
Dendias’ın Planıyla Adalar Saldırı Silah Sistemleriyle Donatılıyor
Adalarda konuşlu askeri birliklerin yüksek otonomiye sahip olması planlanıyor ve bu kapsamda modern teknolojiyle donatılmaları öncelik taşıyor.
Ege Adaları için yeni Savunma Stratejisi: Düşük maliyetli FPV dronelar ve yeraltı altyapısıyla “Ukrayna Modeli” savunma.
Türkiye’ye coğrafi yakınlıkları nedeniyle potansiyel bir çatışmada coğrafi olarak dezavantajlı konumda bulunan Doğu Ege Adaları’nın savunması için Yunanistan, kapsamlı ve yeni bir strateji geliştiriyor.
Ukrayna’daki çatışmalardan elde edilen dersler ışığında şekillenen bu yeni yaklaşım, adaların otonom savunma kabiliyetini artırmayı, düşük maliyetli ancak yüksek etkili teknolojileri entegre etmeyi ve savunma altyapısını modernize etmeyi hedefliyor. Hatta adaların yeniden ele geçirilmesi senaryosu bile, Silahlı Kuvvetler’in tüm personeli için temel eğitim konularından biri ve birleşik operasyonlar gerektiren zorlu bir senaryo olarak önemini koruyor.
Ada Savunmasında yeni nesil teknoloji: FPV dronelar ve taşınabilir Anti-Drone silahlar
Adalarda konuşlu askeri birliklerin yüksek otonomiye sahip olması planlanıyor ve bu kapsamda modern teknolojiyle donatılmaları öncelik taşıyor. Her birimde saldırı operasyonları yapabilecek drone’lar bulunacak.
Düşük Maliyetli FPV Drone’lar: Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’nin Teknik Eğitim Merkezi’nde (KETAK) halihazırda FPV (First Person View) tipi drone’lar geliştiriliyor. Bu drone’ların parça başına maliyetinin 500 Euro’nun altında tutulması hedefleniyor.
Ukrayna cephesinde her gün yüzlerce kullanılan FPV’ler, saldıran Rus kuvvetleri için önemli bir tehdit oluşturuyor. ABD gibi çok büyük Silahlı Kuvvetlere sahip ülkeler bile bu fiyat “tavanına” uygun hareket ediyor.
Taşınabilir Anti-Drone Silahları: FPV’ler veya daha büyük drone’larla mücadele etmek için artık vazgeçilmez olan taşınabilir anti-drone silahları da geliştiriliyor. Amaç, genel olarak ülkedeki her birimde, ancak öncelikli olarak sınırlarda, eskiden her askeri kampta tanksavar silahları olduğu gibi, 1-2 adet anti-drone taşınabilir silah bulundurmaktır.
Yedek askerlerin eğitimi ve sayısal dezavantajın giderilmesi
Tüm bu planlama, Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin doğal olarak sahip olduğu sayısal dezavantajı ortak payda olarak ele alıyor.
Bu durum, 1 Ocak 2026’dan itibaren tüm askerlerin Kara Kuvvetleri’ne katılması ve Deniz Kuvvetleri ile Hava Kuvvetleri’ne hiçbir askerin alınmaması kararıyla da yansıtılıyor. Bu kararın temel amacı, gelecekteki yedek asker saflarını güçlendirmek ve daha kalabalık hale getirmektir.
Hızlı Müdahale Ekipleri: Ayrıca, özellikle adalardaki birliklere yerleştirilecek olan en iyi eğitimli askerlerin, yüksek operasyonel yeteneklere sahip hızlı tepki ve müdahale ekipleri oluşturabilmesi hedefleniyor.
Kışlaların modernizasyonu ve yeraltı altyapısı: Kışlaların güvenliği, çok daha az insan gücü gerektiren kamera ve dronelarla giderek daha fazla sağlanacak. Daha iyi birim zırhlanması kapsamında, kışlalardaki tüm kritik altyapının yeraltında olacağı zaten belirtilmişti. Savunma Bakanı Dendias’ın duyurduğu 207 anakarada ve 315 adada olmak üzere toplam 522 yeraltı projesinin en geç 2028 yılına kadar tamamlanması bekleniyor.
Mevcut durum ve yeni askeri komutanlıklar
Tüm bu yeni savunma planları “bakir” bir alanda tasarlanmıyor. Adalarda son yıllarda İnsansız Hava Aracı (İHA) karşıtı sistemler zaten faaliyette.
Yeni operasyonel planlamada ise adalara, yaklaşmaya çalışacak gemileri de vurabilecek füze sistemlerinin konuşlandırılması öngörülüyor.
Dendias’ın dört Yüksek Askeri Komutanlığın (Kara Kuvvetleri Destek Komutanlığı – ASYDYS; Epir – Makedonya – ASDIM; Batı Trakya – ASDITH ve Ege ve Doğu Akdeniz – ASDAM) kurulması kararı, Silahlı Kuvvetlerin yeni omurgasını oluşturacak.
Bu yapılanma, Yunanistan’ın savunma yeteneklerini stratejik olarak güçlendirmeyi amaçlıyor.