“Yüreklerdeki Akif” Gümülcine’de Anıldı
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD), Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde (GTGB) “Yüreklerdeki Akif” adlı bir konferans düzenledi.
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD), Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde (GTGB) “Yüreklerdeki Akif” adlı bir konferans düzenledi.
İstiklal Marşı’nın yazarı, milletvekili, şair ve mütefekkir Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nın kabulünün 101’inci yılında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) tarafından Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde (GTGB) düzenlenen “Yüreklerdeki Akif” adlı bir konferansla anıldı.
Anma etkinliği, Çanakkale Şehitleri için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan BTAYTD Başkanı Dr. Hüseyin Baltacı, son günlerde gündeme oturan ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nın yoğun tepkisini çeken, İskeçe’nin Horozlu köyünde tarihi Müslüman Türk mezarlığına yapılan saldırıyı kesinlikle tasvip etmediklerini, bu olayın demokrasiye yakışmadığını dile getirdi. Baltacı, bu olayı yapanların bir an önce özür dilemesini ve mezarlığın tekrar eski haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Hüseyin Baltacı konuşmasında son olarak, Çanakkale şehitlerini 107. yıl dönümünde minnet ve şükranla andıklarını da belirtti.
“Yüreklerdeki Akif” adlı konferansa konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Bülent Yıldırım, ünlü şair Mehmet Akif Ersoy’u anlattı. İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı ve Çanakkale Zaferi ile ilgili yararlı ve kapsamlı bilgiler sundu. Etkinliğin moderatörlüğünü GTGB eski başkanlarından Dr. Koray Hasan yaptı.
Konferansa Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Kozlukebir Belediyesi Ana muhalefet “BİRLİK Listesi Başkanı Erdem Hüseyin, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, BAKEŞ Başkanı Hüseyin Bostancı’nın yanı sıra Türk soydaşlar katıldı.
Mehmet Akif Ersoy
Kosova’nın Suşitsa köyünden İstanbul’a göç etmiş bir ailenin oğlu olan Ersoy, İstanbul’un Fatih ilçesinde 20 Aralık 1873’te dünyaya geldi.
Ersoy, Fatih’te bulunan mahalle mektebinde iki sene boyunca Kur’an eğitimi gördükten sonra 1879’da Fatih Emir Buhari Mahalle Mektebine başladı, 1882’de Fatih Merkez Rüştiyesi’nde orta öğrenimine devam etti.
“Ne biliyorsam kendisinden öğrendim” dediği babası Fatih Camisi medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi’den Arapça dersi alan Ersoy, aynı zamanda Fatih Camisi’nde Farsça derslerini de takip etti.
Babasının “Ragif” adını verdiği, ancak annesi ve arkadaşlarının daha kolay telaffuz ettikleri “Akif” adıyla çağırmasıyla bu ismi benimseyen Ersoy, rüştiyedeki eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde gösterdiği üstün başarıyla ön plana çıktı.
Ortaokul yıllarında şiire merak duymaya başladı
Rüştiye yıllarında şiire merak duymaya başlayan ve şiir kitaplarına yönelen Ersoy’un okuduğu ilk manzum eser ise Fuzuli’nin “Leyla ve Mecnun”u oldu.
Ersoy, rüştiyeyi bitirdikten sonra 1885’te dönemin gözde okullarından Mülkiye İdadisi’ne kaydoldu. Burada Muallim Naci Bey’den edebiyat dersleri aldı.
Babasını verem hastalığı nedeniyle 1888’de kaybeden Ersoy, ertesi yıl büyük Fatih yangınında evleri yok olunca ailesiyle maddi açıdan zor durumda kaldı.
Usta şair Ersoy, öncelikle meslek sahibi olmak ve yatılı okulda okumak istediği için Mülkiye İdadisi’ni bıraktı. Yeni açılan veteriner yüksekokulunda “Ziraat ve Baytar Mektebi”ne başlayan Ersoy, 1893’te baytarlık bölümünü birincilikle bitirdi.
Okul yıllarında spora da ilgi gösteren Ersoy, başta güreş ve yüzücülük olmak üzere uzun yürüyüş, koşma ve gülle atma yarışlarına katıldı.
İlk matbu eseri 1893’te yayımlandı
Eğitim hayatının son iki senesinde şiire ilgi duymaya başlayan Ersoy, divan edebiyatına merak sardı ve okuduğu eserlerin etkisiyle arkadaşlarına manzum mektup denemeleri kaleme aldı.
