“Kıbrıs’ın (Güney) NATO’ya Girmesi Zamanlaması Çok Uygun”
"Türkiye Cumhurbaşkanı Dedeağaç'ta olup bitenlerden ve savunma gücümüze yaptığımız güçlendirmelerden rahatsız."
Yunanistan eski Savunma Bakanı, “Kıbrıs’ın (Güney) NATO’ya girmesi açısından şu an zamanlama çok uygun, çünkü Türkiye Avrupa ile pek çok konuda müzakereler yapıyor ve Türkiye’nin Avrupa’ya ihtiyacı var.” Dedi.
Yunanistan eski Savunma Bakanı ve şimdilerde Başbakan Miçotakis tarafından, Selanik Halkidiki yarımadasında bulunan Athos Dağı Aynoroz bölgesinden sorumlu Müdür olarak görevlendirilen Alkiviadis Stefanis, ERTNews’in “Güncelleme”(Update) programı ve gazeteci Thanos Siafakas’a Yunan-Türk diyaloğunun nasıl ilerlediğini değerlendirdi.
Başbakan Miçotakis’in “Türkiye ile anlaşmazlığa ilişkin müzakerelerde ilerleme sağlanamadığı ve Ankara’nın yelpazeyi açarak tüm konuları masaya yatırmak” istediği yönündeki açıklamalarına ilişkin olarak Stefanis, şunların altını çizdi:
“Öncelikle bunun tamamen gerçekçi bir ifade olduğunu söylemek isterim. Ülkenin Başbakanı kendi organları aracılığıyla, Dışişleri Bakanı aracılığıyla, Milli Savunma Bakanı aracılığıyla konuşuyor ve bizzat Sayın Erdoğan’la görüşüyor, ama aynı zamanda anlaşabileceğimiz bir alan bulmanın da çok zor olduğunu görüyor.
Binlerce kez söyleneni söyleyeceğim, “Birçok konuda anlaşamadığımız konusunda hemfikiriz”, hatta tartışacağımız konuların sayısında bile, ancak iki şey oluyor.
Ülke, diplomatik ve operasyonel olarak her düzeyde güçlendirilmeye devam ederken, her gün Savunma Bakanı arkadaşımız (Dendias) ve ben de dostum diyorum, çünkü Türk Savunma Bakanıyla yaşananlar hakkında defalarca kendisiyle konuştum.
Kıta sahanlığı ve MEB gibi kritik meselede fırsat penceresi henüz kapanmadı, konuştuğumuz sürece fırsat penceresi var. Ancak Yunanistan’ın bölgede kritik ulusal çıkarları olduğunu ve Türkiye’nin de öyle olduğunu düşündüğünü unutmamalıyız. Dolayısıyla fırsat penceresi, ülke olarak belirlediğimiz ulusal hedeflere hizmet ettiği sürece mevcuttur.
Yunanistan olarak egemenlik konusunda sarsılmaz olduğumuzu 2020 yılında Evros’ta (Meriç), ardından adalarda ve ardından Güneydoğu Akdeniz’de yaşananlarla gösterdik. Dolayısıyla da egemenlik haklarımızın savunulması konusunda konumumuzun sarsılmaz olduğunu gösterdik.
Zorluklar
Bir dizi ihlal yaşadık ve Sn. Hakan Fidan Türk azınlık hakkında konuştu ve geçtiğimiz günlerde Sn. Güler de öncelikle Dedeağaç’ı dolaylı ama açık bir şekilde hedef aldı, çünkü orada ABD güçleri var.
Türkiye’nin, Kasos (Çoban Adası) bölgesindeki İtalyan gemisine “verdiği” Türk lisansına atıfta bulunuyor, Yunanistan bunu reddediyor ve son olarak Bern Protokolü’ne atıf yapıyor.
Öncelikle bunların Yunanistan’ın Dedeağaç konusunda ABD, NATO ve Avrupa Birliği ile stratejik ilişki kurma kararının ne kadar doğru olduğunu ortaya koyduğu gerçeğinden yola çıkalım.
Bu durum, gerçekleştiği ilk andan itibaren Türkiye’yi rahatsız etmiş, yani Türkiye’nin kontrolündeki boğazlar dışında tüm Batı dünyasına alternatif bir geçiş imkanının bulunması, Dedeağaç’ın bir kutup, stratejik bir merkez olarak ortaya çıkması yine Türkiye’yi rahatsız ediyor ve bu nedenle bu yüzden konuyu gündeme getirdiği, bahsetmediği bir an yok.
Aynı zamanda Sn. Güler, adaların askersizleştirilmesi konusuna da değindi. Tamam, şimdi bizim tarafımızdan gelecek cevap oldukça basit ve her ney tehdit edilirse silahsızlandırılmayacak, her şekilde söylendi.
Türkiye’nin yoğun sinirlilik hali
Şu anda Türkiye bir çok konuda son derece sinirli. Yunanistan’ın Avrupa verilerindeki konumundan rahatsız oluyor, Yunanistan güçleniyor ve Başbakan Avrupa konularında özel bir prestij ve ağırlık kazanıyor.
Kıbrıs (Güney) Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs’ın (Güney) NATO’ya üye olması yönündeki olası talebi konusunda Kıbrıs’ta (Güney) yaşanan konuşmalardan rahatsız. Çok rahatsız oluyor, bu yüzden bu konuda Yunanistan ile Kıbrıs arasında bir bağlantının var olduğunu görüyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Dedeağaç’ta olup bitenlerden ve savunma gücümüze yaptığımız güçlendirmelerden rahatsız.
Kıbrıs (Güney) ve NATO
Öncelikle Kıbrıs (Güney) Batı’nındır diyelim, yani bitti, netleşti. İkincisi, Kıbrıs’ın (Güney) NATO’ya katılması için koşullar olgunlaştı mı? Tabii ki olgunlaştı.
Avrupa’da NATO’ya üye olmayan dört ülkeden Avusturya, İrlanda, Malta ve Kıbrıs’tan (Güney) ilk üçünün halihazırda Barış için Pfp Ortaklık Örgütü’ne üye olduğunu, Kıbrıs’ın (Güney) ise olmadığını hatırlatmak isterim.
Ben de size olup bitenlerle ilgili NATO’dan bir şeyler söylemek istiyorum. NATO’da ne zaman Kıbrıs (Güney) hakkında konuşsak, cevabın ne olduğunu biliyor musunuz? “Ama Kıbrıs hiçbir zaman üye olmayı talep etmedi ki” deniliyor.
Kıbrıs (Güney) NATO’ya üye olmayı isterse Türkiye’nin bunu reddedeceği kesindir ve NATO içindeki tartışma ne olur biliyor musunuz? Kıbrıs’ın girişini reddeden taraf Türkiye’dir.
Dolayısıyla ilgi, kaygı, sorun üye olmayan Kıbrıs’tan (Güney) aktarılıyor ve Kıbrıs’ın girişini reddeden Türkiye’nin aleyhine dönüyor. İsveç ve Finlandiya’da yaptığı bir şeydi ve biz de ne olduğunu gördük. Dolayısıyla Türkiye yine zor durumda kalacak.
Kıbrıs’ın (Güney) NATO’ya girmesi açısından şu an zamanlama çok uygun, çünkü Türkiye Avrupa ile pek çok konuda müzakereler yapıyor ve Türkiye’nin Avrupa’ya ihtiyacı var.”