“İşte Hemşehriniz Mustafa Kemal!”
“İşte hemşehriniz Mustafa Kemal! Sevk ve idareyi bir sanat haline getiren lider. Bize neyin nasıl yapılacağını gösteren devlet adamı.”
“İşte hemşehriniz Mustafa Kemal! Sevk ve idareyi bir sanat haline getiren lider. Bize neyin nasıl yapılacağını gösteren devlet adamı.”
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 86. yıl dönümünde Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen törenle anıldı.
Başkonsolosluk bahçesinde Mustafa Kemal’i anma töreni Gazi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği saat 09.05’te bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Saygı duruşundan sonra törendeki konuşmalar Genç Akademisyenler Topluluğu (GAT) Başkanı Emre Kamil’in yaptığı konuşmayla başladı. Başarılı Genç Başkan Emre Kamil yaptığı konuşmasında, “Mustafa Kemal Atatürk’ü yalnızca bir lider olarak değil, bize kimliğimizi, özgürlüğümüzü ve geleceğimizi armağan eden bir yol gösterici olarak kalplerimizde taşıyoruz.” İfadelerini kullandı.
Konuşmaların devamında Türkiye’den Batı Trakya’ya göreve gelen kontenjan öğretmenlerinden Serkan Demir yaptığı konuşmada, “Atatürk, geride bıraktığı eserleriyle milletimizin kalbinde sonsuza dek hiç bitmeyecek bir sevgiye imza atmış, bu nedenle de günümüze denk yaşatılmış ve ebediyete kadar da bu milletin kalbinde yaşatılacaktır” vurgusu yaptı.
Son olarak kürsüye konuşmalarını yapmak üzere kürsüye Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal geldi. Başkonsolos Ünal yaptığı konuşmada, Atatürk’ün lider kişiliğinin yanı sıra Türk-Yunan dostluğunu da öncelediğine dikkat çekti.
Ünal konuşmasında şunları dile getirdi:
“İşte hemşehriniz Mustafa Kemal! Sevk ve idareyi bir sanat haline getiren lider. Bize neyin nasıl yapılacağını gösteren devlet adamı”
“101. yaşındaki Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devlet adamı, büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının yıldönümünde ülke olarak saygı, şükran ve özlemle anıyoruz.
Liderlik özelliğinin yanı sıra, sabrıyla, ikna kabiliyetiyle, bilgisiyle ve vizyonuyla yoğurduğu öğretmenliği sayesinde şahsi ve milli başarılara imza atan bir kişiden bahsediyoruz.
Peki bize, sivil ve askeri pedagojik eserleri, dışında neleri öğretti?
Durum ne kadar karanlık olursa olsun gelecekten hiçbir vakit umudun kesilmeyeceğini,
Umudun da bir tür mutluluk olduğunu, belki de mutlulukların en büyüğü olduğunu,
Kurtuluş, kuruluş ve ilerleme gereği ortadayken, gerçek hedefe odaklanmayı, serseri kelebekler gibi kafalarda uçuşan düşünceleri yakalamayı ve harekete geçmeyi,
Savaşta bir askerin bir külçe altından yüz kat daha değerli olduğunu, askerin de nihayetinde insan olduğunu,
Kutsal isyan döneminde boş ve bir çöl gibi görünen Ankara’nın bu görüntüsünün içinden örgüt yaratmayı, boş görünen yerin dopdolu olduğunu, çöl sanılan Ankara’da saklı ve güçlü bir birliğin bulunduğunu, onun da Türk milleti olduğunu,
Altının, gümüşün yapamayacağını, gerçek kurutuluşu Türk gençlerinin yapacağını, gençlerle her zaman bir mucize yaratılabileceğini,
İstiklal uğruna mücadeleye azmetmiş bir milletin kudretinin sadece silahtan ve cephaneden değil, ideal ve imandan da geldiğini,
Türk’ün cesaretine ve fedakarlığına güvenerek, vatanın parçalanmaktan, milletin esir olmaktan kurtarılabileceğini öğretti.
Ve halk, gözlerini bu umut noktasına, Mustafa Kemal’e dikti, arkasından yürüdü.
Savaştan çıkmış ve artık kendi kaderini çizmek isteyen yeni doğmuş cumhuriyetin temelini attığında, Türkiye’nin kimsenin düşmanı olmadığını, sadece insanlığın düşmanı olanların düşmanı olduğunu vurguluyordu.
İşte bu anlayışla, Türk-Yunan dostluğunu da önceledi. Ve bunu da bize miras bıraktı.
Sabır özelliğini vurgulamıştım, ancak, gerektiği yerlerde acele edilmesi gerektiğini de bilirdi. Yani ahval ve şeraiti iyi okuyan, olması gerekeni de süratle sağlayan bir liderdi.
Harf devrimi gerçekleştiğinde bazı kimselerin ilk-orta-yükseköğretimde kademeli olarak yeni harflere geçişi savunmasına karşılık, bunu reddetmiş ve devrimin ya bir anda olacağını ya da hiç olmayacağını söylemişti.
İşte hemşehriniz Mustafa Kemal! Sevk ve idareyi bir sanat haline getiren lider. Bize neyin nasıl yapılacağını gösteren devlet adamı.
Örneğini izlediğimizde, yolundan gittiğimizde mutlaka amaca ulaşacağımızdan emin olduğumuz, devirlerin ötesinden bize seslenen Büyük Türk.
Eserini, Türkiye’yi korumak, ilerletmek görevimiz, şerefimiz, namusumuzdur.
Sözlerime son verirken, bu Büyük şahsı, mücadele arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, sabrınız için teşekkür ediyorum.”
Gümülcine Başkonsolosluğunda gerçekleştirilen anma törenine Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, azınlık kurum başkan ve yöneticileri, yerel yöneticiler, öğretmenler, din görevlilerinin yanı sıra Meriç, İskeçe ve Gümülcine’den çok sayıda soydaş katıldı.
Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evde hüzün vardı
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 86. yılında, dünyaya geldiği Selanik’teki evinde törenle anıldı.
Selanik Başkonsolosluğunun düzenlediği anma törenine, Türkiye ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden ziyaretçiler akın ederek Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük bir saygı, minnet ve hüzünle andı.
Atatürk’ün doğduğu evin bahçesi yüzlerce ziyaretçilerle dolup taşarken, evin çevresinde de bir o kadar kalabalık bir topluluk vardı.
Saatler 09.05’i gösterdiğinde önce saygı duruşu ardından da İstiklal Marşı okundu.
Törenin başlamasının ardından günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapan Türkiye’nin Selanik Başkonsolosu Serkan Gedik, Atatürk’ün “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözlerini hatırlatarak, bu ifadenin Cumhuriyet’i Türk milletine emanet ettiğinin en büyük kanıtı olduğunu vurgularken, Atatürk Evi’ne gösterilen yoğun ilginin de büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu dile getirdi.
Başkonsolos Serkan Gedik konuşmasında, geçtiğimiz yıl Atatürk Evi’ne 285 bin olan ziyaretçi sayısının bu yıl 460 bini geçtiğini, burayı ziyaret edenlerin hem Atatürk’e bağlılıklarını sunduğunu hem de bir ulusu yeniden inşa eden büyük liderin yetiştiği kenti görme imkanı bulduğunu ifade etti.
Büyük Önderi anma töreni Türkiye’den gelen öğrencilerin okudukları şiirlerle son buldu. Törene katılanlar daha sonra şu an müze olarak hizmet veren Atatürk Evi’ni gezdiler.