Yunanistan Haber

Yunanistan’ın Kritik Deniz Haritasını Değerlendirdi

Harita, Türkiye’nin itiraz ettiği bölgeleri de kapsayarak Atina’nın uluslararası platformda tezlerini güçlendirme amacını taşıyor.

Atina Pantion Üniversitesi’nde Uluslararası Hukuk ve Dış Politika Profesörü ve Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili olan Angelos Sirigos, Kathimerini gazetesinde Yunanistan’ın 16 Nisan’da yayımladığı yeni deniz alanları haritasıyla ilgili bir değerlendirme yaptı.

Değerlendirme özetle aynen aşağıdaki gibidir:

“Yunanistan’dan Kritik Deniz Haritası: Ege ve Doğu Akdeniz’de Net Mesaj”

“Yunanistan, 16 Nisan’da yayımladığı yeni deniz alanları haritasıyla Ege ve Doğu Akdeniz’deki pozisyonunu bir kez daha netleştirdi.

Avrupa Birliği’nin 2014/89/AB sayılı yönergesine uyum çerçevesinde hazırlanan harita, hem Yunanistan’ın deniz yetki alanlarını hem de bu alanlardaki insan faaliyetlerinin yönetimini düzenliyor.

Harita, Türkiye’nin itiraz ettiği bölgeleri de kapsayarak Atina’nın uluslararası platformda tezlerini güçlendirme amacını taşıyor.

Harita Ne Anlama Geliyor?

Yeni yayımlanan harita, Yunanistan’ın karasuları (iç sular ve 12 deniz miline kadar uzanan kıyı şeridi), kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) gibi deniz yetki alanlarını açık şekilde gösteriyor.

Toplam 494.605 kilometrekarelik bir alanı kapsayan harita, Yunanistan’ın kara yüzölçümünün yaklaşık dört katı büyüklüğünde bir deniz alanına işaret ediyor. Bu alanlar, ulusal ve uluslararası hukuka dayalı olarak belirlendi ve Avrupa Birliği veri tabanına da sunulacak. Böylece Yunanistan, bu alanlarda herhangi bir ihlal durumunda AB’den yaptırım talebinde bulunabilecek.

Türkiye’ye Yönelik Net Mesaj

Yunanistan’ın harita ile verdiği en önemli mesajlardan biri Türkiye’ye yönelik. 1976’da Uluslararası Adalet Divanı’na yapılan başvuruya dayanan Yunan tezleri, bu haritada yeniden teyit ediliyor. Doğu Akdeniz’de ise Türkiye’nin 2011 sonrası artan hak iddialarına karşılık olarak ilk defa bu ölçekte resmi ve detaylı bir yanıt veriliyor. Yunanistan, söz konusu haritayı sadece AB’ye değil, BM’nin Deniz Hukuku ile ilgili DOALOS veri tabanına da sunmayı planlıyor.

Ayrıntılı Bölgesel Açıklamalar

1- Arnavutluk Sınırı:

2009 yılında Arnavutluk ile imzalanan ancak Tiran’daki Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen anlaşmada belirlenen “orta hat” Yunanistan tarafından aynen korunuyor. Haritada bu çizgi net bir şekilde işaretlenmiş durumda.

2- Kıta Sahanlığı (Ege Denizi):

Yunanistan’ın resmi görüşü, Ege’deki adaların da tam etkili olduğu ve kıta sahanlığının bu adalarla Anadolu kıyıları arasında “eşit uzaklık ilkesi”yle belirlenmesi gerektiği yönünde. Bu görüş Uluslararası Deniz Hukuku’na da uygun olarak değerlendiriliyor.

3- MEB İlan Edilen Alanlar:

Şu anda Yunanistan yalnızca iki bölgede MEB ilan etmiş durumda:

Mısır ile 2020’de yapılan anlaşma sonucu Kıbrıs’ın batısında kalan Girit, Kaşot, Karpatos ve Rodos etkisiyle oluşan bölge.

İtalya ile 2020’de güncellenen anlaşma kapsamında İyon Denizi’ndeki bölge.

4- Libya ile Güney Sınırı:

Libya’nın 1973’te kapalı ilan ettiği Sirte Körfezi, Yunanistan tarafından uluslararası hukuk dışı görülüyor. Haritada bu bölgede Libya kıyılarından itibaren “orta hat” esas alınmış ve Yunanistan’ın Girit, Gavdos gibi adalarının tam etkisi tanınmış. Ayrıca bu bölgede Exxon Mobil ve HELLENiQ ENERGY gibi şirketlere arama ruhsatları verilmiş durumda.

5- Meis (Kastellorizo) ve Çevresi:

Meis Adası ve çevresindeki adacıkların kıta sahanlığı üzerindeki etkisi tamamen tanınmış. Bu durum, Türkiye ile Kıbrıs arasında kalan bölgedeki hak iddialarını doğrudan etkiliyor. Meis’in doğusundaki sınırlar, Kıbrıs’ın batı MEB sınırlarıyla örtüşüyor.

6- On İki Ada Bölgesi:

Haritada, 1932 tarihli İtalyan-Türk anlaşmaları ve Lozan Antlaşması temel alınarak, On İki Ada ile Anadolu kıyıları arasındaki sınırlar belirlenmiş. Bu belgeler, özellikle Kardak/Kaya adacıkları gibi tartışmalı bölgelerde Yunanistan’ın tezlerini destekler nitelikte.

Yunanistan’ın Stratejik Hamlesi

Yunanistan’ın bu haritayı yayımlaması, hem hukuki hem diplomatik anlamda stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin 2020 yılında BM’ye sunduğu Doğu Akdeniz haritasına karşı Yunanistan’ın şimdi kendi haritasını sunması, tarafların Uluslararası Adalet Divanı’na başvuru yolunu da açabilir.

Ayrıca, haritanın zamanla değiştirilebilir olması, örneğin Ege’de 12 mil ilanı gibi durumlarda, Atina’nın gelecekteki hamlelerine esneklik tanıyor. Yunanistan böylece hem Avrupa hem uluslararası hukuk zemininde pozisyonunu güçlendirmeyi amaçlıyor.”

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
tr Turkish