
Yunanistan’da “Düğmeye” Basıldı, PASOK Partisi İmamoğlu’na Sahip Çıktı
Yunanistan’da PASOK Partisi Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri İmamoğlu’na sahip çıkarak Avrupa Parlamentosu’nu Türkiye’ye karşı harekete geçirmeye çalışıyor.
Yunanistan’da PASOK Partisi Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri İmamoğlu’na sahip çıkarak Avrupa Parlamentosu’nu Türkiye’ye karşı harekete geçirmeye çalışıyor.
Yunanistan’da siyasi partilerden PASOK Partisi Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri, İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Yaptıkları yazılı açıklamada, “Türkiye aday ülke (AB) olup Cumhuriyeti hapse atamaz.” İfadelerini kullanan Milletvekilleri, aynı zamanda AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas’a hitaben bir soru önergesi sundu.
PASOK partisi Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri Yannis Maniatis, Sakis Arnavutoğlu ve Nikos Papandreu, bugün Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’a, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile ilgili bir soru yönelttiler.
PASOK milletvekillerinin Yüksek Temsilciye yönelttiği soru, AB’nin aşağıdaki konularda net bir tavır almasını talep ediyor:
Pasok Milletvekilleri, “Bir aday ülke demokrasiyi hapse attığında ve muhalefetin sesini susturduğunda Avrupa sessiz kalamaz. Avrupa Değerlerini doğrudan etkileyen bir olgu konusunda AB’den net ve kararlı bir tavır almasını istiyoruz” vurgusunda bulundu.
Açıklama aynen aşağıdaki gibidir:
“19 Mart 2025’te Türk makamları, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, aralarında gazetecilerin ve iş adamlarının da bulunduğu yaklaşık 100 kişiyle birlikte tutukladı. Hakkındaki suçlamalar arasında suç örgütü yöneticiliği, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma ve terör örgütüne yardım etme yer alıyor.
Önceki gün siyasi amaçlı bir kararla diploması iptal edilmiş ve böylece Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma hakkı fiilen elinden alınmıştı.
Tutuklanması ve bu karar, İstanbul Belediye Başkanı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlıca siyasi rakiplerinden biri olarak görüldüğü ve yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Cumhuriyet Halk Partisi’nin ön seçimlerinde favori aday olarak yer aldığı bir dönemde geldi.
Bu gelişmeler, Türkiye’de yargı sürecinin şeffaflığı, demokratik değerlere saygı, hukukun üstünlüğü ve basın özgürlüğü açısından ciddi endişelere yol açmıştır.
Yukarıda belirtilen hususların tümü ve Türkiye’nin katılım için aday ülke olmaya devam ettiği gerçeği göz önüne alındığında, Yüksek Temsilci’ye şu sorulmaktadır:
1- İstanbul Belediye Başkanı’nın tutuklanması aday ülkenin rejimiyle bağdaşıyor mu ve nasıl bir tepki vermeyi düşünüyor?
2- AB, Türkiye’nin demokratik ilkelere, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygılı olmasını sağlamak için hangi adımları atmayı planlıyor?
3- Son gelişmeler ışığında Yüksek Temsilci, Türkiye’yi Birlik için güvenilir bir ortak olarak görüyor mu?