“Cumhurbaşkanı Erdoğan Haritayı Değiştirmeye Çalışıyor”

Atina hükümetinin yanı sıra Yunan basını ve stratejik analistler de Türkiye-Suriye ilişkilerinin şekillenmesinden oldukça tedirgin. Kaleme aldıkları analiz-yazılarında dikkat çektikleri tek nokta, Türkiye ve KKTC’nin Suriye ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzalanması ön plana çıkıyor.

Yunanlı Prof. Konstantinos Filis, Kathimerini gazetesinde Suriye’deki son durumla ilgili yazdığı “Türk Planı” başlıklı yazısında, Suriye ile KKTC arasında bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzalanabileceği endişesini dile getirdi. Suriye’ye deniz kıyılarının KKTC’nin olduğuna dikkat çeken Filis, “Türkiye, Şam’daki yeni hükümetten Kıbrıslı Türklerle anlaşma imzalamasını isteyecek” İfadelerine yer veriyor.

Bu durumda Türkiye ile KKTC arasında 2011 yılında imzalanan MEB anlaşmasının “meşru hale” geleceğini yazan Filis, “Bundan sonra ikinci olarak uluslararası tanınma çabası ortaya çıkacak.” Vurgusu yapıyor.

Suriye ile KKTC arasında bir sınır çizilebileceğine de işaret eden Prof. Filis, “Bunun iki önemli faydası olacaktır: Sahte devlet (KKTC) varlık kazanacak ve çabaladığı uluslararası meşruiyet sunulacak” ifadelerini kullandı. Konstantinos Filis, bu süreçte AB ve ABD’nin Yunanistan’ın yanında yer alması gerektiğine işaret etti.

Konstantinos Filis konuya ilişkin şu ifadeleri kullanıyor:

“Böyle bir anlaşma, Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin kuzey ve doğusundaki egemenlik haklarını gasp etmek anlamına gelecektir.

Türkiye ve Suriye konusunda durum net değil, Türkiye’nin de Kürtler konusunda kaygıları var, ancak bu kaygı ABD tarafından paylaşılmıyor.

Yani orada bir hesaplaşma yaşanabilir. Elbette, çok şey Trump’la ilgili ne olacağına ve Trump’ın Amerikan çıkarlarına en iyi hizmet edecek şeyin hangisi olduğuna, yani bir şekilde Suriye’den çekilme eğilimi gösterenin kim olduğuna bağlı olacak. Ancak Kürtler İsrail için de çok önemli ve bu durum, Trump’ın İsrail’e ne kadar yakın olduğunu veya İsrail’in Trump’a ne kadar yakın olduğunu bilmek açısından, bir sonraki Amerikan liderliğini de etkiliyor.

Türkiye, Suriye’nin gelecekteki hükümetiyle bir anlaşma yapmak istiyor. Çünkü şu anda Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti’nin kuzey ve doğusundaki egemenlik haklarını gasp edecek bir geçiş hükümetinden bahsediyoruz. Esasında, Kıbrıs’ın (Güney) işgal altındaki topraklarımızın bulunduğu kuzeyde veya doğusunda hiçbir Münhasır Ekonomik Bölge’sinin olmayacağı eğik bir hat daha yaratılacak.

Burada önemli olan tabii ki Kıbrıs’ın (Güney) İsrail, Mısır ve Lübnan ile kendi Münhasır Ekonomik Bölgesini tanımlamış olmasıdır. Yalnız Lübnan ile yapılan bu anlaşma henüz Lübnan Parlamentosu tarafından onaylanmadı.

Yani, güneyi ve güneydoğusu söz konusu olduğunda Kıbrıs (Güney) Cumhuriyeti, Türkiye ile Trablus hükümeti arasındaki anlaşma gibi, herhangi bir coğrafi kavrama aykırı, hukuka aykırı ve saçma sapan anlaşmalarla değil, yasal anlaşmalarla güvence altına alınmıştır.

Suriye’deki yeni durumun Türkiye’ye yakın olması nedeniyle böyle bir anlaşmanın gerçek bir riski var. Esad’ı deviren koalisyonun en önemsiz parçası olan Özgür Suriye Ordusu, Türkiye ile özdeşleştiriliyor.

Ahmed eş-Şara (Golani) Türkiye’ye karşı dostça açıklamalar yapıyor ama Türkiye ile özdeşleştirilmiyor. Onun da kendine göre çıkarları var. Yani Türkiye, Özgür Suriye Ordusu’nun Kürtlere saldırmasını isterse, saldıracaktır.

Eğer Ahmed eş-Şara’dan (Golani) bunu talep ederse, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmediği sürece bunu yapmayacaktır. Dolayısıyla uluslararası meşruiyet kazanma mücadelesi veren Ahmed eş-Şara şu anda bir adım atmak isteyip istemediğini bilmiyorum, yani geçiş hükümeti normale döndüğünde, bu sadece Türkiye’ye hizmet edecek ve ne gibi uyarılarda bulunacağını bilmiyorum. Ama gerçek şu ki Türkiye’nin arzusu bu ve Esad döneminde olduğundan bugün bu arzunun gerçekleşmesine çok daha yakın olduğu kesin.”

“Cumhurbaşkanı Erdoğan haritayı değiştirmeye çalışıyor”

Konuya ilişkin bir bir yazı da Kostas Venizelos’tan geldi. Venizelos kaleme aldığı yazısında, Konstantinos Filis’in yazısına atıf yaparak, “(Güney) Kıbrıs’ı haritadan silecekler“ ifadelerini kullanıyor.

Yeni Şam yönetimi ile imzalanacak bir MEB anlaşmasının “ikinci Türk-Libya mutabakatı“ anlamına geleceğine dikkat çeken Kostas şunları yazdı:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan haritayı değiştirmeye çalışıyor. Suriye’de kontrollü bir İslam devletinin kurulması sadece (Güney) Kıbrıs’ı ve Yunanistan’ı değil, geri kalanları da korkutuyor. Başta İsrail, Lübnan, ABD, Mısır. Herkesin önleyici seferberliği zorunludur…”