Yazmayalım dedik, ama İlhan Ahmet’in bu son açıklamaları artık Batı Trakya’da Müslüman Türk Azınlığın geleceğine zarar verme boyutuna geldi. İlhan Ahmet, Azınlığın sorunlarına çözüm aramayı çoktan bir kenara bıraktı, artık T.C. Devletinin diplomatlarıyla açıkça uğraşmaya başladı. Başkonsolosluk ve Başkonsolosların görevlerini sorgulamaya başladı.

Çarşıda pazarda dolaşan ve bu davranışlarını duyan Azınlık insanı şaşkın bir biçimde, “bu ne yapmak istiyor, biz buna mı oy verdik, ellerimiz kırılsaydı da vermeseydik” demeye başladı. Azınlık içerisinde İlhan Ahmet’e tepkiler giderek artıyor.

Şimdi İlhan Ahmet’e şunları sormak istiyoruz:

Yunan devletinin PASOK-KİNAL Partisinin Milletvekili İlhan Ahmet;

Her şey iyi güzel de senin görevin Başkonsolosları eleştirmek mi? Yoksa Azınlığın Yunan devleti tarafından gasp edilen haklarını savunmak ve geri alınması için mücadele etmek mi? Azınlık insanı oylarıyla sandıkta sana hangi görevi verdi? Atina’ya seni ne için gönderdi?

İlk önce sen, son döneme çok uzaklaştığın bu Azınlık insanının oyları sayesinde bulunduğun mevkide görevini yerine getir. Azınlığın hak hukukunu koru, Vakıf İdareleri’nde seçim iste, Seçilmiş olan Müftülerin Yunan devleti tarafından göreve getirilmelerini talep et.

Bir hukukçu kimliğin bulunuyor ve Lozan Anlaşması’nın Yunan devleti tarafından uygulanması için mücadele et, Yunan devletini eleştir, Atina’da Parlamento’da yumruğunu kürsüye vur, sonra da aynen bir Yunan’ın yaptığı gibi zaten her fırsatta yapıyorsun, Türkiye’nin diplomatik misyon şeflerini görevlilerini eleştir.

Vallahi bakıyorum da son zamanlarda açıklamalarınla Dışişleri Bakanı Dendias’ı dahi solladın. Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcileriyle nedir senin alıp veremediğin anlayamadı bu Azınlık. Çık bunu açıkça eğer yapma cesaretin varsa Azınlık insanına açıkla. Neden korkuyorsun bu kadar bu Azınlık insanından?

Bak unutma! Bu Azınlık insanının oylarıyla “vezir” oldun…. Ama bir atasözümüz ne der bilirsin; “İsterse vezir, isterse rezil eder” İşte ben de diyorum bu Azınlık insanı zamanı geldiğinde aynen gerekeni yapar….

İstediğin kadar Yunan radyolarına çık ve avaz avaz gücünün yettiği kadar eleştir, bağır ama önce bu Azınlık insanına her seçim öncesinde verdiğin sözleri yerine getir.

Tütün üreticilerini “zengin“ ettin ya, şimdi de bu defasında yeni açıklamalarınla ve vaatlerinle (yine kandıracağını zannettiğin) Azınlık insanına 2023 yılından sonra bol keseden yine dönüm başına 100 ila 200 Euro “Martıfalı“ dağıtıyorsun……

Son olarak Gümülcine’de bir radyoya bağlanarak bir söyleşi gerçekleştirdin ve dedin ki; “Azınlığın iç işleri Konsolosların görevi değildir.“

Bak İlhan Ahmet, “artık takke düştü kel göründü“ der bir atasözümüz. Bu Batı Trakya’da da artık her şey açıkça yazılacak konuşulacak. Kimse kimseyi kollamayacak, kandırmayacak! Geçmişten günümüze Azınlığın içinde çok yapıldı bu tür şeyler ve bugün Azınlığın geldiği durumu ortada. Onun için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bunu herkes böyle bilecek. Siyasetçisi de, esnafı da, çiftçisi de herkes ama herkes. Bu Azınlık insanı ya kabuk değiştirecek ve geleceği için çalışacak ve ehli kişileri seçecek göreve getirecek ya da Azınlık kendini bitirecek, bunun başka yolu yok. Kanayan yaraya pansuman yapılırsa ancak zaman kazanılıyor. Ama neşteri vurursan dert, pislik kökünden bitiyor. İşte artık Azınlık bu neşteri vuracak, vurmalıdır. Başka şansı yok.

