“Bu Tip “Irkçı” İnsanlara Seçim Zamanında Oyumuzu Vermeyeceğiz”
"Eğer azınlık bir olmak istiyorsa, güç olmak istiyorsa, değer kazanmak istiyorsa ve birbirimize değer vermek istiyorsak ırkçılara oy kullanmayacağız."
İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, İskeçe’nin Horozlu köyünde Müslüman Türk mezarlığını iş makineleriyle talan eden Bulustra Belediye Başkanı Yorgos Çitiridis’in derhal Azınlıktan özür dilemesi çağrısında bulundu. Müftü Mete, Belediye Başkanı Çitiridis’e, “Bulustra Belediye Başkanı bu durumdan dolayı özür dilemeli, yaptığı edepsizlikten vazgeçmeli ve talan ettiği mezarlığı -madem ki kendisi yazdırmış- Vakıfa iade etmelidir.” Mesajını gönderirken, Batı Trakya’daki Türk Azınlık insanına da oldukça önemli bir mesaj gönderiyor. Mete mesajında şu ifadeleri kullanıyor:
“Bu tip “ırkçı” insanlara seçim zamanında oyumuzu vermeyeceğiz”
“Bu tip “ırkçı” insanlara seçim zamanında oyumuzu vermeyeceğiz. Eğer azınlık bir olmak istiyorsa, güç olmak istiyorsa, değer kazanmak istiyorsa ve birbirimize değer vermek istiyorsak “ırkçılara” oy kullanmayacağız. Bu toplumu bölmek isteyenlere ve bu topluma yanlış yapanlara oyumuzu vermeyeceğiz. Bu insanların bir daha iktidara gelip, ölümüzle dirimizle uğraşmasını, camimizle kilisemizle uğraşmasına engel olacağız. Bu bizim elimizdedir. Hiç kimse bir oydan ne olur dememelidir. Bir oy çok iş yapar. Sözkonusu kişiler seçim zamanı gelince, bizim insanları en üst derecede istismar edip dalga geçmektedirler. Sözkonusu istismarlar hem azınlığın hem çoğunluğun içinde de gözlemlenmektedir. Biz artık buna bir ‘dur’ bir ‘hayır’ demenin zamanını yakalamalı ve bunun usulünü bulmalıyız.”
Müftü Mete’nin açıklaması şu şekilde:
AÇIKLAMA
“Sevgili kardeşlerim,
Çarşamba sabahı uyandığımızda çok garip bir haber aldık. Dediler ki, ‘Horozlu mezarlığını iş makineleriyle basmışlar, içinde korunmaya alınmış, sağa sola konmuş olan mezar taşları ve mezarlıkla alâkalı her ne varsa kamyonlara yüklenerek çöpe atılmaktadır’. İlk olarak, acil eylem planı doğrultusunda; vekillerimiz ve avukatlarımızla Müftülükte toplandık. Toplantı sonucunda, iki milletvekilimiz önce savcıya gidip suç duyurusunda bulundular, akabinde mezarlığa giderek insanlık dışı manzarayı yerinde incelediler. Ardından da Belediye’ye giderek olaya tepkilerini koydular. Biz de bölgede olan en yakın köylerden mütevelli heyetini oluşturmak için çalışma yaptık ve mütevelli heyetini oluşturuyoruz. Meseleyle ilgili itirazlar yapılacaktır.
Belirtmemiz gerekir ki, Horozlu mezarlığının önceki senelerden bir mazisi vardır. Bu mezarlığın temizlenmesi için Gürhan Ömeroğlu arkadaşımız bize müracaatta bulundu. Bize yaptığı müracaatın yanında, askeriyeye ve belediyeye müracaat edip onay aldı. Fakat takdir edersiniz ki, o günlerde hava şartları olumsuz olduğundan 15 dönümlük bir mezarlığın temizlenmesi için epey zor görünüyordu. Mezerlığın temizlenme çalışmaları yapılırken bir iki ay gibi bir zaman geçti. Bulustra Belediyesinden bir gün dediler ki, ‘Biz bu çalılıkları toplayıp atalım, sizden de imamlar gelsin, mezar taşlarını koruma altına alalım ve zarar yapmayalım.’ Böyle de bir çalışma yapıldı.
Bu vesileyle, Belediye’nin yardımıyla mezarlığın temizlenmesi ve mezar taşlarının koruma altına alındığı bir çalışma yürütüldü. Horozlu’nun civar köylerindeki imam arkadaşlarımız sabah akşam nöbet tutup mezarlığın talan edilmemesi için gereken hassasiyeti gösterdiler. Neticede yapılan bu çalışmalar istediğimiz gibi mi oldu? Hayır. Kimse sonradan bu gibi delice hareketlerin geleceğini tahmin edemiyordu. Tabii ki, bu olaydan sonra şimdi hukuki olarak ne yapmamız gerektiğinin takibini yapıyoruz.
