Bakoyanni: “Ege’nin Üzerinde Bir Fırsat Penceresi Var, Ancak Kiminle Muhatap Olduğumuzun Farkındayız”

Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili ve Yunanistan eski Dışişleri Bakoyanni Yunanistan ile Türkiye arasında anlaşmazlıklara ve Lahey’e giden yola ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili ve eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni “İkonomiki Epitheorisi” dergisine verdiği özel mülakatta Türkiye’yi kastederek, “Kiminle muhatap olduğumuzun farkındayız” diyor ve Ege’nin üzerinde bir fırsat penceresinin var olduğunun altını çiziyor.

Bayan Dora Bakoyanni özel söyleşide şu ifadeleri kullanıyor:

“Bir fırsat penceresi var. Depremlerden sonra üç aydan beri bunu saptadık. Ege üzerinde kesin olarak bir fırsat penceresi kaydediliyor”

“Ege üzerinde kesin olarak bir fırsat penceresi kaydediliyor. Retorikte de geçmiş yıllarla karşılaştırılamayacak bir fırsat penceresi var. Yunanlıların yüzde 80’i, Erdoğan geldiğinde Lozan Antlaşması’nın sorgulanmasını söylediğinde bunun ilk kez yaşandığına inanıyor. Gerçek şu ki, imzalandığı günden bu yana Türkiye’de Lozan Antlaşması konusunda büyük bir tartışma yaşanıyor. Bütün bu gerçekler ışığında ve muhatabımızın kim olduğunun bilinciyle Yunanistan bu konuşmaya geliyor. Aldatmalar ve yanılmalar olmadan. Ancak bu aşamada çıkarların en azından anlaşmazlığı çözmeye çalışmak açısından güçlü olduğunun farkına varıyoruz.

Lahey’e yapılacak bir başvurunun, adaların MEB’in belirlenmesindeki etkisinin azalmasıyla sonuçlanabileceği olasılığının temelinde. Asıl soru hangi temelden bahsettiğimizdir: bugün sahip olduğumuz temel mi? Eğer bugün sahip olduklarımızdan yola çıkarak konuşursak, elimizde ne var? Egemenlikte elimizde ne var?

Yani bizim talep ettiğimiz ve Türklerin de talep ettiği, beklenen egemenlik ve egemenlik haklarından bahsediyoruz. Yani bir beklentiyi yönetmekten bahsediyoruz. Dolayısıyla sadece “geri çekilme” kelimesi bile yanlıştır. Beklentilerden geri adım atmıyorsun! Kazanılmayan haktan geri adım atmıyorsun, öyle değil mi? Bekliyorsun ve müzakere de tam da orada. Müzakere sırasında meseleyi masaya koyup şöyle diyeceksiniz: Benim beklentim nedir? Maksimum!. Türklerin beklentisi nedir? Kendi maksimumları, çünkü onlar da maksimumdan başlayacaklar.

Bir fırsat penceresi var. Depremlerden sonra üç aydan beri bunu saptadık. Ege üzerinde kesin olarak bir fırsat penceresi kaydediliyor. Retorikte de geçmiş yıllarla karşılaştırılamayacak bir fırsat penceresi var. Müsade ederseniz, kaçınılmaz gerçeklik nedeniyle bir fırsat penceresi var.

Biliyormusunuz, gerçeklik politikacılardan intikam alıyor. Biz politikacılar olayları kontrol edebileceğimizi düşünüyoruz ama gerçekler gelip bizi yalanlıyor. Yere basmamızı sağlıyor.

​Sanırım önümüzdeki altı ay içinde bunu hissedeceğiz. Ortak irade oluşturma konusunda almak istediğimiz anlam nedir? Niyetin samimiyet duygusu. Bundan sonra nereye kadar gideceğiz, nasıl bir sonuç alacağız, bütün bunlar açıkta kalıyor. Ama ilk şey güven kazanmaktır.

Fidan’ın kadrosunu tanımıyorum ama Gerapetritis’in yanında Aleksandra Papadopulu ve Kostas Fragogiannis de özel kalitede iki insan. Fragogiannis, büyük bir kriz döneminde finansal ilişkileri düz tuttu ve Aleksandra Papadopulu, bilgisinin yanı sıra muazzam karakter nitelikleri de topluyor.

Bütün yaklaşımımızda tek bir kriterin olması gerektiğine inanıyorum: ülkemin çıkarına mı? Ülkemin çıkarına ise eğer, temelde sorumlu bir politikacıysam, bir yükümlülüğüm vardır: Ülkenin çıkarları uğruna bu yolda savaş vermeliyim.

Uzlaşma anlaşmasıyla Lahey’e doğru gitmemiz durumunda, Yunan Parlamentosu’ndaki partilerin sorumluluğu üstlenip üstlenmeyeceği konusunda: Benden iktidardaki partiler adına cevap vermem istendiği sürece cevabım ‘evet’. İç tüketime yönelik dış politika var olabilecek en büyük lanettir.

​Ancak bugün kimse hidrokarbon aramayacak. Dendias çok doğru söyledi. 15 yıl sonra aranmayacak bir şeye, 10 yılda kendini amorti edecek büyük bir yatırımı bugün nasıl yaparsın? Bugün istenen nedir? Kıbrıs (Güney) ve Girit’in belirleyici bir role sahip olduğu Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından esas olarak o ünlü kablo ile elektrik bağlantısı. Buradaki genel işbirliği belirleyicidir ve buna Türkiye’de kimse itiraz etmedi.”