Yunanistan Haber

Yunanistan Deniz Alanı Planlaması Haritası Oluşturdu ve Yayınlandı

“Geçmişin bekleyen sorunlarını çözüyor olmamız, Yunanistan-Türkiye diyaloğunu aramıyor olduğumuz anlamına gelmez. Aynı fikirde olmamamız konuşmadığımız anlamına gelmez. Konuşuyor olmamız pozisyonlarımızdan taviz verdiğimiz anlamına gelmez ve bu pratikte kanıtlanmıştır. Yunanistan, Türkiye ile ilişkilerde olumlu bir hava arzu etmekte ve başından beri Uluslararası Hukuk ve iyi komşuluk temelinde Yunanistan-Türkiye anlayışından yana olmuştur.”

“Geçmişin bekleyen sorunlarını çözüyor olmamız, Yunanistan-Türkiye diyaloğunu aramıyor olduğumuz anlamına gelmez. Aynı fikirde olmamamız konuşmadığımız anlamına gelmez. Konuşuyor olmamız pozisyonlarımızdan taviz verdiğimiz anlamına gelmez ve bu pratikte kanıtlanmıştır. Yunanistan, Türkiye ile ilişkilerde olumlu bir hava arzu etmekte ve başından beri Uluslararası Hukuk ve iyi komşuluk temelinde Yunanistan-Türkiye anlayışından yana olmuştur.”

Yunanistan’ın Deniz Alanı Planlaması’nı (ΘΧΣ) detaylandıran ve haritalandıran Ulusal Deniz Alanı Stratejisi’nin (ΕΧΣΘΧ) oluşturulmasına ilişkin kararname, Çevre ve Enerji Bakanlığı’nın girişimiyle, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili Bakanlıklarla işbirliği içinde bugün yayınlandı.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis ve Çevre ve Enerji Bakanı Stavros Papastavrou tarafından imzalanan ilgili hükümet açıklamasında belirtildiği üzere, “bu önemli bir girişimdir zira ülkemiz ilk kez deniz alanının organizasyonu için kurallar koymaktadır. ΘΧΣ, bütüncül bir mekansal çerçeve oluşturmakta ve mavi ve döngüsel ekonominin başarılı gelişimi için gerekli bir ön koşul olup, ülkenin tüm deniz bölgelerinde gerçekleştirilebilecek insan faaliyetlerini, çevrenin korunmasının zorunlu gerekliliğine saygı duyarak açıkça haritalandırmaktadır.”

İlgili bir bilgilendirme notunda ayrıca şu vurgulanmaktadır: “İlk kez bir AB resmi düzenleyici metninde Yunanistan kıta sahanlığının sınırları, yani anakara ve adaların tam etkisi belirtilmektedir.”

Hükümet açıklamasına göre:

ΕΧΣΘΧ’nin hazırlanması sırasında izlenen yaklaşım, deniz çevresinin iklim direnci, sürdürülebilir turizm gelişimi, kültürel mirasımızın ve özellikle su altı antik kentlerinin korunması, deniz taşımacılığının iyileştirilmesi ve korunması, ülkenin enerji kaynaklarının işletilmesi, balık yetiştiriciliği ve ortak çıkar alanına giren sınır ötesi projelerin güçlendirilmesi gibi bir dizi birbiriyle bağlantılı hedefi desteklemek amacıyla, sıklıkla çelişen sosyal, ekonomik, enerji ve çevresel parametreleri bir araya getirmiştir. ΘΧΣ, kara ve deniz faaliyetleri arasındaki etkileşimleri dikkate almakta ve Deniz Alanı Çerçevelerinin oluşturulması yoluyla bölge bazında önceliklerin istişare ve ortaklaşa belirlenmesine önem vermektedir.

ΘΧΣ ve ΕΧΣΘΧ ile Yunanistan Devleti ilk kez deniz bölgelerinin detaylı kullanımlarını belirlemekte, 2014/89/AB Direktifi’nden kaynaklanan yükümlülüğü yerine getirmekte ve Uluslararası Hukuktan doğan haklarını kullanmaktadır.

Çevre ve Enerji Bakanlığı’nın soru-cevap şeklinde bilgilendirme notu aşağıdadır:

Deniz alanı planlaması nedir?

Deniz Alanı Planlaması (ΘΧΣ), ülkenin tüm deniz bölgelerindeki insan faaliyetlerini, bu bölgelerdeki çevrenin korunması gözetilerek haritalandırmaktadır.

Aynı zamanda, deniz bölgelerinin sürdürülebilir kalkınması ve deniz kaynaklarının kullanımı her zaman göz önünde bulundurularak, bu faaliyetlerin uyumluluğunu ve eş zamanlı gelişimini belirlemektedir. Deniz alanı planlamasının coğrafi uygulama alanı, Avrupa Birliği’nin mevcut mevzuatına ve özellikle Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) uygun olarak belirlenmiştir.

Bu süreç 2014/89/AB Direktifi’nde öngörülmekte olup, bu şekilde ülkemizin Avrupa yükümlülüğü yerine getirilmektedir. Direktifin ulusal hukuka doğru şekilde aktarılması, Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sürdürülebilir mavi ekonominin geliştirilmesi, deniz kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve sağlıklı deniz ekosistemleri ile biyoçeşitliliğin korunması için gereklidir.

Bu direktifin, özellikle UNCLOS’tan kaynaklanan ilgili uluslararası hukuk hükümleri uyarınca, üye devletlerin deniz suları üzerindeki egemenlik haklarını ve yetki alanlarını etkilemediği belirtilmelidir.

Hedefi nedir?

Çevrenin korunması ve sürdürülebilir kalkınma hedefiyle, deniz alanının düzenlenmesi, kara ve deniz faaliyetlerinin sorunsuz etkileşimidir. ΘΧΣ’nin hazırlanması sırasında aşağıdaki gibi faaliyetler için sosyal, ekonomik, enerji ve çevresel parametreler dikkate alınacaktır:

Deniz parklarının belirlenmesi yoluyla, diğerlerinin yanı sıra, iklim değişikliğinin etkilerinden deniz çevresinin korunması,

Kültürel mirasımızın ve özellikle su altı antik kentlerinin korunması,

Deniz taşımacılığının iyileştirilmesi ve korunması,

Sürdürülebilir turizm gelişimi,

Ülkenin enerji kaynaklarının ve özellikle potansiyel doğal gaz yataklarının ve açık deniz rüzgar parklarının işletilmesi,

Balık yetiştiriciliği,

Diğer Avrupa Birliği üye devletleri ve yakın çevresi ile ortak çıkar alanına giren sınır ötesi altyapıların güçlendirilmesi.

Deniz alanı planlaması ile insan faaliyetlerinin koordineli -ve parçalı olmayan- bir şekilde sınırlandırılması mümkün hale gelmektedir.

Direktifin ulusal hukuka doğru şekilde aktarılması, Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sürdürülebilir mavi ekonominin geliştirilmesi, deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve sağlıklı deniz ekosistemleri ile biyoçeşitliliğin korunması için gereklidir.

Başbakan’ın 9. “Our Ocean Conference”da belirlediği stratejik önceliklerin devamı olarak, Planlama, Yunan Hükümeti tarafından aşamalı olarak uygulanan ülkenin deniz ve kara üzerindeki bütüncül mekansal planlama politikasının bir parçasıdır.

Deniz alanı planlaması neden şimdi sunuluyor?

Deniz Alanı Planlaması, deniz kaynaklarımızın kullanımına yönelik bir Yol Haritası’dır. Bu nedenle, tasarımı ilgili Bakanlıklar, yerel yönetimler ve yerel topluluklarla uzun süren bir istişare konusu olmuştur. Ülkemizin Avrupa Birliği’ndeki en uzun kıyı şeridine ve en fazla sayıda kayıtlı adaya sahip olduğu dikkate alındığında, ΘΧΣ daha da büyük bir değer kazanmaktadır.

Deniz alanı planlaması neden 4 coğrafi birime ayrıldı?

Çünkü bu şekilde ilgili Bölgelerin idari yapısı yansıtılmaktadır. Bölgesel Mekansal Çerçevelerde (toplam 13’ten 12’si zaten yayınlandı ve 13.’sü de hazırlanmaktadır) olduğu gibi, ilgili deniz alanı çerçevelerinin yayınlanması takip edecektir.

Deniz alanı planlaması nerede yayınlanıyor? Vatandaşlar nasıl bilgilendirilecek?

Yunanistan’da öngörüldüğü gibi Resmi Gazete’de yayınlanmakta, Avrupa Birliği bilgilendirilmekte ve ilgili çevrimiçi platformlara yüklenmektedir. Aynı zamanda Çevre ve Enerji Bakanlığı tarafından bilgilendirme faaliyetleri de olacaktır.

ΘΧΣ’nin jeopolitik önemi var mı?

Deniz alanı planlamasının coğrafi uygulama alanı, Birlik’in mevcut mevzuatına ve özellikle Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) uygun olarak uluslararası deniz hukukuna göre belirlenmiştir.

