“To Vima” Herşeyi Yazmış, Vah Batı Trakyam Vah!
BİRLİK Gazetesi olarak bir kez daha yazıyoruz ve acizane bir kez daha uyarıyoruz. Batı Trakya’da ince elensin sık dokunsun. "İhanetin" bedeli kimsenin yanına kalmamalı.
BİRLİK Gazetesi olarak bir kez daha yazıyoruz ve acizane bir kez daha uyarıyoruz. Batı Trakya’da ince elensin sık dokunsun. İhanetin bedeli kimsenin yanına kalmamalı. Azınlığın yaptığı çalışmalar özellikle etinden kemiğine kadar harfi harfine karşı tarafa aktarılıyor. Ama sorarsanız herkes bir büroya oturmuş “yağmur yağmasını” bekliyor!
Bu yazı çok iyi okunmalı, kimin ve kimlerin ne yaptığı çok iyi algılanmalı. Bir kez daha söyleyeceğim bu kadar!
Gelelim nalına mıhına vurulan To Vima gazetesindeki makaleye.
“To Vima” gazetesinin Pazar günkü ekinde bir makale kaleme alan Athanasopulos Angelos, Gümülcine Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesinde görev yapan 16 eğitimciden birinin Yunan makamlarını önemli ölçüde endişelendirdiğini ileri sürüyor.
Athanasopulos, “Celal Bayar”a (Gümülcine Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesi) atanan 16 eğitimciden birinin Türkiye yanlısı hareketi, Yunan makamlarını önemli ölçüde endişelendiriyor.” İfadelerini kullanarak Türkiye’nin Batı Trakya’da Azınlık okullarında “parmağı” olduğunu ileri sürüyor.
Athanasopulos Angelos makalesinde özetle şu ifadelere yer veriyor:
“Trakya’daki (Batı) Azınlık Okullarında Türk “Parmağı”
“Celal Bayar”a (Gümülcine Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesi) atanan 16 eğitimciden birinin Türkiye yanlısı hareketi, Yunan makamlarını önemli ölçüde endişelendiriyor.
Ankara’nın hedeflerinin ilerletilmesi ve azınlık içinde bir ağ oluşturulması, AKP ile ilişkiler ve aşırıcı örgütlerle yakın ilişkiler.
3 Ağustos Çarşamba günü, Atina’daki Türk Büyükelçiliği, 2022-2023 eğitim yılı için Trakya’daki (Batı) azınlık okullarında öğretmenlik yapması beklenen 16 Türk öğretmenin listesini açıkladığı sözlü bir bildirimde bulundu. Bunlardan 13’ü Gümülcine’deki azınlık okullarına ve diğer üçü İskeçe’deki azınlık okullarına yöneliktir.
Büyükelçilik sözlü iletişiminde, iki ülke arasında daha önce yapılan bir anlaşmaya dayanarak, konteyjan öğretmen sayısının 35 olması gerektiğini, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın (Ankara’ya göre) kasıtlı olarak Yunan Devleti’ne geçtiğimiz günlerde azınlık okullarının kapatılmasını bir kez daha hatırlatıyor. Ancak ne yazık ki, Müslüman azınlığın eğitimi söz konusu olduğunda üzerinde durulması gereken en ciddi sorunlar bunlar değildir.
Türkiye yanlısı aktiviteye sahip eğitimci
16 öğretmenden oluşan listede hem ülkemize ilk kez gelenler hem de görev süresi yenilenen öğretmenler yer alıyor. Ancak bugün “To Vima”nın, Dışişleri ve Eğitim ve Diyanet Bakanlıkları arasında son birkaç gün içinde gerçekleşen gizli yazışmalara ve istihbarat servislerinin elindeki bilgilere dayanarak ortaya koyduğu üzere, Yunanistan’a ilk kez 2019 yılında gelen 16 öğretmenden birinin faaliyetleri ortaya çıktı ve Yunan makamlarını derinden endişelendiriyor.
Sadece Gümülcine’deki Türk Başkonsolosluğu ile değil, aynı zamanda Türkiye’nin başkentindeki merkezi kurumlarla da tam koordinasyon içinde, Müslüman azınlığın Trakya’daki (Batı) yerleşim bölgelerinde Ankara’nın hedeflerinin ilerletilmesini öne sürdüğüne inanılıyor.Türkiye yanlısı yoğun faaliyetleri, yetkili Yunan makamlarını yeniden atanmasını kabul etmemeyi ve yerine başka birinin geçmesini talep etmeyi düşünmeye yöneltti.
“Vima”nın bilgilerine göre, bu bahse konu E.S. isimli öğretmen (tüm detayları gazetenin emrindedir) Gümülcine “Celal Bayar” Azınlık Ortaokul-Lisesi’ne atanmıştır. Bilenlere göre, laik ve Batı yönelimli bir profil yansıtmaya çalışsa da (ancak eşi son derece dindar görünüyor), gerçek farklı. Mevcut bilgilere göre, kayınpederinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) örgütlü bir üyesi olması özellikle önemlidir. Hatta öğretmenin çalıştığı azınlık okuluna gönderilen önemli sayıda kitabın basıldığı anlaşılan bir matbaası bile var.
