Batı TrakyaBatı Trakya Haber

TRT World Türk Azınlığın Sesini Dünyaya Duyuruyor

Türkiye’nin ilk İngilizce yayın yapan, uluslararası haber kanalı TRT World, Batı Trakya Türk Azınlığının sesini dünyaya duyurmaya devam ediyor!

Türkiye’nin ilk İngilizce yayın yapan, uluslararası haber kanalı TRT World, Batı Trakya Türk Azınlığının sesini dünyaya duyurmaya devam ediyor!

TRT World’den gazeteci Karya Naz Balkız, “4. Antalya Diplomasi Forumu”nun oturum aralarında Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Başkanı Çiğdem Asafoğu ve Batı Trakya Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) Başkanı Dr. Hüseyin Baltacı ile Türk Azınlığın sorunları hakkında söyleşi yaptı.

Bu söyleşide Başkanlar, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Yunanistan tarafından yıllardır uygulanan baskı ve uğradığı haksızlıkları tam anlamıyla aktarma fırsatı bulmuş.

Gazeteci Karya Naz Balkız, “Topluluk liderleri, Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Türk azınlığı asimile olmaya zorladığını söylüyor“ başlığıyla yapılan haber özetle şu şekilde derlenmiş:

“Topluluk liderleri, Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Türk azınlığı asimile olmaya zorladığını söylüyor“

“Türk” kelimesini suç saymaktan dini özgürlükleri inkar etmeye kadar, Yunanistan “ulusal güvenlik” kisvesi altında azınlığı dışlamak için çeşitli yollar kullanıyor.

Karya Naz Balkız

29 Nisan 2025

Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesindeki etnik Türk azınlığın temsilcileri, Atina’yı topluluğun sesini ve kimliğini bastırmak için yargı ve mali yollarla baskı uygulamakla suçluyor.

“Azınlık Yunan devletine burada yaşadığımızı, var olduğumuzu, sorunlarımızın olduğunu ve Türk olduğumuzu kanıtladı,” dedi Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi (DEB) lideri Çiğdem Asafoğlu, “4. Antalya Diplomasi Forumu”nun oturum aralarında TRT World’e konuşurken.

Ülkenin 150.000 kişilik Türk azınlığınca desteklenen DEB, 9 Haziran 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bölgedeki üç ilin ikisinde çoğunluğu elde etti.

Parti, önceki iki seçimde de güçlü bir performans sergiledi. Ancak, yüzde 3’lük ulusal seçim barajı nedeniyle Avrupa Parlamentosu’na milletvekili gönderemedi.

“Aslında biz Türk’üz dediğimiz için, aşırı sağcı partiler bizi dava etti. 9 Haziran seçimlerinin iptali ve DEB Partisi olmadan seçimlerin tekrarlanması için çağrıda bulundular — hatta partimizin kapatılmasını talep ettiler,” diyor Asafoğlu.

“Bu çok açık şekilde gösteriyor ki, Türk azınlığı sindirmek, sorunlarını ve taleplerini susturmak istiyorlar,” diye ekliyor.

Davalar halen Yunanistan Yüksek Mahkemesi’nde devam ediyor

Asafoğlu’na göre, hukuki baskı sadece siyasi liderlere değil, Türk belediye başkanlarına ve Türk kurumlarının ya da kurullarının başkanlarına da ciddi yargı ve mali baskı olarak yöneliyor.

Bu hukuki süreçler, halihazırda mevcut olan gerilimlerin üzerine geldi. Azınlık zaten özellikle aşırı sağcı neo-Nazi suç örgütü Altın Şafak tarafından tehditlere ve saldırılara maruz kalıyordu.

Bu örgütün üyeleri daha önce DEB Partisi’nin Atina’da düzenlediği bir etkinliğe baskın düzenlemiş, Altın Şafak’ın önde gelen isimlerinden İoannis Lagos ise AB Parlamentosu’nda bir Türk bayrağını yırtmıştı.

Asafoğlu’na göre, azınlık temsilcileri bu gruptan sosyal medyada, telefonla ve çeşitli yollarla tehditler almaya devam ediyor.

“Ama elbette ki biz davamızdan ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz,” diyor TRT World’e.

Türklere yer yok

Yunanistan’ın kuzeydoğusunda, Türkiye sınırına yakın Batı Trakya bölgesi, önemli sayıda, uzun süredir yerleşik olan bir Türk-Müslüman azınlığa ev sahipliği yapıyor ve bu azınlık bölge nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturuyor.

“Hiçbir zaman marjinal bir topluluk olmadık. Ama Yunan devleti özellikle kendini Türk olarak ifade edenleri her zaman ötekileştirdi ve kamuoyu nezdinde bizi şeytanlaştırmaya çalıştı,” diye yakınıyor Asafoğlu.

Bu tutum, azınlık topluluğunun barışçıl kalmasına ve diyalog çağrısı yapmasına rağmen devam etti.

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Başkanı Hüseyin Baltacı’ya göre, Yunan devleti Türk kimliğini açıkça “ulusal güvenliğe tehdit” olarak görüyor.