İlk kez bir AB resmi düzenleyici metninde Yunanistan kıta sahanlığının sınırları, yani anakara ve adaların tam etkisi belirtilmektedir.

Deniz alanı planlaması bir dizi Avrupa stratejisini uygulamakta ve Avrupa müktesebatının bir parçasını oluşturmaktadır.

Dışişleri Bakanlığı’nın soru-cevap şeklinde bilgilendirme notu aşağıdadır:

Deniz Alanı Planlaması’nın (ΘΧΣ) hazırlanması, detaylandırılması ve harita üzerinde gösterilmesi neden önemli bir adımdır?

İlk kez bir AB resmi düzenleyici metninde Yunanistan kıta sahanlığının en uç potansiyel sınırları (yani anakara ve adaların deniz bölgelerinde tam etkisi) belirtilmektedir.

Harita neyi gösteriyor?

Haritada gösterilen deniz bölgeleri, 1977 ve 2020 tarihli Yunanistan-İtalya MEB sınırlandırma anlaşmaları ile 2020 tarihli Yunanistan-Mısır anlaşmasını içermekte ve 4001/2011 sayılı yasadan kaynaklanan sınırlarla örtüşmektedir.

Sınırlandırılmamış bölgelere gelince, Yunanistan kıyılarına bitişik veya karşılıklı kıyıları olan komşu devletlerle sınırlandırma anlaşmaları imzalanana kadar, Yunanistan kıta sahanlığının dış sınırını belirleyen orta hat gösterilmektedir.

Yani harita, Yunanistan’ın tüm topraklarındaki (İyon, Ege ve Doğu Akdeniz’de) MEB’ini mi gösteriyor?

Deniz bölgelerinin sınırlandırılması süreci, üye devletlerin yetkili makamlarının yukarıda belirtilen deniz bölgelerindeki insan faaliyetlerini ekolojik, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmak için analiz ettiği ve organize ettiği süreç olan deniz alanı planlamasından farklı bir konudur.

Bu nedenle, Yunanistan Deniz Alanı Planlaması’nı gösteren harita bir MEB sınırlandırması teşkil etmemektedir.

Yunanistan’ın karasularının Ege ve Doğu Akdeniz’de 12 deniz miline çıkarılmasını mı gösteriyor?

Karasularının 12 deniz miline kadar genişletilmesi, ülkemizin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nden kaynaklanan vazgeçilmez bir hakkıdır. Yunanistan’ın ulusal çıkarlarına uygun gördüğü zaman ve şekilde, Uluslararası Hukuktan kaynaklanan kurallara göre kullanmayı saklı tuttuğu bir haktır.

Deniz Alanı Planlaması’nın hazırlanması, egemenlik ve egemenlik haklarının kullanımı ile nasıl ilişkilidir?

Deniz Alanı Planlaması ve harita üzerinde detaylandırılması, egemenlik haklarının kullanımı değil, ülkenin tüm deniz bölgelerindeki faaliyetlerin bir yansımasıdır.

Egemenlik planlama konusu değildir. Önceden var olup bundan etkilenmez.

Hükümet Deniz Alanı Planlaması’nı neden şimdi sunuyor?

Hükümet geçmişin bekleyen sorunlarını çözmektedir. Ulusal çıkarları iletişimsel gösterişlerle değil, pratikte ve somut bir şekilde savunmaktadır.

ΘΧΣ’nin hazırlanması Türkiye’nin tepkisine yol açabilir. Bu durumda Yunanistan-Türkiye diyaloğunu mu terk ediyorsunuz?

Geçmişin bekleyen sorunlarını çözüyor olmamız, Yunanistan-Türkiye diyaloğunu aramıyor olduğumuz anlamına gelmez. Aynı fikirde olmamamız konuşmadığımız anlamına gelmez. Konuşuyor olmamız pozisyonlarımızdan taviz verdiğimiz anlamına gelmez ve bu pratikte kanıtlanmıştır. Yunanistan, Türkiye ile ilişkilerde olumlu bir hava arzu etmekte ve başından beri Uluslararası Hukuk ve iyi komşuluk temelinde Yunanistan-Türkiye anlayışından yana olmuştur.

Ayrıca, Deniz Alanı Planlaması, ülkemizin belirli Avrupa direktiflerinden kaynaklanan ve Yeşil Mutabakat ve Avrupa Deniz Güvenliği Stratejisi (EUMSS-EU Maritime Security Strategy) gibi bir dizi Avrupa Stratejisinin başarılması çerçevesinde yer alan AB’ye karşı önemli bir yükümlülüğüdür.

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
tr Turkish