“Niko Gardaşşş! Kılavuzlarına Dikkat Et, Atasözümüzü Unutma!”
Az yazarım, öz yazarım, dik yazarım, ammaaa yazmaya da başlayınca doğruları yazarım! Dibine kadar....
Az yazarım, öz yazarım, dik yazarım, ammaaa yazmaya da başlayınca doğruları yazarım! Dibine kadar….
Yıllardır elim kalem kağıt tutar, yazdım da yazdım, yazdıkça da yazacağım geldi, “neden?” diye soracak olursanız, Batı Trakya denilen bu güzel memlekette, kendinizi bir ormanın kenarında hayal edin. Bir gece ay ışığı eşliğinde yatıyorsunuz, sabahleyin uyandığınızda bir bakmışsınız ki, çam ağaçların altında rengarenk mantarlar bitivermiş.
Ha işte Batı Trakya’da kalemi silah, mürekkebi de çamur olarak gören ve zaman zaman bu yönde kullanan ve kullanmaları için de kendilerine telkinde bulunan karanlık güçler, Allah günah yazmasın çeşit çeşit İsa kulları, bir bakmışsınız Batı Trakya’da köşe başında, bir bakmışsınız Atina’da Sintagma Meydanı kafesinde veya Kolonaki’de bira barda misafir edilen “yaratıklar” beliriyor.
Ne idüğü ne yedüğü günü gününe bilinen bu mantarlar bazen dallanıp budaklanıyor. Örüsünden dışarıya çıkmaya başlıyor. Bununla da yetinmiyorlar, olur olmaz rüyalar görüyorlar ve işin komik yanı da bu gördükleri rüyalara kendileri de inanıyor.
Neyse konumuz her ne kadar bu olsa da bu değil. Ben bu yazımda birazıcık mizah yönümü kullanma hakkımı kullanmak istiyorum. Biliyorsunuzdur veya bilmiyorsunuzdur, son döneme Gümülcinemizde benim de yakından tanıdığım ve yazdığı yazıları okudukça okuma merakı uyandıran bir İsa kulu Nikos Arvanitis adında dostumuz var. Eli kolu da iyi de kalem tutar. Tek zaafı nedir bilir misiniz? Kılavuzları galiba “arıza“ veriyor. Sorun da burada zaten. Hani biz Moğollarız ya, oradan da atalarımız buralara gelirken beraberinde sadece giyim, kuşam, medeniyet getirmemiş, atasözlerimizi de getirmişler. Bir atasözümüz ne der, “Kılavuzu Karga Olanın Burnu Boktan Çıkmaz.“
Yazımızın başındaki Niko’nun attığı başlığa baktığım zaman, SYRİZA Partisinin Batı Trakya’da İslamcı-muhafazakar bir partiye dönüştüğünü yazmış. Külliyen yalan vallahi yalan. SYRIZA eğer bir İslamcı-muhafazakar partiye dönüşmüş olsaydı, geçmişte Yeni Demokrasi Partisinden kaçan, şimdilerde KINAL-PASOK Partisine geçen Rodop Milletvekili İlhan Ahmet en direk serbest vuruşla golü atar kaleye geçerdi. Ne alaka derseniz, Sayın Milletvekilimiz artık dinimizin kurallarına göre o bir Hacı ve dolayısıyla da İslamcı-muhafazakar kanatta yer alması gerekir diye düşünüyorum. Düşüncem yanlış olabilir, hatta sorgulanabilir. Orada olmadığına göre demek ki SYRİZA Partisi Batı Trakya’da İslamcı-muhafazakar bir partiye dönüşmemiş ve bu durumda dostum Niko’nun attığı başlık havada kalmış oluyor. Dedik ya, kılavuz seçimi önemli.
Yazının fotoğraf karesine baktığımda ise, ben bilhassa kendi tecrübeme dayanaraktan diplomatların rütbelerini iyi bilirim, bir Başkonsolosu ve biraz önce de yazdığım gibi bana göre tabii, geçen seçimlerde Rodop ilinde oyları yetmesine rağmen, Yunan Milletvekili Haritu’yu geçmesine rağmen derin entrikalarla Milletvekilliliği hakkı elinden alınan Özgür kardeşimizin fotoğrafını görüyorum.
Ancak dostum Niko dedim ya kılavuz önemli. Niko bey 18 Mayıs tarihli sayfasında bir yazı kaleme almış. Bu yazının içinde yazdıkları da daha başlamadan, yaşanmadan havada kalmış. Ayrıca bu yazı bana şunu hatırlattı.