Başkonsoloslukla bağlantılı
E.S. isimli öğretmen, Gümülcine’deki Türk Başkonsolosluğu’nun son aylarda aşırı aktif ve çoğuna göre kışkırtıcı müdahaleci Murat Ömeroğlu tarafından yönetilen söz konusu okulla “bağlantısıdır”. E.S. 2019’da Yunanistan’a geldi, bu zaten üç yıldır oluyor. Bu ilişki, söz konusu kişinin bölgede bir ağ oluşturmasına ve azınlık içinde etki kazanmasına yardımcı oluyor, bunun da E.S.’nin çeşitli görevleri üslenmesine yardımcı olduğu anlaşılıyor.
Mesele, hem istihbarat servislerinde hem de Trakya’da (Batı) hükümet politikasının uygulanmasından sorumlu Bakanlıklarda yoğun endişeye neden oldu. Söz konusu öğretmenin ayrıca Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile doğrudan işbirliği yapıyor. Bu, Türkiye Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlı bir birim olup, başı Batı Trakyalı Abdullah Eren’dir. E.S.’nin kendisi hatta bölge ve Türklerin ve Osmanlıların Trakya’daki (Batı) tarihi varlığı hakkında bir kitap yazmaya başlamış gibi görünüyor, bu arada kitabın amacı doğrultusunda azınlıkla röportajlar yapmaya devam ederken, aynı zamanda ağını da genişletiyor. Aynı zamanda bölgedeki Türk politikasıyla ilgili en ilginç yazılardan biri olan (Yunanca) “Trakya Tehdit Altında” (Vibliorama Yayınları) adlı kitabın Türkçeye çevirisine katıldı.
Aşırı uçlarla toplantılar
Yukarıda bahsedilen unsurların tümü bir “yumuşak güç” (soft power) tatbikatı niteliği taşıyorsa, daha tehlikeli alanlara yönelen başka unsurlar da vardır. Birkaç ay önce (Nisan 2022’de bildirildiğine göre), bu adam Andrianupolis’e (Edirne) gitti. Oradaki ziyareti sırasında E.S. Rumeli ve Balkanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) yetkilileriyle bir araya geldi. Söz konusu enstitü aşırı milliyetçi ve Helen karşıtı görüşlerle doludur. Aynı zamanda, Yunanistan’a karşı aşırı saldırgan olan örgütler ve kişilerle yakın temaslarını sürdürmektedir.
Milliyetçi görüşlere sahip olduğu kabul edilen ve bilgiye göre Türk gizli servislerinin işbirlikçisi olan Salih Meriç’in başkanlığını yaptığı Balkanlar ve Karadeniz Bölgesi Dernekler Federasyonu (KARDEF) Lise Öğrencileri ve Mezunları Gümülcine’deki Türk Konsolosluğuna derinden dost olarak kabul edilen ve başkanlığını Mehmet Emin Ahmet’in yaptığı “İmam” Hatip (BİHLİMDER) hakkında bilinmektedir. Ayrıca bazı kaynaklara göre Türk öğretmeninin, kışkırtıcı söylemlerle birçok kez başarıya ulaşan Sabah gazetesi muhabiri İbrahim Karagül ile Yunanistan’a karşı ilişkisini sürdürdüğü görülüyor.
Türk öğretmeninin hareketliliği, azınlık okullarından yetenekli öğrencileri belirleme ve ardından Türk üniversitelerine terfi etmelerini kolaylaştırma çabasını da kapsamaktadır. Arka plan bilgisi olan bir kişi, “To Vima”ya bu öğrenciler için çalışma konusu seçiminin merkezi olarak Ankara’daki yetkili servisler tarafından yapıldığını ve böylece Türkiye’nin merkezi planlamasına hizmet edildiğini not ediyor. Aynı zamanda, liderlik becerilerine sahip kişileri belirlemek için Trakya’daki öğretmenleri de “not ediyor”.
“Sahte Müftü” için sandıklar kuruyorlar
Diplomatik kaynakların son günlerde “Vima”ya aktardıklarına göre, Gümülcine’deki Türk Başkonsolosluğu’nun, Yunan Müslüman milletvekilleri ve azınlık içinde ona dost olan kişilerle işbirliği içinde, ölen İskeçe Müftüsü Ahmet Mete’nin halefinin 9 Eylül civarında (Cuma, dolayısıyla namaz günü, insanları camilere çekmek için) seçilmesine yönelik olduğunu bildirdi. Yakın zamanda ve Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı’nın Müftüler ve Müftülükler hakkındaki yeni yasasının (“To Vima” tarafından münhasıran açıklandı) kabul edilmesinden sonra, Gümülcine’deki Türk Başkonsolosluğu, yeni yasaya karşı yeni stratejiyi formüle etmek için diğer kişilerin yanı sıra Ankara’ya dostane yaklaşımlar içinde olan Yunan Müslüman milletvekilleriyle bir dizi temasta bulundu.
Bu görüşmelerde SYRIZA’nın İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek’in oynadığı kilit rol, ana muhalefet partisi içinde bile rahatsızlık yaratacak ölçüde.
Ancak bu satırlar yazılırken İskeçe’nin “sahte müftüsü” olmak istediği iddia edilen dört isim vardı. Her şeyden önce, Mete’ye çok yakın olan, aşırı pozisyonları destekleyen ve (ilk olarak “To Vima”nın 2012’de yazdığı gibi) emriyle oradaki müftünün yerini almak üzere Rodos’a gönderilen İlter Meço. Duyulan diğer üç isim ise Trampa Mustafa, Kamo Mustafa ve Sedat Karadayı.”