Batı TrakyaEditörün Yazıları

Bu Yazım, Tüm Nedos Gibi Düşünenlere! Batı Trakya Gerçeklerini Bilmeyenlere!

Yunan halkı ve siyasiler ilk önce bu “tedavisi olmayan hastalığa” çare bulsunlar! Durum vahim! Sadece GAT’ın etkinliği değil, bu yarın başka bir etkinlik de olsa yine aynı durum yaşanacak, aynı çevreler aynı telden çalıp oynayacak.

Günlerden beri eli kalem tutan olur olmaz yazıyor, ağzı olan atıp tutuyor. Bu yazım da hepsine kapak olsun. Bilip bilmeden konuşmasınlar. Nerede isterlerse, Atina’da, Selanik’te  Girit’te Yanya’da fark etmez, hangi platformda gönülleri arzu ediyorsa isteyenlere, Profesörler de dahil siyasilere ve kalemşörlere, çakma gazetecilere  Batı Trakya gerçeklerini anlatmak öğretmek üzere hazırım.

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Genç Akademisyenler Topluluğu’nun (GAT) geçtiğimiz hafta sonu Gümülcine şehir meydanında gerçekleştirdiği kültürel etkinlikte sahneye çıkan Türk şarkıcı Işın Karaca’nın verdiği konserde sanatçının konserin sonlarına doğru hemen hemen Türkiye’deki her sanatçının seslendirdiği  “İzmir Marşı” nı sahneye davet ettiği küçük çocuklarla birlikte seslendirmesi, konu Türkiye ve Türklük olduğunda her zaman Yunanistan’da deprem etkisi yaratıyor ve “ırkçılık” damarlarının şişmesine neden oluyor.

Bir defa Yunanlıların tamamı şunu iyi bilsinler; Yunan sanatçılarda var olan takıntıları “tedavisi olmayan hastalıkları”, Türk sanatçılarda hastalık düzeyinde ırkçılıkları, saplantıları ve takıntıları olmadığından dolayı, tarihin sayfalarına altın harflerle yazılmış marşlar, şiirler ve benzeri bu tür müzikler her daim nerede olursa olsun seslendirilir. Bu ister Almanya’daki derneklerin etkinliklerinde olsun, isterse başka ülkelerde olsun sorun olmuyor da Yunanistan’da neden oluyor?

Yunan halkı ve siyasiler ilk önce bu “tedavisi olmayan hastalığa” çare bulsunlar! Durum vahim! Sadece GAT’ın etkinliği değil, bu yarın başka bir etkinlik de olsa yine aynı durum yaşanacak, aynı çevreler aynı telden çalıp oynayacak.

Yunanistan topraklarının her metrekaresinde birçok kesimde kangren haline gelen ve asla ama tedavisi olmayan “Türkiye ve Türklük hastalığı” Gümülcine’deki Işın Karaca konseri sonrasında da baş gösterdi. İnanın neredeyse Atina’da Miçotakis hükümeti de düşecekti. Herkes aslı astarı olmayan telden çalarak yazdı çizdi. Neymiş efendim, Türk sanatçı Işın Karaca Gümülcine’de “İzmir Marşı”nı seslendirmiş.

Eeee, seslendirdi de ne oldu? Batı Trakya elden mi gitti? Işın Karaca Batı Trakya’yı Yunanistan’ın gövdesinden kopardı ve bağımsızlık mı ilan etti? “Batı Trakya Türk Cumhuriyeti” ni mi kurdu? Hadi oradan! Hadiiiii!!!!

Konu halen güncelliğini koruyor

Kathimerini gazetesi köşe yazarlarından Vasilis Nedos da 850 km uzaklıktaki Atina’dan bu olaya dahil oluyor ve aklınca DMT Eyalet Başkanlığı’na ve Türk Azınlığa aba altından sopa gösteriyor.

Neymiş, önümüzdeki yıl DMT Eyalet Başkanlığı GAT’ın festivaline 2.000 euro fon sağlamayacakmış. Sağlamazsa sağlamasın, paşa gönülleri bilir. Biz gerekirse 2 bin değil, 200 bin buluruz. Biz dinimiz ve kültürümüz gereği dayanışmayı, yardımlaşmayı seven bir toplumuz. Ama esas ciddi olan biz Yunanistan olarak nasıl iyileşiriz? nasıl gerçek Avrupa ülkesi oluruz? Gerçek anlamda farklı kültürlerde var olan sanatsal kültürel uygulamalardan rahatsız olmayı nasıl aşarız? Asıl soru da bu!

Vasilis Nedos ve herhangi Nedos’lar, Kostas’lar, Yannis’ler, Maria’lar ne zaman iyileşirler ona bakalım onu bekleyelim.

Azınlığın gerçekleştirdiği etkinliklerine gelince de hiç dil uzatmayın! Bize her yer Gümülcine, Selanik, Atina, Girit, biz bu ülkenin vatandaşlarıyız, bu ülkenin sınırları Çirmen’de başlar, Girit’te sona erer. Keşke Yanya’ya, Arta’ya, Edessa’ya Trikala’ya yaptığımız kültür gezilerinde bir Cuma namazı kılınmasına izin verebilseniz. Örneği var! Türkiye’deki cemaati olmayan kiliselerde yapılan ayinler. Örnek alın ve din ibadet özgürlüğüne yasak getirmeyin. Aşın dağları, aşın takıntıları, kırın “ırkçılık-ayrımcılık” zincirlerini. İnsan haklarına inanın ve gerçek anlamda verilmesi için çalışın. Ama zaten sizin Batı Trakya’da doğruları bilen, söyleyen bir tek ciddi anlamda danışmanının dahi yok ki, nasıl çözeceksiniz bu sorunları? Asıl sorun da burada.

Bu sınırların korunması için dedelerimiz dört bir yanda bu ülkenin her bir karış toprağında canlarını feda ettiler. Cephelere iki el, iki ayak ile gittiler. Ama canlarını başlarını koyarak kimi şehit düştü (BİR MEZARLARI DAHİ YOK! YAPMADINIZ! KORKUYORSUNUZ!) tek kol, tek ayakla geri geldiler. Siz ne kadar Yunanlıysanız, Hristiyan iseniz, biz de bir o kadar bu ülkede yaşayan Yunanistan vatandaşı, Avrupa vatandaşı Türkleriz! Müslümanlarız! Bu böyle biline! Bunu silemeyeceksiniz! Asla değiştiremeyeceksiniz!

Son olarak; Topunuzu istediğiniz yerde, istediğiniz platformda karşılıklı ve medeni bir şekilde tartışmak ve bu hastalığınıza çare bulmak için tartışmaya davet ediyorum. Yeri mekanı siz belirleyin, Yunanistan vatandaşları da Batı Trakya’da son 50 yılda izlediğiniz politikayı izlesin bilsin.

Bizden korkmayın, çünkü biz de en az sizin kadar bu ülkeyi seviyoruz! Bu ülke için çalışıp her vatandaş gibi vergimizi ödeyip vatandaşlık görevimizi yerine getiriyoruz.

İtirazı olan? İsterseniz sayfalarca kitaplar yazarım, ekranda saatlerce her konuyu analiz eder anlatırım. yeter ki isteyin. Öyle bir iki satır aslı astarı olmayan yalan yanlışlarla yazı yazmakla ne Azınlığı ne de Batı Trakya’yı anlatamazsınız, anlayamazsınız. Sizleri er meydanına bekliyorum. Cesareti olan buyursun!

Evet, Vasilis Nedos’un bilip bilmeden, yaşayıp yaşamadan kaleme aldığı yazısı aynen aşağıdaki gibidir:

“Dün sizlere, Yunanistan topraklarındaki Gümülcine’de, aslında resmi devlet tarafından finanse edilen bir derneğin etkinliğinde seslendirilen “İzmir Marşı” konusundaki Doğu Makedonya – Trakya Eyaleti’nin resmi tepkisini aktarmıştım.

DMT Eyaleti, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği’ne 2025 yılında fon sağlamayacağını duyurdu.

Tabii ki, bu konularda uzman olan köşe yazarı bir arkadaşımın belirttiği gibi, “Batı Trakya” terimi zaten siyasi olarak kabul görmüyor, zira bu terim ayrılıkçı bir niyeti, yani özlenen bir özgürlükçülüğü gizlemektedir.

Özellikle bilinen Başkonsolosluğun faaliyetlerinin bilindiği ve yoğun olduğu bir alandan sorumlu oldukları için hiç değilse Doğu Makedonya-Trakya Eyalet yetkililerinin bunu düşünmesi gerekirdi.

Yoksa neden bir dahaki sefere kimse “Kara Ali Paşa” veya “Kemal Atatürk” isimli kulüp etkinlikleri için fon talep etmiyor? Temel bilgiler bile değil…

Kaldı ki bir dahaki sefere birileri “Kara Ali Paşa” veya “Kemal Atatürk” isimli dernek etkinlikleri için neden fon talep etmesin ki?”

Haberin devamını oku

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rastgele Haberler

Başa dön tuşu