2009 yılında büyük tirajlı iki Yunan gazetesi, Atina ziyaretini son anda iptal etmesine rağmen Erdoğan “Karamanlis’le görüştü” ve “Görüşme çok soğuk bir havada gerçekleşti” haberleri yaptı. TO VİMA ve ETHNOS, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlığı nedeniyle gerçekleşmeyen Atina ziyaretini gerçekleştirmiş gibi göstererek, son zamanların en büyük asparagas haberine imza attı.
Niko beyin yazısına da baktığımda, “Ferhat Özgür bey, TÜRK KONSOLOSLUĞUNUN YATILI ÖĞRENCİSİ SEÇİLMEDİ. VELVELELİ BİR ŞEKİLDE BAŞARIZILIĞA UĞRADI“. Diye bir yazı yazmış.
Oysa; bu haberi de yukarıda belirttiğim gibi 2009 yılındaki habere benzetiyorum. Ben yazılarımda kılavuz kullanmıyorum. Ama doğru ve yerinde tarafsız yazı yazmak ilkemdir tarzımdır. Varsın “tetikçi“ desinler, doğruları yazmak tetikçilik ise eğer evet, ben bir tetikçiyim ve yalan haber yapmıyorum! Evet, Özgür Ferhat kardeşimiz Niko beyin yazdığı gibi seçilmedi değil, SEÇİLDİ!
İşte resmi açıklama:
Τα μέλη της νέας Κεντρικής Επιτροπής του ΣΥΡΙΖΑ-Προοδευτική Συμμαχία
Μετά την πλήρη ενσωμάτωση των αποτελεσμάτων όλων των εκλογικών τμημάτων ανά την επικράτεια, με βάση τα εκλογικά αποτελέσματα που έχει στη διάθεση της η Κεντρική Εφορευτική Επιτροπή και εφαρμόζοντας τις ποσοστώσεις που προβλέπει ο εκλογικός κανονισμός που εγκρίθηκε στο 3ο συνέδριο του ΣΥΡΙΖΑ-ΠΣ στη νέα Κεντρική Επιτροπή εκλέγονται οι ακόλουθοι ανά περιφέρεια:
ΑΝΑΤΟΛΙΚΗ ΜΑΚΕΔΟΝΙΑ & ΘΡΑΚΗ
1.ΜΟΡΦΙΔΗΣ ΚΩΣΤΑΣ
2.ΚΑΡΒΟΥΝΗΣ ΔΗΜΗΤΡΗΣ
3.ΧΑΡΙΤΟΥ ΔΗΜΗΤΡΗΣ
4.ΓΙΑΝΝΑΚΙΔΗΣ ΕΥΣΤΑΘΙΟΣ
5.ΓΚΑΡΑ ΑΝΑΣΤΑΣΙΑ
6.ΦΕΡΧΑΡΤ ΟΖΓΚΙΟΥΡ
7.ΚΑΛΕΣΗ ΕΛΙΖΑ
8.ΧΩΜΑΤΑ ΖΩΗ
9.ΦΙΛΙΠΠΙΔΟΥ ΣΟΦΙΑ
10.ΚΟΥΓΙΟΥΜΤΖΟΓΛΟΥ ΑΓΓΕΛΙΚΗ
İsa kulu Niko Arvanitis dostum; kılavuzlarını kalburdan geçir! İnce eleyip sık doku, doku ki yukarıda yazdığım atasözümüzle yüzleşmeyesin aman ha dikkat et, zaman kötü…..
Ha aklıma gelmişken bir de Gümülcine Başkonsolosumuz Sayın Murat Ömeroğlu’nu da kaleminle karalamaya kalkmışsın. Vallaha burada da kılavuzun galiba “arıza” vermiş! Başkonsolosumuz Sayın Ömeroğlu’nu Moğolistan’a Büyükelçi olarak atanacağını yazmışsın. Kariyerinin bittiğini, bir önceki Başkonsoloslardan Sayın Mustafa Sarnıç’ın akıbetine yani kısacası Moğolistan’a sürgüne gideceğini yazmışsın. Peşinen söyleyeyim ve de kılavuzuna da sor! Türklüğün ve atalarımın nereden geldiğini belki bilir. Zannetmiyorum ama, belki diyorum. O kılavuzun ve mühritleri bilse bilse Atina Kolonaki-Kalamari-Uzaki ve m….yi bilirler…..