Mehmet Akif Ersoy’un, daha sonra çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri yayımladı. Bilinen ilk matbu eseri ise “Hazine-i Fünun” mecmuasında 1893’te yayımlanan bir gazel oldu.
“Tophane-i Amire” veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile 1898’de evlenen ve 3 kız, 3 erkek çocuğu olan Ersoy’un oğullarından biri, henüz 1,5 yaşındayken vefat etti.
Şiir yazarak ve öğretmenlik yaparak, edebiyat alanındaki çalışmalarına devam eden Ersoy, arkadaşları Eşref Edip ve Ebül’ula Mardin’in çıkardığı ve ilk sayısı 27 Ağustos 1908’de yayımlanan “Sırat-ı Müstakim” dergisinin başyazarı oldu.
Bütün şiirlerini Safahat’ta topladı
Şiirlerini 7 kitaptan oluşan “Safahat” adlı eserinde toplayan Ersoy, 1911’de yazdığı ilk bölümde Osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini, 1912’de yazdığı “Süleymaniye Kürsüsünde” adlı ikinci kitapta da Osmanlı aydınlarını anlattı. “Halkın Sesleri” adlı üçüncü bölümü 1913’te kaleme alan Ersoy, “Fatih Kürsüsünde” isimli eserini ise 1914’te yazdı.
Ersoy, 1917 tarihli “Hatıralar” ile Birinci Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin yer aldığı 1924 tarihli “Asım”ın ardından 7. bölüm olan “Gölgeler”i 1933’te tamamladı.
Yoğun ısrarlar sonucu Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye tercüme etmeyi kabul eden Ersoy, 6-7 sene üzerinde çalışmasına rağmen sonuçtan memnun kalmayarak imzaladığı anlaşmayı feshetti.
Mehmet Akif Ersoy, Türk milletine armağan ettiği için İstiklal Marşı’nı, “Safahat” isimli eserine koymadı.
Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele’de halkı bilinçlendirmeye çalışan Ersoy, 10 yıl boyunca İstanbul’daki selatin camilerinde ve Anadolu’daki birçok cami, şehir ve kasabada vaaz verdiği için “Camideki Şair” unvanıyla anıldı.
Vefatının ardından “Safahat” eserini Ömer Ziya Doğrul ve M. Ertuğrul Düzdağ yeniden bastı. Ersoy’un, “Kur’an’dan Ayet ve Hadisler” ile “Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri” adlı çalışmaları da hayatını kaybettikten sonra okuyucuyla buluştu.
Birinci Meclis’te milletvekili seçildi
Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisi’ne seçilen Ersoy, 1921’de Ankara Taceddin Dergahı’na yerleşti.
İstiklal Marşı yarışmasına 500 lira ödül verileceği için katılmayan şair, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ricası ve arkadaşı Hasan Basri Bey’in teşvikiyle yazmaya başladı.
Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye’de yayımlandı. Hamdullah Suphi Bey Meclis’te okuduğunda ayakta alkışlanan İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de “Milli Marş” olarak kabul edildi. Ersoy, ödül olarak verilen 500 lirayı hayır kurumuna bağışladı.
Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır’da yaşayan ve orada Türkçe dersleri veren Ersoy, 17 Haziran 1936’da tedavi için İstanbul’a döndü.
Mısır’dan hasta ve yorgun olarak dönen ve Abbas Halim Paşa’ya ait Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nın dördüncü katındaki dairede kalan Ersoy, 27 Aralık 1936’da hayata gözlerini yumdu.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği kabri, Edirnekapı Şehitliği’nde bulunuyor.
“Vefa Ödülü”ne layık görüldü
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında, “2018 Yılı Vefa Ödülü”ne layık görülen Akif’in, 20 Aralık doğum günü, 27 Aralık vefat günü olmasından dolayı her iki günü de kapsayacak bir hafta boyunca vatan şairinin anılması hedeflenmişti.
Bu kapsamda, İçişleri, Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarının 2019’da müştereken çıkardığı yönetmelikle 20-27 Aralık, “Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası” ilan edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla geçen yıl yayımlanan genelge ile 2021’in “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı” olarak ilan edilmesi dolayısıyla yıl boyunca İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma etkinlikleri düzenlendi.