
Türkiye-Yunanistan Savaşı Kapıda mı? Atina’yı Endişelendiren Yeni Bir Senaryo
Trump'ın, Yunanistan-Türkiye arasındaki olası bir askeri çatışmaya doğrudan dahil olmayacağı, ABD'nin ekonomik çıkarlarına uymayan her şeyden uzak duracağı düşünülüyor.
Yunan ordusundan emekli bir Albay Yunan Kara Harp Okulu mezunu, Yüksek Harp Okulu mezunu ve Ulusal Güvenlik Okulu’ndan yüksek lisans derecesine sahip olan Panagiotis Nastos, 29 Haziran tarihinde “Pentapostagma” gazetesinde “Pakistan-Hindistan ve İsrail-İran Çatışmaları Atina’yı Kaygılandırıyor: Türk-Yunan Savaşı Riski Yükseliyor” başlığıyla kaleme aldığı yazısında oldukça dikkat çekici bir yorumda bulunuyor.
Emekli Albay Panagiotis Nastos yazısında Türkiye ile bölümde şu ifadelere yer veriyor:
“Pakistan-Hindistan ve İsrail-İran Çatışmaları Atina’yı Kaygılandırıyor: Türk-Yunan Savaşı Riski Yükseliyor”
“Trump’ın Erdoğan’a olan hayranlığı ve ikili ilişkilerinin son derece iyi olması, büyük önem taşıyor. Ayrıca Trump, İsrail ile Türkiye arasında askeri bir çatışma istemiyor. Bu durum, olası bir Türk-Yunan savaşında Tel Aviv’in Atina’ya yardım etmek için acele etmeyeceği anlamına gelebilir.
Trump’ın Başkanlığı döneminde, Pakistan-Hindistan ve İsrail-İran arasında yaşanan askeri çatışmalarda yeni bir eğilime tanık oluyoruz. Bu çatışmalar, savaş uçakları, dronlar ve balistik füzelerin yoğun kullanımıyla son derece şiddetli olsa da, sadece birkaç gün sürdü ve ilgili devletlerden hiçbiri toprak kaybı yaşamadı.
Atina, bölgedeki “kısa süreli savaşlar” eğiliminden endişe duyuyor. Pakistan-Hindistan ve İsrail-İran arasındaki gerilimlerin ardından, Yunanistan ile Türkiye arasında olası bir çatışma riski de artıyor. Uzun süredir devam eden anlaşmazlıklar ve geçmişteki askeri krizler (1987, 1996, 2020) göz önüne alındığında, Yunanistan endişeyle gelişmeleri takip ediyor.
“Mavi Vatan” Doktrini ve Deniz Yetki Alanları Tartışması
Türkiye’nin “Mavi Vatan” ideolojisi, Doğu Akdeniz ve Ege’deki Yunanistan’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) iddialarını daraltmayı hedefliyor. Bu durum, Yunanistan’ın “sakin kalıp geri adım atmaması” halinde askeri bir çatışma olasılığını gündeme getiriyor.
Libya-Türkiye Anlaşması ve Yunanistan’ın İkilemi
Erdoğan’ın, yasadışı olarak nitelendirilen Türkiye-Libya mutabakatına dayanarak, Girit’in güneyindeki Yunanistan MEB’inin bir kısmının ortak kullanımına yönelik son Libya-Türkiye hamleleri, Yunan hükümetini bir ikilemle karşı karşıya bırakacak. AB’deki diplomatik girişimler, Yunanistan lehine “sonuçlara” rağmen, Türk planlarında herhangi bir geri adım sağlamadı.
Trump Faktörü ve İsrail’in Konumu
ABD eski Başkanı Trump’ın Erdoğan’a olan hayranlığı ve iki ülke arasındaki iyi ilişkiler, özellikle dikkate değer. Trump, İsrail-Türkiye arasında bir askeri çatışma istemiyor ve her iki ülkeyi de ABD’nin Orta Doğu’daki çıkarlarına hizmet etme rolünde görüyor. Bu durum, olası bir Türk-Yunan çatışmasında Trump’ın İsrail’in Yunanistan lehine müdahale etmesini engelleyerek tarafsız kalmasını sağlayabilir. Bu da Yunanistan’ı güçlü bir müttefikten mahrum bırakabilir.