Biz bu memlekette hristiyan ve müslüman olarak beraber yaşayan iki toplumuz. Her zaman bizler hristiyan mezarlığına saygı duyan, kiliseye saygı duyan, hristiyan cenazesine saygı duyan insanlarız. Aynısını hristiyanlardan da görüyoruz.
Muhalefet partilerinin ve parti Başkanlarının yaptığı açıklamalarının Belediye Başkanının yapmış olduğu bu saçmalığın ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir. Bu vesileyle, şahsım ve toplumum adına tepki gösteren başta Belediye Başkan adaylarını ve bunun takibini yapan basın yayın organlarını tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum.
Aslında bu olaylar bizi canlı tutmalıdır. Zira, bu kişi bugün Horozlu mezarlığında böyle bir çirkin muameleye giriştiğine göre, yarın Hemetli Camii’ne gelir ve camiyi yıkmak ister.
Peki azınlık olarak biz ne yapabiliriz? Bu insanlar bu saçmalıkları yaparken devleti arkasına mı alıyor? Ya da kimleri arkasına alıyor da azınlığın ne ölüsüne ne dirisine saygı gösteriyor?
İşin enteresan tarafı, bu şahıs bunu yaparken, danışmanları, yardımcıları ve meclis üyelerinin yarısı bizim insanlardandır. Peki bunları seçenler kim? Bunları seçenler bizim insanlardır. Öyleyse ben hiç kimseyi kışkırtmadan, gayet doğal ve net bir şeyi söylüyorum: İster hristiyan ister müslüman olsun, ister azınlıkla ister çoğunlukla uğraşsın, eğer insanların dini inançlarıyla, dini değerleriyle, çoluk çocuğuyla, namusuyla, geleceğiyle ve ibadethaneleriyle uğraşırsa biz topyekün onların karşısında olmalıyız. Bu toplumda beraber yaşamayı, iki farklı inançta dahi olsak kıyamete kadar bu şekilde yaşam sürdürmeyi düşünüyorsak; hristiyan mensuplarının kutsal değerlerine karşı yapılan herhangi saldırı için bana ne diyemeyiz. Aynı şekilde müslümanların kutsalına yapılan saldırı için de kimse bana ne dememelidir.
İşte bu yüzden sevgili kardeşlerim, azınlık olarak biz bir beklentinin içerisindeyiz:
- İlk olarak, Bulustra Belediye Başkanı bu durumdan dolayı özür dilemeli, yaptığı edepsizlikten vazgeçmeli ve talan ettiği mezarlığı -madem ki kendisi yazdırmış- vakfa iade etmelidir. Şu anda vakıf heyetimiz kurulmuştur.
- İkincisi, kendisine danışmanlık yapan, yardımcılık yapan ve seçilmiş meclis üyelerinin derhal istifa etmelerini bekliyoruz. Yoksa aynı vebal onların sırtında olmuş olur. Sözkonusu mezarlıkta dedelerimizin, annelerimizin, belki de dokuz aylık gebe kadınların ve iki üç aylık bebeklerin defnedildiği bu eski tarihimizin vebali onların boynuna olmuş olur.
- Üçüncüsü, bu tip “ırkçı” insanlara seçim zamanında oyumuzu vermeyeceğiz. Eğer azınlık bir olmak istiyorsa, güç olmak istiyorsa, değer kazanmak istiyorsa ve birbirimize değer vermek istiyorsak “ırkçılara” oy kullanmayacağız. Bu toplumu bölmek isteyenlere ve bu topluma yanlış yapanlara oyumuzu vermeyeceğiz. Bu insanların bir daha iktidara gelip, ölümüzle dirimizle uğraşmasını, camimizle kilisemizle uğraşmasına engel olacağız. Bu bizim elimizdedir. Hiç kimse bir oydan ne olur dememelidir. Bir oy çok iş yapar. Sözkonusu kişiler seçim zamanı gelince, bizim insanları en üst derecede istismar edip dalga geçmektedirler. Sözkonusu istismarlar hem azınlığın hem çoğunluğun içinde de gözlemlenmektedir. Biz artık buna bir ‘dur’ bir ‘hayır’ demenin zamanını yakalamalı ve bunun usulünü bulmalıyız.
Eskiden köylerimizde müdürler, öğretmenler ve imamlar olurdu. İnsanlar onlardan fikir alırdı. Artık bugün bu durum tersine dönmüş olup fikir alınması gereken insanlara fikir verir olduk. Onların fikirlerini, onların tecrübelerini önemsemiyor ve herşeyi siyaset olarak addediyoruz. ‘Benim partime uymuyorsa doğrular da yanlıştır’ şeklinde düşünüyoruz. Bu tutumlar toplumumuzun felâketi olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Mezarlığın talan edilmesini lânetliyorum. Sayın Belediye Başkanı’nın bir an evvel bu hatasından vazgeçmesini, kendisine destek vermiş ve kendisiyle birlikte mesai yapan arkadaşların da durumlarını gözden geçirmelerini temenni ediyorum. Şimdiden hepinizin Ramazan ayını tebrik ediyorum.”
Ahmet METE
İskeçe Müftüsü