Şimdilik Oranlar Belki Küçük Ama Düşündürücü

Oranlar belki küçük ama Yunanistan’da “geri dönüşü” destekleyenlerin sayısı giderek artıyor.

Yunanistan’da bomba gibi bir anket sonucu çıktı. Anket sonuçlarında Yunan vatandaşlarının askeri hükümet veya her şeye gücü yeten bir yönetici isteme oranında artış olduğunu gösteriyor.

Kathimerini gazetesinin Pazar günkü ekinde (Kathimerini tis Kiriakis) Dimitris Rigopoulos’un derlediği çok ilginç bir araştırma yayımlandı. Araştırma, her sekiz yılda bir aralarında Yunanistan’ın da bulunduğu 80 ülkede gerçekleştirilen Dünya Değerler Araştırması’nın (World Values Survey) sonuçları okuyuculara servis edildi. Yunanistan’da bu araştırma diaNEOsis ve Ulusal Araştırma Merkezi’nin katkılarıyla gerçekleştirildi.

Silahlı Kuvvetler, Kilise, Polis, Yargı gibi kurumlara olan güvenin azaldığı belirtildi. Meclis’e (29,3%) ve Basın’a (27,3%) olan güven endeksi iyileşme gösteriyor.

MME’nin haberine göre, aynı zamanda askeri bir hükümetin kabul oranı üç katına çıktı (%14,5), Parlamento’ya hesap vermeyecek her şeye gücü yeten bir yöneticinin kabul oranı ise iki katına çıktı (%17,5).

Teknik Üniversite’de Cunta’ya karşı kuşaklar boyu direnişle, adalara sürgünle ve “1974 Kıbrıs Barış Harekatı” da dahil olmak üzere, pek çok tarihi olayla beslenmiş bir Yunan toplumu için bunlar görülmemiş durumlar ve bakış açılarıdır.

Parlamentoya karşı hesap vermeyecek, süper güçlere sahip bir devlet başkanı arayışı da bir psikolog tarafından araştırılması gereken bir diğer parametredir; zira iktidarı sürekli olarak kontrol etme talebinde bulunan, bunu birçok durumda Anayasa’ya aykırı olmakla suçlayan bir Yunan toplumundan bahsediyoruz.

Yunanistan vatandaşlarının kilise, yargı ve silahlı kuvvetler gibi geleneksel kurumlara olan güveninin azalması daha da endişe verici bir durum olarak ortaya çıkıyor.

Vatandaşlar, 2009-10 ekonomik krizinin başlangıcından bu yana, kendi içlerinde çok fazla öfke barındırıyorlar ve bu öfke maalesef bugün de muhtıralarla devam ediyor. Ancak daha da kötüsü, sadece Yunan toplumunu değil, her medeni toplumu yönetmesi gereken kalıcı bir değerler krizini ortaya koyuyor.

Binlerce yoksul insanı Atina, Selanik ve diğer şehirlerdeki mahallelere getiren yasadışı göç, Kilise ve Ortodoks milliyetçiliğine sıkı sıkıya bağlı Yunan toplumunu çok kültürlü bir topluma dönüştürdü ve bunu kabul etmeyen çok sayıda insan var, özellikle de yaşlı insanlar. Gençlerin belki çok da umurunda değil gibi, ama ekonomik durum zorlandıkça gençler arasında da sorgulamalar baş göstermeye başladı gibi.

Devletin zaman içinde birçok konuda savsaklandığını gösteren konularda Meclis’te ve televizyonlarda yaşanan skandallar ve siyasi çekişmeler, Tempe faciası, Libya olayı, Mati faciası, Magula faciası vb. gibi örnekler, vatandaşın psikolojisini onarılamaz yaralar açmıştır. Şu anda bu yukarıdakiler Miçotakis hükümetine karşı bir ayaklanmanın ayak sesleri konumuna gelmiş durumda.

Bazı vatandaşlar tarafından, özellikle Trump’ın gümrük vergileri veya İran ya da Tayvan’da olası bir askeri çatışma nedeniyle küresel tehlikenin belirdiği şu dönemde, Yunanistan’ın geriye dönüş yönünde fikirlerin ortaya atılması en azından dikkate değer ve çirkindir.

Uluslararası durum ve ABD-Çin anlaşmazlığı nedeniyle Yunanistan şu anda büyük fırsatların gerçek bir kavşağında bulunuyor ve küresel bir enerji geçiş merkezi haline gelmeyi beklerken, Girit’in güneyinde Türkiye açısından tartışmalı bir noktada hidrokarbon araştırma ve çıkarma çalışmalarına başlanacak.

Yakın gelecekte Yunanistan da Ege ve Doğu Akdeniz’de döşenen kabloya ilişkin NAVTEX yayınlayacak ve araştırmaya başlama hesapları yaparken, Türkiye bu araştırmanın o bölgede yapılabilmesi için Türkiye’nin izni gerektiğini ileri sürmesi, iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.

Önümüzdeki haftalarda belki de günlerde Ege’deki “Sakin Sular” yerini hareketli sulara tekrar geri döndürebilir mi? Şimdi herkes Yunanistan’da bu soruya cevap aramaya başladı.