Yunanistan Haber

“Yunanistan’ın Koruyucu Olmaya Devam Edeceğini Taahhüt Ediyorum”

Miçotakis BM'’de yaptığı konuşmada, "Yunanistan'ın serbest seyrüseferin koruyucusu olmaya devam edeceğini taahhüt ediyorum" ifadelerini kullandı.

Miçotakis BM’’de yaptığı konuşmada, “Yunanistan’ın serbest seyrüseferin koruyucusu olmaya devam edeceğini taahhüt ediyorum” ifadelerini kullandı.

Başbakan Kiriakos Miçotakis, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde deniz güvenliği konulu toplantıda, Yunanistan’ın zengin bir tarihe ve binlerce adaya sahip, dünyanın en uzun kıyı şeritlerinden bazılarına sahip bir denizci ulus olduğunu belirtti.

Başbakan Miçotakis’in konuşmasının odak noktasında kaçakçılık, terörizm, korsanlık, hibrit saldırılar ve iklim değişikliği gibi asimetrik tehditler yer aldı.

Başbakan Kiriakos Miçotakis, Yunanistan’ın BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığı çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in katılımıyla gerçekleştirilen deniz güvenliği konulu üst düzey oturumdaki konuşmasında, “Yunanistan’ın Birleşmiş Milletler’e üye tüm ülkelerle işbirliği içinde serbest seyrüseferin koruyucusu olmaya devam edeceğine ve bu çok önemli, hayati amaç için birlikte çalışacağımızı taahhüt ediyorum” dedi.

Başbakan Miçotakis konuşmasının başında, deniz güvenliğine yönelik tehditlerin küresel olduğunu ve kıyı şeridine sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın tüm ülkeleri etkilediğini vurguladı.

“Deniz Hukukunu ve uluslararası işbirliklerini küresel zorluklarla yüzleşmek için destekliyoruz”

Miçotakis, Birleşmiş Milletler’in her zaman “okyanusları korumaya yönelik tüm küresel çabaların merkezinde” yer aldığını belirterek, “Deniz Hukukunu ve aynı zamanda hepimizi ilgilendiren küresel zorluklarla başa çıkabilmek için uluslararası işbirliklerini destekliyoruz” dedi.

Ayrıca, Miçotakis, dünya ticaretinin %80’inden fazlasının deniz yoluyla yapılması nedeniyle deniz güvenliğinin tüm tedarik zincirinin güvenliği için önemli olduğunu belirtti.

Miçotakis, deniz güvenliğinin “siyasi ve ekonomik istikrarı, sürdürülebilir kalkınmayı ve tüm halkların refahını desteklediğini, giderek daha fazla kaçakçılık, terörizm, korsanlık ve aynı zamanda gemileri, liman bağlantılarını etkileyebilecek siber saldırılar gibi hibrit tehditler, aşırı kötü hava koşulları ve yükselen deniz seviyeleri gibi asimetrik tehditlerle karşılaştığımızı” sözlerine ekledi. Bu durumların limanlarda sorunlar yaratabileceğini belirterek, “Bu nedenle küresel çözümlere ihtiyacımız var” dedi.

Kilit Alanlar ve Öncelikler

Başbakan Miçotakis ayrıca Kızıldeniz’deki duruma ve bu tür durumlarda toplu eylemin önemine odaklandı. Yunanistan’ın hem ASPİDES (Kalkanlar) operasyonunda hem de ATALANTA ve İRİNİ operasyonlarında üstlendiği lider rolü vurguladı.

Aynı zamanda, Yunanistan için tartışılamaz olan ve enerjide ve teknolojide çeşitlilik, yüksek kalite ve uygun fiyat için bir ön koşul olan denizaltı kabloları aracılığıyla elektrik ve veri bağlantısının özgürlüğüne özel bir vurgu yaptı.

Miçotakis ayrıca, bugünkü ve ortaya çıkan tehditlerle başa çıkmak için küresel deniz yönetimi için temel teşkil eden BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin (UNCLOS) ve buna uyulması gerekliliğini vurguladı.

Altı temel alan

Miçotakis, “Küresel sorunlar küresel çözümler gerektirir. Deniz güvenliğine yönelik tehditler farklı değildir: onlarla yüzleşmenin tek yolu, ister devlet düzeyinde, ister uluslararası kuruluşlar düzeyinde, ister özel sektör düzeyinde olsun, etkili uluslararası işbirliği yoluyladır. Daha fazlasını yapmamız gerektiği açıktır” diyerek, bu çabanın altı temel alana odaklanması gerektiğini vurguladı:

Başbakan Miçotakis, konuşmasında ayrıntılı olarak şunları kaydetti:

“Birincisi, deniz alanına ilişkin farkındalığımızı artırmamız gerekiyor: deniz sektörüyle ilgili güvenlik, ekonomi veya deniz ortamını etkileyebilecek her şeyin gerçek anlamda anlaşılması. Bu, küresel eğitim ve bilgi paylaşım mekanizmalarının iyileştirilmesini, gözetim, iletişim ve bilgi paylaşım yeteneklerini geliştirmek için yeni teknolojilerin entegrasyonunu gerektirir. Yapay zeka, beraberinde getirebileceği potansiyel riskler göz önünde bulundurularak bu planın bir parçası olmalıdır.

İkincisi, küresel ticaret ve deniz ortamı için ciddi bir tehdit oluşturan güvensiz ve yasa dışı uygulamalarla mücadele etmeliyiz. Bunlar arasında tescil, düşük kaliteli deniz taşımacılığı, yaptırımların aşılmasıyla ilgili dolandırıcılıklar ve Yunanistan’ın sıfır tolerans gösterdiği gölge filolar gibi olgular yer almaktadır. Bir kez daha, ilgili uluslararası belgelerin gözetimini iyileştirmek ve etkin bir şekilde uygulanmasını güçlendirmek için koordinasyon ve önleme temel konulardır. Bu açıdan, bu makroskopik bakış açısı elimizdeki tek etkili yöntemdir.

Üçüncüsü, denizcilik, limanlar ve bağlantı alanlarında kolluk kuvvetleri yetenekleri de dahil olmak üzere kapasite geliştirmenin güçlendirilmesi, güvenlik tehditleriyle mücadele için özel bir öneme sahiptir.

Dördüncüsü, yasal çerçevenin güçlendirilmesi esastır. Bu açıdan, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), bugünkü ve ortaya çıkan güvenlik tehditleriyle başa çıkmak için küresel deniz yönetimi için temel teşkil eder. UNCLOS, esasen uluslararası örf ve adet hukukunu yansıtır ve bütünüyle saygı gösterilmelidir.

Beşincisi, aynı zamanda bir güvenlik zorluğu olan çevresel boyut: iklim değişikliğinin ve çevresel bozulmanın etkileri mevcut tehditleri çoğaltmakta ve küresel istikrar üzerinde daha geniş etkilere sahip olmaktadır. Uluslararası standartlara aykırı olarak yasa dışı deşarj, boşaltma, insan kaynaklı emisyonlardan kaynaklanan deniz kirliliği ve çevresel risklerle mücadele etmek için çalışmalıyız.

Ve altıncısı, uluslararası deniz taşımacılığını ve küresel ticaretin kesintisiz işleyişini sağlayan iki milyon denizcinin korunması ve güvenliğinin güçlendirilmesi ihtiyacını göz ardı etmemeliyiz. Eski bir denizcilik sözünün de belirttiği gibi, onlar olmadan ‘dünyanın yarısı donar, diğer yarısı da açlıktan ölürdü.”

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu