“EDA Programı Aracılığıyla Değişik Silahlar Almaya Devam Edeceğiz”
"Savunma alanında işbirliği açısından incelenmekte ve görüşülmeye devam eden ve Yunan-Amerikan ilişkisinin bir parçası olan başka silahlar da var."
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopulos, ABD ile yapılan Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması öncesinde Parlamentoda bir konuşma yaptı. Konuşmada Yunanistan’ın Amerika’dan silah alımı konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Savunma Bakanı Panagiotopulos özetle şu konuşmayı yaptı:
“Karşılıklı istişareler devam ediyor, EDA programı aracılığıyla değişik silahlar almaya devam edeceğiz”
“Şu anda Dedeağaç’ta yapılmakta olan yatırımla, bir zamanlar en uç olan bölge şimdi ülkemiz için stratejik öneme sahip merkezi bir nokta haline gelmektedir. Yerel halk, limanın işleyişini daha büyük gemileri barındırabilecek şekilde iyileştiren çalışmalar, birkaç yıl önce limandaki batığın Amerikan fonlarıyla kaldırılmasıyla başlasa da, bunu anlıyor ve takdir ediyor. Yani bu proje ABD tarafından finanse ediliyor, ancak bunu uygulamak için çalışan Yunan şirketleri var. Şimdi bu liman, daha geniş bir ekonomi ve tüm Doğu Makedonya-Trakya bölgesinin gelişimi için önemli hale geliyor. Dolayısıyla şu anda Parlamento’da neden bu perspektifi desteklemeyen partiler var anlamıyorum.
Yunan-Amerikan ilişkilerinin çerçevesi bir stratejik işbirliği çerçevesidir ve Amerikalılar için geçmişte iddia ettiklerinin veya geçmişte inandıklarının aksine Yunanistan’ın gerçekten de en temel ve en güvenilir ortak olduğu temel varsayımına dayanmaktadır. Artık sadece ortak değil, en güveniliri. Biri hak ediyorsa, ABD yatırım yapacak bir güçtür. Stratejik ilişkinin anlamı budur.
Anlaşmanın yükseltmesi açıkça hükümetin bir önceliğidir, bu yükseltmenin bir tezahürü olan MDCA, Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşmasıdır. Tek parametre değil, değişikliği açısından çok spesifik şeyler sağlayan bir anlaşma. Bunları Komisyonda ele almıştık. Burada fazla bir şey söylememe gerek yok.
Eskiye nazaran iki farklı unsurun Silahlı Kuvvetlerin saha ve tesislerinin eklenmesi olduğunu söyleyeceğim. Bunlar, Silahlı Kuvvetlerin ortak çıkarlarının bulunduğu Suda üssü, Volos’ta Stefanovikio’da ABD’ye ait uçuş eğitimi yapan hava araçlarının personelinin kışlada yılın bazı aylarında konuşlanmaları için tahsis edilmiştir.
Sırasıyla Dedeağaç’ta, Amerikan Silahlı Kuvvetleri’nin savunma malzemesi transfer operasyonlarına yardımcı olan ve bu nedenle Dedeağaç’ta kalıcı olarak üste kalmak zorunda olan Lojistik personeli için, orada “Giannouli” kışlası tahsis edildi.
Stefanovikio’daki Kara Kuvvetleri Havacılık üssünde Amerikan mürettebatı Yunanlılarla birlikte eğitimler gerçekleştirecek. Bunlar, Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması hükümlerine eklenen dört kilit noktadır.
Amerikalılar altyapının iyileştirilmesi için cesurca finanse ediyor. Hatta diğerlerine ek olarak “Giannouli” kışlasına bir spor salonu inşa edecekler.
Ayrıca, Dedeağaç limanının kullanımı için ihtiyaç nedeniyle Kavala’dan geçen NATO yakıt boru hattının nerede bittiğini iyi biliyorum. Dedeağaç’a yakıt taşıyacak olan bu boru hattının ya NATO ya da Amerikan yatırımıyla yapılacak. Ancak tüm bunlara ek olarak Dedeağaç sivil havaalanına kolaylıklar ve ek olanaklar sunacak.
Bu nedenle, son iki yılda, pandeminin zorluklarına rağmen, özellikle tatbikatlar ve eğitim açısından göz ardı edilebilecek bir zorluk yok. Bunların yanı sıra nelerin olduğuna dikkat edin:
ABD Kara Hava Kuvvetlerine ait birimler dört yıldan bu yana altı aylığına Stefanoviko’ya konuşlandı.
Suda Üssünün büyük Amerikan destek gemisi “Hershey Woody Williams”ın daimi karargahı olarak kullanılmasına karar verildi.
Yunanistan’da çok sayıda ortak eğitim ve tatbikatlar yapıldı. Sadece 2022’nin ilk dört ayında, Amerikan ve Yunan Silahlı Kuvvetleri arasında 25’ten fazla ortak eğitim tatbikatları gerçekleştirildi.
