saldırmazlık paktı” (planlanmaktadır).
3- Türk Ege Ordusu karadan yaklaşık 250 kilometre içeri kaydırılacak adalar da askerden arındırılacaktır.” (Haritada sarı renkler “Türkiye’nin egemenliğine itiraz ettiği adalar ve yeşil renkler askerden arındırılması gerektiğini iddia ettiği adaları” göstermektedir.)
Bir bakıma böyle bir model kulağa hoş geliyor. Ve Kıbrıs sorununun çözümü için bile yol açmaktadır. Ama konuları başından ele alalım, böyle bir anlaşmanın hem Yunanistan hem de Kıbrıs için hem hukuki hem jeopolitik hem de güvenlik açısından ne anlama gelebileceğini görelim.
Ama bir şey daha var: Mavi Vatan politikasının ve genel olarak Türkiye revizyonist politikasının uygulanmasına yönelik bir adım mı, değil mi? Bu bağlamda, aşağıdakilere dikkat çekiyoruz:
Birincisi, Uluslararası Deniz Hukuku temeline göre egemenlik haklarının bir kısmını kaybeden Türkiye değil, Yunanistan’dır. Dolayısıyla Ege’de müşterek mülkiyet koşulları yaratılmakta ve Ankara’nın uzun bir kıyı şeridine sahip olduğu için daha fazla hakka sahip olduğu algısı kabul edilmektedir.
İkincisi, Türk donanması: (A) Ege kıyı şeridinde ve ötesinde sıkışıp kalmak, çünkü Yunan adaları var, yani örn. Türk donanması harekat için yola çıkar çıkmaz Yunan adalarında bulunan silah sistemlerinin “sıcak karşılamasıyla” karşı karşıya kalacak. Bu nedenle deniz koridorları verilse bile adalar askerden arındırılmalı ki Türkiye kendini ‘güvende’ hissetsin.
(B) Türkiye, Semadirek (Samothraki), Midilli (Mitilini), Bozbaba (Agios Eustratios) ve Sakız (Hios) adaları nedeniyle Çanakkale Boğazı’ndan çıkamaz. Kapılar kapalı. Türkiye’nin iddia ettiği gibi adalar askerden arındırılmadıkça. Burada haritada da görüldüğü gibi Ege’deki adaların ilk savunma bölgesi karşımızda.
(C) İkinci adalar bölgesi (B Bölgesi haritası), adaların yoğunluğu ile karakterize edilir ve Türk filosu için gerçek bir mayın tarlası oluşturmaktadır. Mayın temizliği ancak koridorların Yunanistan tarafından Türkiye’ye verilmesi ve adaların askerden arındırılması durumunda yapılabilir. Böylece Türkiye doğudan batıya rahat hareket edebilecektir.
(D) Yunanistan’ın iki geçidi kontrol etmesi nedeniyle Ege’ye güneyden giremez. Biri Girit’ten (Kriti) Kerpe’ye (Karpathos), ikincisi Kerpe’den Rodos’a kadar uzanıyor. Bu adaların askerden arındırılması Türkiye’ye Ege’nin kapılarını aralayacak ve Türkiye güneyden Orta ve Kuzey Ege’ye geçebilecektir.
Türkiye’nin ilerlemesi ve güvensizliği
Genel senaryoya ve sonunda ne olacağına bakarsak, aşağıdakilere sonuca varıyoruz:
Türkiye, Ege’ye kuzeyden ve güneyden girip çıkabilecek, doğudan batıya serbestçe hareket edebilecek. Ve Mavi Vatan’ın planlamasını Kıbrıs’tan İskenderiye’ye kadar birleştirecek.
Türk birlikleri kıyıdan Türkiye’nin içlerine 250 kilometre geri kaydırılsa bile, imkansız olmasa da son derece zor olacak olan Yunan kuvvetlerinin aksine, kısa sürede, en fazla iki gün içinde tank, top, uçaksavar vb. taşıyarak adalara geri dönmeleri mümkün olacaktır.
Türkiye bugün sahip olmadığı stratejik derinliği kazanıyor ve 25. Meridyene ulaşacak. Yunanistan adalardaki ilk savunma hattını kaybetmekle kalmıyor, aynı zamanda Türk donanmasına verilecek deniz yolları ile birlikte Yunanistan ana karasının dışına da ulaşıyor. Adalarda yaşayanlar için güvensizlik koşulları yaratılıyor, çünkü Türk ordusu kısa sürede hareket edebiliyor, Yunan ordusu vardığında ise gelmeyi başarırsa oyun bitmiş olacak.
Bu, Kıbrıs’ı savunmasız bırakan ve Yunanistan’ın Kıbrıs’ın çok uzakta olduğunu iddia etmesiyle, 1974 işgalinin yolunu açan 1967’de Yunan Tümeni’ni geri çekmeye yönelik trajik karar gibi bir şey. Soru: Kıbrıs’ın güvenlik rejimi, karada veya Yunanistan anakarasında üslenmiş Yunan silahlı kuvvetleriyle, adalardakiyle aynı mı olur?
Bu koşullar altında Türkiye, revizyonist politikasını uygulamaya devam etmektedir. Yani Yunanistan ile hukuki, jeopolitik ve stratejik ilişkilerin değişmesi. Bu da Mavi Vatan’ın gerçekleşmesine yönelik yeni bir adımdan başka bir şey değildir.
Aynı zamanda Yunanistan’ın Ege’deki savunması zayıfladığı için Kıbrıs’ın savunması daha da zayıflıyor. Neden? Yunanistan, Kıbrıs’ın ötesinde yeni zayıf nokta topukları edindiği için, çünkü bugün sahip olduğu tüm savunma avantajlarını kaybettiği için, peki sözde “Saldırmazlık Paktı” kırılırsa ne kadar ve neyi yetişecek?
Soru: Kıbrıs işgal altındayken Yunanistan Türkiye ile nasıl “Saldırmazlık Paktı” imzalayacak? Yoksa Papadopoulos diktatörlüğü döneminde “Anavatanlar” aradıkları çözümü bize mi dayatacak?
İkilemle karşı karşıya kalacağımızdan kim şüphe duysun: Herhangi bir çözümü kabul ediyor musunuz yoksa kendinizi bölünmeye doğru mu çekiyorsunuz? Ve sözde “çözüm” zaten bölücü olsa da bunu söyleyecekler.
Neden? Türkiye bir yandan müzakerelerin temelini eşit egemenliğe sahip iki devlet olarak gördüğü için, diğer yandan Ankara bir adım ileri atarak Atina ve Lefkoşa (KKTC), siyasi eşitliğe sahip iki eşit kurucu devlet şeklindeki önceki Türk konumunu benimsiyor.
Çözümün temeli olarak Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin devamlılığını ve AB ilkelerini koymak yerine, selefleri gibi ikili bir federal formülü kabul eden Başkan Hristodulidis’in tuzağa düştüğü yer burasıdır:
A) İstilanın kazanımlarını, yani idari, coğrafi ve nüfus ayrımını meşrulaştırıyor.
B) Yakınsamalara dayanarak, Kıbrıs Rum vatandaşlığımızdan vazgeçip Kıbrıs Türk vatandaşlığını almadıkça, bizi kuzeyde oy kullanma hakkından mahrum bırakacaktır. Yani Osmanlı zamanında olduğu gibi Rum’dan Türk oluyoruz. Yani, bir Hristiyan’ın oy kullanabilmesi için Müslüman olması ve dolayısıyla Türk olması gerekiyordu.
Güzel saatli bomba paketi
Hem Ege’yi hem de Kıbrıs’ı ilgilendiren böyle bir formülün öne çıkan iki unsuru olacaktır:
Birincisi “çözüm” kelimesi ve ikincisi “Saldırmazlık Paktı”na yapılan atıf, neden Kıbrıs’a da uzanmasınlar. Ama bu iki güzel kurdele ve terminoloji paketinin içinde gizli bombalar olacak ki, sık sık bahsettiğimiz gibi Ankara, onların arzularını yerine getirmesek bir sonraki patlamanın nerede ve nasıl olacağını belirleyerek adalar veya Kıbrıs’ta saat mekanizmasını kurabilecek.
Soru: Kıbrıs ve adalar Türkiye’den bir nefes uzaktayken askerden arındırıldığında Türk ordusu için bir şantaj aleti ve baş belası olur mu, olmaz mı? Güvenliğimiz Ankara’ya ait olacak ve dolayısıyla egemenliğimizin bir parçası olacaktır. Mandater devlet..
Çift “çözüm” ve uydular
Dolayısıyla Nikos Dendias’ın ifade ettiği yeni siyasi algıda bir mantık var. Yani Ege’deki “çözüm” Kıbrıs’a da “çözüm” getirebilir. Ancak sahne hazırlanırken Finlandiya, Rusya’nın uydulaştırmasına son vermek için NATO’ya katılırken, Kıbrıs, Ankara’yı Finleştirme sürecini derinleştirecek. Aynı şey Ege adaları ve anakara Yunanistan için de olacak. Birileri, Yunan seçim kampanyasında ulusal meselelerin tartışılmamasının tesadüf olmadığını iddia ediyor. Ne Kıbrıs ne de Ege. Yeni Demokrasi içinde böyle bir çözüm formülü ileri sürülürse, başta Karamanlı Kanadı olmak üzere, Ege’nin Prespes’e penceresini açıklamalarıyla kapatmış olan Samaras’tan tepkiler gelecektir. Yeni Demokrasi’ye atıfta bulunuluyor çünkü göründüğü kadarıyla ikinci tur seçimlerde bağımsızlığını ve gücünü, sonraki dönemde ise Hükümet’i elinde bulunduracak. Ancak SYRIZA’nın Makedonya konusunda Prespes’i imzaladığı dikkate alınırsa, Miçotakis ve Dendias, Kıbrıs’a kadar uzanan Ege’nin Prespes’ine devam ederlerse, Aleksis Çipras’ın desteğini çok daha kolay alacaklardır. Yeni Demokrasiden daha. Orada da müttefik bulamayacaklarından değil…
Harita, Ege’deki durumu ve Egemenlik haklarından bir kısmının feragat edilmesi ve adaların askerden arındırılması yoluyla Türkiye’ye verilebilecek deniz koridorları aracılığıyla kapılarının Türkiye’ye nasıl açılacağını ortaya koyuyor.
Sarı renkle, Ankara’nın egemenliğine itiraz ettiği adalar ve yeşil renkle askerden arındırıldığını iddia ettiği adalar gösteriliyor. Siyahla gösterilen üç önemli bölge var. Yunanistan C bölgesini kaybederse Ege’nin kapıları güneyden Türkiye’ye açılıyor. B bölgesini kaybederse Ege “mayından arındırılır” ve Türkiye doğudan batıya hareket edebilir ve A bölgesini kaybederse Türkiye sorunsuz bir şekilde kuzeyden Ege’ye girer.”