“Sadık Ahmet Davası, İnsanlık, Hak, Hukuk ve Millet Davasıdır”
"Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin insan hakları ve demokrasi sorunlarını bütün uluslararası platformlarda en yüksek sesle haykırmış, çok önemli bir siyasetçiydi."
TBMM Başkanı Şentop, Dr. Sadık Ahmet’i doğumunun 75’inci yılında andı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin insan hakları ve demokrasi sorunlarını bütün uluslararası platformlarda en yüksek sesle haykırmış, çok önemli bir siyasetçiydi.” dedi.
Şentop, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığınca düzenlenen, “Doğumunun 75. Yılında Dr. Sadık Ahmet’i Anma Programı”na video mesajı gönderdi.
Sadık Ahmet’in, Batı Trakya Türklerinin, Lozan Barış Anlaşması ile başlayan, akabinde uluslararası anlaşmalarla sahip olduğu hak ve özgürlükleri yok sayan Yunanistan hükümetinin, haksız ve hukuksuz politikalarını, hukuk temelinde bütün dünyaya duyurduğunu belirten Şentop, şunları kaydetti:
“Sadık Ahmet davası, insanlık, hak, hukuk ve millet davasıdır.”
“Sadık Ahmet, Batı Trakyalı Türklerin uluslararası hukuka göre kazandığı ve sahip bulunduğu kollektif hakları yok saymaya çalışan zalimlere meydan okuyan bir yiğitti. Batı Trakya Türklerinin medarı iftiharı Dr. Sadık Ahmet, Yunan parlamentosuna gönderilen ilk Türk milletvekili olarak Batı Trakya Türklerinin insan hakları ve demokrasi sorunlarını bütün uluslararası platformlarda en yüksek sesle haykırmış, çok önemli bir siyasetçiydi. İsmiyle müsemma, milletine sadıklığı tescilli olan kahraman Sadık Ahmet’in davası, şahsi olamayacak kadar insani ve hukuktan yanaydı.
Sadık Ahmet’i, Batı Trakya’daki Türklerin haklarını koruyan Lozan Barış Anlaşması’nın 72’inci yılında, 24 Temmuz 1995’te, henüz 48 yaşındayken öldürdüğünü zannedenler, Dışişleri Bakanlığımıza her gelen resmi mektuba, ‘Dr. Sadık Ahmet Caddesi, Ankara’ adresiyle onun adını ve davasını nakşettirdiğimizi bilsinler. Sadık Ahmet davası, insanlık, hak, hukuk ve millet davasıdır. Cesaretin, millet olma şuurunun ve insanlık davasının sembolü olan Ahmetlerimizi toprağa düşürdüğünü zannedenler, açtığı yol ve tesis ettiği inancın sonsuz olduğunu bilmelidirler.”