Yunanistan’da Analiz Sonuçları Hayal Kırıklığı Yarattı
Bir analiz sonuçları Yunan tüketiciler için son derece hayal kırıklığı yarattı.
Bir analiz sonuçları Yunan tüketiciler için son derece hayal kırıklığı yarattı.
Ege Üniversitesi (Panepistimio Egeu) ve araştırmacılar D. Kostoglou, M. Simoni, G. Vafiadis, N. Kavtatzis ve E. Giouris, Yunan süpermarketlerinde satılan et ve salatalarda patojenik olmayan mikroorganizmaların varlığını araştırmak için bir çalışma yürüttüler. Çalışma, MDPI’nin bilimsel dergisi Foods’ta, Gıda Kaynaklı Patojenik Bakteriler: Yaygınlık ve Kontrol özel sayısında yayınlandı.
Araştırmanın amacı doğrultusunda, Limni (Limnos) adasında büyük süpermarket zincirlerinin şubelerinde ve perakende satış mağazalarında satılan, Yunanlıların popüler gıdası olan 60 adet donmuş çiğ tavuk eti ve 40 adet paketlenmiş hazır (RTE) taze yapraklı salata örneği satın alınmıştır. Daha spesifik olarak, 20 tavuk eti örneği üç kasaptan, diğer 40 örnek ise üç süpermarketten toplanırken, salata örneklerinin tamamı süpermarketlerden toplandı.
Her üç süpermarket de, mevcut ürünleri ülke çapında dağıtılan ve tüketilen Yunanistan’ın tanınmış süpermarket zincirlerine ait. Ayrıca kasaplardan satın alınan tavuk numuneleri, ürünleri Yunanistan geneline dağıtılan tanınmış kümes hayvanı şirketlerinden geliyor. Tüm numuneler satın alındığı gibi doğrudan ve tek tek steril torbalara yerleştirildi. Numuneler daha sonra satın alındıktan sonraki bir saat içinde soğuk kutularda laboratuvara nakledildi ve her zaman aynı gün analiz edildi (bir seferde beş numune test edildi).
Numuneler önemli gıda kaynaklı patojenik bakterilerin varlığı açısından analiz edildi: Campylobacter spp., Salmonella spp. ve Listeria monocytogenes’in yanı sıra Enterobacteriaceae, toplam koliformlar, Escherichia coli ve stafilokoklar Uluslararası Standardizasyon Örgütü’nün (ISO) tespit protokollerine göre. Campylobacter spp., Salmonella spp. ve L. monocytogenes, duyarlı bireyler için ölümcül bile olabilen gıda kaynaklı enfeksiyonlara neden olan önemli zoonotik patojenlerdir.
Analiz sonuçları Yunan tüketiciler açısından son derece hayal kırıklığı yaratıyor. Tavuk örneklerinin %95’inin (n=57) test edilen patojenlerden en az biriyle, %58,3’ünün (n=35) iki patojenle ve %5’inin (n=3) her üç patojenle enfekte olduğu belirlendi.
Çiğ tavukla ilgili olarak Campylobacter spp. bakterisi bulunuyor. 54 örnekten (%90,0) ve Salmonella spp. 9 örnekte (%15,0) geri kazanılırken, 35 örnekte (%58,3) L. monocytogenes mevcuttu.
Salatalarda Campylobacter tespit edilmedi ve sadece bir örnekte (%2,5) Salmonella bulunurken, üç salatada L. monocytogenes (%7,5) ile kontamine olduğu belirlendi. Endişe verici bir şekilde, APC (toplam aerobik plak sayımı), tavuk ve salata örneklerinin sırasıyla %53,3’ünde ve %95,0’inde 106 CFU/g’ye eşit veya daha yüksekti; diğer bazı güvenlik göstergelerinin popülasyonları ise bazı durumlarda yüksek.
Araştırmacılar, vardıkları sonuçlara dayanarak, bu ürünlerin üretim zinciri boyunca (çiftlikten pazara kadar) daha kapsamlı mikrobiyolojik kontrollere duyulan ihtiyacın altını çiziyor.
Aynı zamanda, kümes hayvanı tesislerinde iyi yetiştirme koşulları, kritik kontrol noktaları tehlike analiz sisteminin (HACCP) esas olarak sanayi ve perakende düzeyinde daha sıkı uygulanması ve tüketicilerin doğru kullanım konusunda eğitilmesi gibi önleyici tedbirler önermektedir.
Öte yandan, analiz edilen üç patojenin hepsinin (Campylobacter spp., Salmonella spp. ve L. monocytogenes) salata örneklerinde daha düşük prevalanslara (sırasıyla %0,0, %2,5 ve %7,5) sahip olduğu bulunmasına rağmen, yüksek sayımlar bu örneklerin birçoğunda sayılan toplam APC, Enterobacteriaceae ve stafilokoklar, kesinlikle üretim süreçlerinin daha fazla optimize edilmesini desteklemektedir.