Bak Niko bey, ben kimsenin avukatlığını yapmadım, yapmıyorum! Sayın Başkonsolosum Ömeroğlu’nun yerinde ben olsam, bu haberinin doğruluk payı keşke olsa da, inan Batı Trakya’da 9 Kurban keser bunu soydaşlarımla birlikte kutlardım. Hem de Gümülcine’deki görevinden ayrılmazdan önce 24 Temmuz tarihinde yapardım.
Sen bilir misin Moğolistan’a Büyükelçi olarak atanmanın ne olduğunu, ben biliyorum ki başkaları torpil arıyor gitsin diye. Onun için ne Mutlu Sayın Başkonsolosumun o kutsal topraklara gitmesine. Ama dedim ya keşke bu haberin bari doğru olsa….
Niko gardaş, aynı şehirde yaşıyoruz. Benim bir fikrim var sana ve Yunanlı diğer meslektaşlarımıza. Gelsenize hep birlikte bu güzel Batı Trakya’yı daha da güzelleştirelim. Ama kılavuzlarınızla, siyasi rant peşinde olanlarla değil ve çıkarlarınızla asla olmaz. Hepsi dışarı, biz içeri.
Son olarak bir gerçeği yazayım. Tarih biliyorsundur.
Bak İsa kulu Niko dostum;
Tarihte bir İlhanlı devleti vardı. Tarihte kurulmuş olan Moğol devletlerinden biridir. Bu yüzden İlhanlı devletinin tarihini öğrenmek, kuruluşu ve yıkılışına kadar olan süre hakkında bilgi almak, kurucusu ve de devletin sınırları dahilinde başa geçen hükümdarların geçmişini detaylıca anlayabilmek için, devletin kronolojik geçmişini senin ve senin gibiler için derledim.
İlhanlı Devleti, 1256 yılında Hülagun Han tarafından merkezi başkenti Tebriz’de kurulan, monarşi hükümet rejimiyle yönetilen bir Moğol devletidir.
1256 yılında Cengiz Han’ın torunu tarafından kurulan devlet, Azerbaycan’ın Tebriz şehrini merkez üstü yaparak yönetimi devletler arasında sağlamaya çalışmıştır. Moğol devleti olan İlhanlılar, Anadolu topraklarında varlığını sürdürmeye ve geliştirmeye devam eden bilim, kültür ve ticari yapıların yıkımına sebebiyet vererek, bu alanda birçok gerilemenin de ana aktörü görevini üstlenmişlerdir.
Tengri inancıyla bütünleşen dini sembolleri, İslamiyet’in dışında Budizm ve Şamanizm inancı ile de birleşmiştir. Yüzyıl kadar bir süre dahilinde devlet otoritesini sürdüren İlhanlı Devleti, 1336 yılında kendi iç siyasetinde yaşadığı karışıklıklardan dolayı birden fazla devletçik yapısına bölünerek parçalanmıştır. Aman dikkat edelim ki Batı Trakyamızda da Allah korusun siyasette bu gibi şeyler yaşamayalım.
İlhanlı devleti ne mi olmuş? İlhanlı devletinin parçalanmadan önceki son hükümdarlarından biri olan Ebu Said Bahadır’ın, ölümünden sonra yaşanan iç karışıklık bir yıl içinde merkezi otoriteyi sarsmış ve önüne geçilemeyecek bir hal almıştır.
Devletin parçalanmasının ardından bölgesel yönetimlerle de hükümdarlar, devleti yönetmeye çalışmış ancak son İlhanlı hükümdarı olan Tagay Timur’un öldürülmesiyle beraber devletin varlığı tamamen son bulmuştur.
Bunu neden yazdım. Arıza veren kılavuzlara dikkat! Olur olmaz haberlere dikkat! Her yüzüne gülene dikkat! Mevsiminde meyve veren ağaca dikkat! Hele hele Batı Trakya’da siyaset yapanlara çoooookkk dikkat! Yokuş aşağı freni patlayan aracın önüne sakın geçme. Seni de alır götürür. Diyeceğim iyi günde çıkarları olan siyasilere dikkat et! Uçuruma giderken yanlarına almak için 9 takla atarlar. Oysa doğru, ilkeli, dik duruşlu haberler seni beni herkesi dimdik ayakta tutar.
Yazdığın son yazıları beğendim. Hoşuma gitti, bazı tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkarıyorsun ama, aman haaa kılavuzlarına dikkat et. Onlar Ankara’dan, Ulan Batur’dan bir habersizdir……
Gerekirse yeniden mizah ve tarih dolu, dopdolu bir yazı yazarım…..