Yunanistan’da pahalılık aileleri çok zor durumda bırakmaya devam ediyor. Son olarak elektrik ve benzine ard arda yapılan zamlar bir işçinin yıllık iki maaşının yok olmasına neden oluyor.

Asgari ücretin 663 Euro olduğu Yunanistan’da Kurşunsuz benzinin fiyatı dün itibariyle Kiklad Adaları’nda 2,29 Euro, Oniki Adalar’da ise 2,22 Euro’ya ulaştı.

Düşük gelirli aileler temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, işletmeler giderlerini karşılamakta oldukça zorlanıyor.

Batı Trakya’da durum ise daha da vahim. Gelir dağılımının eşit olmadığı Yunanistan’da, Yunan aileleri memuriyet maaşları ile yaşamlarını sağlarken, Batı Trakya’daki Müslüman Türk Azınlık geçimini tarımdan sağlıyor.

Öyle ki Azınlık insanı memuriyete alınmıyor. Sadece Avrupa Birliği ve dünya kamuoyuna göstermelik olarak üç-beş kişiyi ince eleyip sık dokuduktan sonra bazı alanlarda sözleşmeli olarak işe alınıyor.

Ancak son yıllara üretilen tarım ürünleri fiyat bakımından oldukça düşük seviyelerde olmasından dolayı, Azınlık insanı tarımdan uzaklaşmaya ve özellikle geçnlerin ve orta yaşlı ailelerin bölgeyi terk ederek geleceklerini Avrupa Birliği ülkelerinde arıyor.

Kısacası, bir önceki hükümetler gibi Miçotakis hükümeti de Azınlığın üzerinde oynanan baskıcı ekonomik programına aynen devam ediyor. Buna karşın ise Azınlıktan siyaset ile uğraşanlar, Azınlığın hak hukukunu korumak üzere ortaya çıkanlar malesef ortalarda dolaşmıyor.

Azınlık kendi kaderine terk edildi!

Defalarca yazdık ve yazmaya devam edeceğiz; Batı Trakya’da Azınlık kendi kaderine terk edildi.

Geçtiğimiz günlerde Rodop ilindeki çiftçiler hükümetin tarım politikasını protesto etmek üzere Gümülcine’de Eyalet Başkanlığı önüne traktörleriyle gelerek bir protesto gösterisi düzenledi.

Yolların kenarlarına park edilen traktörlere bakıldığında bu alandaki ayrımcılık da göze çarpıyor. Çoğunlukla neredeyse tamamı diyebileceğimiz traktörler AB programları vasıtasıyla ağırlıklı olarak Yunan çiftçilere onaylanıyor.

Baktığımız zaman Azınlık insanının traktörleri ise en azından 30 yıllık belki de daha fazla. Oysa Yunan çiftçilerin traktörleri videoda ve fotoğraf karelerinde de görüldüğü üzere son model ve hepsi de AB destek programlarından temin edildi.

Peki; Azınlık çiftçisi neden bu durumda değil? Bu dengesizliği ve apaçık uygulanan ayrımcılığı siyasilerimiz görmüyor mu? Atina’da ne yapıyorlar? Bu kadar mı aciz ve çaresizler? Konuşamıyorlar mı? Neden!!!

Şimdi de protestoya katılan ve sözde destek için orada bulunan siyasilerimize bakalım. Milletvekili İlhan Ahmet “arabacığıyla” Eyalet Başkanlığının önüne kadar geldi kameraların karşısına geçti ve gazetecilere bol bol fotoğraf karesi verdi.

Eyalet Başkanlığın’da olanlar da Eyalet Başkanı konuşurken arka taraflardan izlemeye dinleme gayret gösterdiler. Eyalet Başkanı Metios’a gelince ise o zaten oylarını aldığı Azınlığı sonraki gün sildi ve halen de sorunlarıyla ilgilenmiyor.

Haa, yeri gelmişken satıra yazalım ki tarihe not düşsün; bizim bir Tütünciler Kooperatifimiz vardı. Kendi içlerinde yeni Başkanını seçtiler. Hayırlı olsun! Nerede ne yapıyor) ne işle meşgul? diye soracak olursanız eğer, bazı basın sayfalarından benim de izlediğim kadar kendisine tebrik ziyaretleri yapılıyor. Şu anlar çok yoğun. Tütün fidelerinin yetiştirilmesi için şekillendirilen toprak ocaklarının hazırlanmasına az kaldı. Kimin umurunda? Önemli olan ziyaretler, tebrikler v.b. Başkan ne ekibi ziyaretlerde bulundu mu acaba? Merak ediyoruz!!! O ne zaman başlayacak ziyaretlerine?

Aklımıza gelmişken hatırlatalım dedik. Bu yazıyı 9 Şubat tarihinde Milletvekili İlhan Ahmet paylaşmıştı.

Son olarak şunu da hatırlatalım ki bizi unuttunuz demesinler. Gümülcine Sanayi Bölgesinde Zeytin işleme fabrikamız vardı, ona ne oldu acaba bir bilen var mı? Doğru ya geçtiğimiz yıl zeytin yoktu ve fabrika faliyete geçemedi. Zeytin üreticilerinin sorunlarına önümüzdeki günlerde eğileceğiz. Plansız programsız, eş dost alışverişi politikası ile Batı Trakya’da yapılanlar ancak buraya kadar. Sonuç ortada değil mi?

Bizi diğer tarafın engellemesine gerek yok! Biz bize yetiyor ve artıyoruz. Atina’da Kolonaki’de olanlar burada gördükleri manzara karşısında avuçlarını ovalıyorlar ve “BIRAKIN, KENDİ KENDİLERİNE, YESİNLER BİRBİRİNİ” diyorlardır. Peki bunun sorumluları kimler?

Peki Mücadeleyi ön saflarda kim verdi? Diye soracak olursanız videoyu izlemeniz yeterli olacak kanısındayız.