Dedeağaç limanı üzerinden Amerikan kuvvetleri Avrupa’da konuşlandırıldı. Yunan üslerinden yapılan tatbikatlar ve ortak eğitimler ve diğer faaliyetler sırasında Amerikan gemilerinin gelişinin yanı sıra Amerikan uçaklarının iniş veya kalkışlarının sayısı da giderek artıyor.
Ve elbette, MDCA’ya dahil olan bölgede ABD tarafından finanse edilen altyapı projelerinde büyük bir artış oldu.
Belli bir sayıda MQ9 İnsansız Hava Aracı (İHA) yakında, Karadeniz’den Libya’ya kadar olan geniş bir bölgeyi kontrol etmek üzere bölgeye konuşlanacak.
Amerikalıların operasyonel planları nedeniyle MDCA’nın himayesinde ilk olarak Larissa’ya konuşlandırılmışlardı. Daha sonra başka bir yere gittiler ve şimdi bu Amerikan İHA’larının kalıcı bir şekilde ve tabii ki ülkemizin bu tip İnsansız Hava Aracını tedarik etme düşüncesini de göz önünde bulundurularak konuşlandırılmak üzere tekrar geri dönüyorlar. Görünüşe göre, Larissa hava üssünde Amerikan fonlarıyla yeni altyapı proje ve çalışmaları devam ediyor.
Silahlanma, Yunan-Amerikan ilişkilerinin bir başka parametresi. Bu nedenle, seksen üç F-16 nın “Viper” versiyonuna yükseltilmesi gibi birkaç programın sözleşmesine ek olarak, denizaltı karşıtı “Romeo” helikopterlerin temini, yedi tanesinden ilki bu yıl sonuna kadar gelecek. ABD Silahlı Kuvvetlerinin fazla savunma teçhizatı EDA programı aracılığıyla 1.200 adet kullanılmış tekerlekli zırhlı keşif aracın temini. Savunma alanında işbirliği açısından incelenmekte ve görüşülmeye devam eden ve Yunan-Amerikan ilişkisinin bir parçası olan başka silahlar da var.
“Island” tipi kıyı devriye teknelerinin satın alınması gibi aklımızda olan başka şeyler de var. Bunlar savaş gemileri değil. Bunlar Sahil Güvenlik’e teslim edilecek tekneler. ABD ordusunda fazla savunma ekipmanı bağlamında müzakere ettiğimiz bir konu.
Bir başka girişimimiz, Genelkurmay Başkanlığı’nın yine EDA programı aracılığıyla teklif hazırladığı ” Black Hawk” helikopterleri ve tabii ki birkaç unsur daha bulunuyor.
Görüşmeler ve müzakereler devam ettiği için her şeyi söyleyemeyiz, ancak askeri kurmayların yetkin, teknik açıdan karşılıklı olarak değerlendirmeleri konuşmaları devam ediyor.
Ait olduğumuzu bildiğimiz cepheye sorumluluk duygusuyla, aidiyet duygusuyla ve gerektiğinde Başbakanın da dediği gibi haklarımızı kullanabilmemiz için yükümlülüklerimizde tutarlı olma niyetiyle hareket ediyoruz. Her halukarda bu, hükümetin ifade edilen politikasıdır. Yunanistan’ı yükseltiyor. Yükseltme gözle görülen elle tutulan ve faydaları somuttur. Önümüze çıkan büyük resme bakalım, bakalım neler olacak. Daha geniş bölgenin düştüğü jeopolitik kargaşaya bakalım.
“Türkiye’ye F-16 satımı konusunda yol uzun ve belirsiz”
Son olarak çok konuşulan ve yazılan Türkiye’nin “F-16” konusuna değinmek istiyorum. Başbakan Miçotakis’in ABD seyahati arifesinde Amerikalıların Türklere göz yumduğunu ve onlara bir iyilik yaptıklarına dair neden bu kadar çok şey duyulduğuna dair bir yorum yapmak zorundayım. Yanlış yazılmış ve hesapladığımız şeyler var.
Wall Street Journal’da ne yazıyordu? “Biden yönetimi, Türkiye’ye belirli sistemleri satmayı kabul ediyor.” Özellikle dikkat edin! Yani, füze sistemleri ve bazı radarların yükseltilmesi. Neler var? Gerçekten de Türkiye tarafından 40 adet yeni “Viper” alınması ve 80 “F-16″nın “Viper” versiyonuna yükseltilmesi yönünde bir talep var.
Ancak Wall Street Journal’a göre, Türkiye’nin talebi ile Biden hükümetinin söyledikleri veya tartıştıkları arasında büyük bir farklılık var. Dolayısıyla biz neden önceden aceleci davranıyoruz, bildiğiniz gibi Akar’ın kendisi de “yol uzun ve belirsiz” diyor. Kongre arabuluculuk yaptığında, bu tamamlanana kadar, eğer tamamlanacaksa, yol uzun ve belirsizdir. Konuyu önceden oldu bitti ye getirmeyelim, özellikle bir kez daha izlenim yaratmak üzere oynamayalım.”