Sen de çok iyi biliyorsun, yıllardan beri Azınlığın siyaseti içinde ıslandın kurudun. Yunan devleti ve hükümetleri yıllardan beri bangır bangır bağırıyor, keyfi uygulamalarıyla da Azınlığın üzerinde istediği gibi, işine geldiği gibi her şeyi harfiyen uyguluyor. Bunu zaten sen de yıllardan beri yaptığın basın açıklamalarıyla dile getirdin, zaman zaman eleştirdin. Senden öncekileri de dile getirdi. Ama hepiniz ne yaptınız? Koltuk sevdası korkusundan dolayı Azınlığın derdine derman olamadınız. Bu bu kadar açık ve net.

Şimdi son olarak sen de kakmışsın yok Konsolos öyle Konsolos böyle, bununla fotoğraf çektiriyor, bununla oturuyor, onunla öyle, bununla böyle diye tutturdun gittin.

Eeeeee, zamanında sen de çok Başkonsoloslarla oturdun, Atina’da nice Büyükelçilerle yemek yedin kahve içtin, Keşan’a gezmeye gittin, Ankara’ya gezmeye gittin, İstanbul’a gezmeye gittin, o zaman herkes her kurum kuruluş iyiydi de şimdi mi kötü oldular sana karşı? Neden ACABAAAAA? Bir düşün……

Peki, gelelim o son meşhur cümlene, 8 Haziran tarihli kurduğun o talihsiz bana göre cümlene: “Azınlığın iç işleri Konsolosların görevi değildir.“ demişsin. Normaldir diyebilirsin….

Acaba, Gümülcine’ye yıllardan beri görev icabı gelen Başkonsoloslar ve Konsolosların, Batı Trakya’da soydaşlarının yaşadığı köylere, yapılan etkinliklere bir kez davetsiz gittiğini gösterebilir misin? Sen de gittin defalarca Başkonsoloslarla hem de aynı masalara oturdun. Hatta bazı Başkonsoloslar davet edildiklerinde gitmedikleri zaman da o köydeki soydaşları “davet ettik, bizi saymadı gelmedi“ dediler. Gözleri yollarda kaldı.

Bu davranışlar, bu ziyaretler Azınlığın iç işlerine karışmak mıdır? Yunan devletinin iç işlerine karışmak mıdır? Pe ki o zaman Yunan Bakanlar, Yunan Konsoloslar ve diplomatlar İstanbul’da, Gökçeada’da Bozcada’da, İzmir‘de yaşayan soydaşlarını ziyaret etmesin. Bu uygulama da Türkiye’de yaşayan Rum Azınlığın iç işlerine karışmak mıdır?

Çok saçma…..Bunu ancak artık son çare olarak Azınlığın yanında tutunacağı dalı kalmayan insanlar yapar…..Yazık. Yazık sonunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temsilcisi olan bir diplomatını hedef alıyorsun, hedef tahtasına oturtuyorsun suçluyorsun, Gümülcine Başkonsolosluğunu hedef alıyorsun, nihayetinde koskocaman Türkiye Cumhuriyeti‘ni birnevi zan altında bırakıyorsun ve pusuda bekleyen bazı çevrelerin ekmeğine yağ sürüyorsun.

Belki de siyasi kariyerinin son dönemlerinde bu yaptığın açıklama ve davranış sana hiç yakışmadı. Tarih keşke seni böyle yazmasaydı. Ama dedik ya insanın kendisine yaptığı kötülüğü başkası yapamazmış……..

Evet, yazımızın sonunda dinlemeyenler için okumayanlar için bakalım İlhan Ahmet Yunan radyosunda ne demiş:

“Konsolosların ve herhangi bir diplomatın görevi azınlığın iç işleriyle ilgilenmek değildir.“

Rodop PASOK-KİNAL Partisi Milletvekili İlhan Ahmet, Hronos’a yaptığı açıklamada, “Azınlığın iç işleri Konsolosların görevi değildir.” dedi.

Gümülcine’de yayın yapan Hronos radyosunda Dimos Bakircakis’in hazırlayıp sunduğu programa konuk olan sorularını yanıtlayan Milletvekili İlhan Ahmet şunları dile getirdi:

“Diplomatın misyonu, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmek, ekonomi diplomasisini geliştirmek ve bazı Türk vatandaşlarına hizmet etmektir. Konsolosların ve herhangi bir diplomatın görevi azınlığın iç işleriyle ilgilenmek değildir. Lozan Antlaşması gereği Gümülcine’deki her Türk Konsolosun Azınlığa olan ilgisi bir noktaya kadar kabul edilebilir. Bunun ötesinde Azınlığın iç işlerine herhangi bir şekilde müdahale edemez. Bu çerçevenin dışına çıkan hiçbir şey yasalara uygun değildir.” dedi.