“Dikkat ederseniz, derneğimizin adında ‘Türk’ kelimesi geçmiyor — çünkü bu kelime yasaklandı,” diyor Baltacı, Antalya Diplomasi Forumu’nun oturum aralarında TRT World’e konuşurken.

1970’lerde “Türk” teriminin kullanımı Yunanistan’da suç sayılmaya başlandı, 1980’lerde ise bu kelimeyi içeren dernekler yasa dışı ilan edildi.

Türk azınlığın karşılaştığı bu ve benzeri sorunlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı ve mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin toplantı ve dernek kurma özgürlüğünü düzenleyen 11. Maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.

Buna cevaben Yunan milletvekilleri 2017 yılında yeni bir yasa çıkardı ve bu yasa, “ulusal güvenliğin tehlikede olduğu durumlarda” AİHM kararlarının devre dışı bırakılmasını öngördü.

“Yunan devletine göre Batı Trakya’da bir ‘Yunan Müslüman azınlık’ var, ama ‘Türk azınlık’ yok,” diyor DEB lideri Asafoğlu ve topluluğun “kimliğini özgürce ifade edemediğini” vurguluyor.

Yunanistan, Batı Trakya’daki topluluğun etnik değil dini bir azınlık olduğunu savunsa da, dini özgürlükleri kullanmalarına da engel oluyor.

Yunanistan, yakın zamana kadar bu topluluğun dini liderlerini — örneğin müftüleri — seçme hakkını tanımıyor, bunun yerine seçim veya istişare olmadan devlet onaylı din adamları atıyordu.

“Yunan devleti, yönetebileceği ve kontrol edebileceği bir Müslüman azınlık istiyor. Ama biz elbette ki bunu kabul etmiyoruz,” diyor Asafoğlu.

Haklardan mahrum bırakıldılar

Batı Trakya’daki Türk azınlığın hakları, kendi dini, eğitim, hayır ve sosyal kurumlarını kurma, yönetme ve kontrol etme hakkı da dahil olmak üzere, 1923 Lozan Antlaşması’nın 40. maddesi ile güvence altına alınmış durumda.

Ancak Yunan hükümeti, bu uluslararası ve ikili anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine getirmemekle kalmayıp, azınlığın haklarını kullanmasını aktif olarak engelledi — AİHM tarafından lehlerine verilen birçok karara rağmen.

Son yıllarda Batı Trakya, Yunanistan’ın en yoksul bölgesi haline geldi. Türk azınlık üyeleri, bunun göçü teşvik etmeyi ve bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi amaçlayan kasıtlı bir devlet politikası olduğunu söylüyor.

“Batı Trakya Türklerinde işsizlik tavan yaptı. Tek ebeveynli aileler artıyor, çünkü babalar Almanya’ya ya da Avrupa’ya iş bulmak için gitmek zorunda kalıyor,” diyor Hüseyin Baltacı, artan sosyal, kültürel ve ekonomik baskılara dikkat çekerek.

1920’lerden bu yana, Türk azınlığın Batı Trakya’daki nüfus oranı yüzde 65’ten yüzde 30’a düştü. Toprak sahiplikleri ise yaklaşık yüzde 84’ten yüzde 23’e geriledi.

Baltacı’ya göre, topluluk üyeleri 1990’lara kadar mülk satın alma ya da evlerini onarma izni bile alamıyorlardı. Çiftçilere traktörleri için ehliyet verilmediği gibi, Türk nüfusun girmesinin yasak olduğu bölgeler bile vardı.

“Bu hakları barışçıl yürüyüşler ve gösteriler sayesinde kazandık. Ama buna rağmen Yunan devleti üzerimizdeki baskıyı hiç durdurmadı,” diye ekliyor.

Azınlık çocukları bile bu baskıdan muaf değil

“Ne yazık ki, İskeçe Türk Ortaokulu ve Lisesi çocuklarımızın başına yıkılmak üzere, adeta çökmek üzere, ve buna rağmen hiçbir adım atılmıyor,” diyor Baltacı.

Batı Trakya’nın İskeçe ilçesinde bulunan bu okulun öğrencileri, 2023 yılında uluslararası gözlemcilerin tespitine göre, aslında bir tütün deposu olan harap bir binada eğitim görüyor.

“Bu, 2025 yılında, sözde ‘demokrasinin beşiği’ olan Yunanistan’ın bize uyguladığı baskının sonucudur,” diye protesto ediyor Baltacı.

‘Bağları koparmak’

Uluslararası hukuka göre Batı Trakya’daki Türk azınlık anadilinde eğitim alma hakkına sahip ve okulları özel statüleri gereği özerkliğe sahiptir.

Ancak Türk okullarının sayısı 1926’da 307 iken bugün sadece 86’ya düşmüş durumda. Okul kapatmaları çoğunlukla “yeterli öğrenci yok”

Haberin kaynağı ve linki: https://trt.global/world/article/0a4979570616

 

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu