Yunan Dışişleri’nden Türkiye’ye Yeni Müftülük Yasası Cevabı
Yunan Dışişleri, “Türkiye, Trakya'daki (Batı) Müslüman azınlık hakkındaki gerçeği kasten tahrif ediyor”.
Yunan Dışişleri, “Türkiye, Trakya’daki (Batı) Müslüman azınlık hakkındaki gerçeği kasten tahrif ediyor”.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın Batı Trakya’daki Türk Azınlığa ait Müftülüklerin işleyişiyle ilgili Yunanistan Parlamentosunda onaylanan yeni yasal düzenleme hakkında yaptığı yazılı açıklamaya cevap verdi. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye, Trakya’daki (Batı) Müslüman azınlık hakkındaki gerçeği kasten tahrif ediyor” ifadelerini kullanıyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:
“Türkiye, geçtiğimiz günlerde Yunanistan Parlamentosu’ndan geçen Müftülüğün modernizasyonuna ilişkin yeni yasa vesilesiyle bir kez daha gerçeği çarpıtıyor.
Öyküsüne hizmet etmek için Trakya’daki (Batı) Müslüman Azınlık ile ilgili gerçeği kasten çarpıtıyor.
Azınlık temsilcileriyle uzun bir istişarenin ardından hazırlanan yeni yasa, Trakya’daki (Batı) Müftülükler ve Müftüler için, Yunanistan Anayasası ve ülkenin Lozan Antlaşması ile tanımlanan uluslararası yükümlülükleri ile tam uyumlu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, İslam ilke ve kurallarına kadar modern ve kapsamlı bir kurumsal çerçeveyi oluşturuyor.
Yeni yasanın temel bileşenleri, tercih sürecinin tüm aşamalarında şeffaflık, yalnızca Trakya’daki Müslüman hemşehrilerimizden oluşan bir Danışma Kurulu aracılığıyla geniş temsiliyetin güvencesiyle, devlet müdahalesi olmaksızın, Müftülüklerin kadrolarının oluşturulması için en uygun kişilerin seçilmesi ve aynı zamanda kadınların tercih sürecine daha fazla katılımının sağlanması, Müslüman bir dini liderin belirlenmesiyle ilgili uluslararası geçerliliğe sahip kurallara dayanan öncü ve yenilikçi bir unsurdur.
Yunanistan, Trakya’daki (Batı) Müslüman Azınlığa karşı Lozan Antlaşması’ndan doğan yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, Azınlığın refahını destekleyen yapılandırılmış bir azınlık politikası izlemeye devam edecektir.
Trakya’daki (Batı) Müslüman hemşehrilerimiz bir Avrupa ülkesinde yaşıyor.
Demokratik ve adil bir devletin tüm vatandaşlarına istisnasız sağladığı her şeyden yararlanıyorlar.
Türkiye, kimseye öneride bulunmadan önce Lozan Antlaşması’nın kaç maddesine saygı duyduğunu bir düşünsün.
Hangi nedenlerden ve Ankara’nın hangi sistematik politikalarıyla Konstantinopolis (İstanbul), İmvros (Gökçeada) ve Tenedos’daki (Bozcaada) geçmişte gelişen Rum azınlık neredeyse yok oldu.
Türkiye, bu amansız sorulara dürüst ve inandırıcı cevaplar verene kadar, hem ata yurtlarından kaçmak zorunda bıraktığı kendi vatandaşlarına hem de uluslararası topluma karşı sorumlu olmaya devam edecektir.
Böyle dürüst bir özeleştiri uygulaması öncelikle Türkiye için olduğu kadar iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği açısından da faydalı olacaktır.”