Yunanistan lobisi ABD’de güçlü olsa da, kritik anlarda İsrail lobisinin desteğini alamayacağı tahmin ediliyor. Trump’ın bir işadamı olarak “kazan-kazan” prensibiyle hareket ettiği ve ABD dış politikasının resmi organlarıyla çok az uzlaştığı daha önce de görüldü.
Türk-Yunan Savaşı Riskini Artıran Faktörler
Yunanistan’a göre, Türk-Yunan savaşı riski aşağıdaki koşullar nedeniyle önemli ölçüde artıyor:
PKK-Türkiye Barışı: PKK’nın Öcalan’ın ateşkes çağrısına uymasıyla, Erdoğan önemli bir cepheyi kapatarak 2. Ordudan askeri güçleri Doğu Trakya ve Anadolu sahiline kaydırabilir. Ayrıca, Kürt sorununu içeride yatıştırmayı hedefliyor.
Ukrayna Savaşı’nın Sonu: Ukrayna-Avrupa anlaşmazlıklarına rağmen, Putin ve Trump’ın Ukrayna savaşının sona ermesi konusunda anlaşmaları, savaşın Rusya Devlet Başkanı’nı tatmin edecek koşullarda biteceği şeklinde yorumlanıyor. Bu durum, Ukrayna savaşı döneminde ABD için stratejik önemi olan Ege’nin, Amerikan askeri yardımının güvenli bir şekilde Dedeağaç’a ve oradan Bulgaristan-Romanya üzerinden Ukrayna’ya ulaştığı güzergah olma özelliğini kaybetmesi anlamına geliyor.
Açık Savaş Cephesinin Olmaması: Ortada başka bir açık savaş cephesinin bulunmaması.
Trump’ın Kayıtsızlığı: Trump’ın, Yunanistan-Türkiye arasındaki olası bir askeri çatışmaya doğrudan dahil olmayacağı, ABD’nin ekonomik çıkarlarına uymayan her şeyden uzak duracağı düşünülüyor. Trump’ın işadamı gibi düşündüğü ve Uluslararası Hukuka göre hareket etmediği, Filistinlilerin ata topraklarından kovulması ve bu toprakların ABD için Akdeniz’in Rivierası’na dönüştürülmesi gibi “canavarca” planıyla da kanıtlandı.
Türkiye’nin Agresif Tutumu ve Aşırı Silahlanması: Türkiye’nin Yunanistan’a yönelik taleplerinden geri adım atmaması, Casus Belli’yi sürdürmesi ve aşırı silahlanmaya devam etmesi.
Avrupa’da Türkiye’nin Yeri ve Yunanistan’ın Yalnızlığı
Türkiye aynı zamanda “arka kapıdan” Avrupa askeri çekirdeğine girmeye çalışıyor ve Brüksel’den güçlü bir savunma kolu oluşturması yakın zamanda kaçınılmaz görülüyor. Bu durum, Yunanistan ve Kıbrıs’ın (Güney) çıkarlarına uymuyor ve karşı çıkmaları bekleniyor, ancak bu, çoğunluğu askeri açıdan güçlü Türkiye’nin güçlü bir Avrupa ordusu girişiminde yer almasını isteyecek olan diğer Avrupalılarla ilişkilerinde gerilime neden olacak. Bu da AB’nin Türk saldırganlığına karşı Yunanistan’ın pozisyonlarını desteklemeyi reddetmesine yol açacak ve bir Yunan-Türk savaşı durumunda Avrupalıların yardımını sorgulatacak.”
Panagiotis Nastos, emekli bir Albay, Yunan Kara Harp Okulu mezunu, Yüksek Harp Okulu mezunu ve Ulusal Güvenlik Okulu’ndan yüksek lisans derecesine sahiptir.