Avrupa’dan Miçotakis Hükümetine “Göçmenleri Geri Püskürtme” Uyarısı
Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, "polis memurları veya kimlikleri belirsiz askeri kıyafetli maskeli erkekler tarafından yakalanıp saatlerce tutulduğunu ve (kimilerinin) elleri arkadan bağlı diz çökerek veya yüzüstü yere yatırıldığını, böyle davranmayı reddedenlerin sopa, tekme ve yumruk ile dövüldüğü" aktardı.
Yunanistan’ın düzensiz göçmenleri Meriç ve Ege Denizi üzerinden Türkiye’ye zorla geri göndermesine ilişkin bir rapor yayımlayan Avrupa Konseyi, Atina’dan Miçotakis hükümetinden bu uygulamaya son vermesini istedi.
Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), düzensiz göçmenlerin yasa dışı yollardan geri püskürtülmemesi (pushbacks) konusunda Yunan hükümetini uyaran bir rapor yayımladı.
Bir Avrupa Konseyi organı olan CPT’nin geçen yıl sonlarında Yunanistan’daki kimi geri gönderme ve polis merkezlerini kapsayan denetim ziyaretini kapsayan raporda, çok sayıda göçmenin Meriç Nehri bölgesindeki kara sınırından ve Ege Denizi üzerinden Türkiye’ye zorla geri gönderildiğine örneklerle yer verildi.
CPT, görüştüğü çok sayıda düzensiz göçmenin “polis memurları veya kimlikleri belirsiz askeri kıyafetli maskeli erkekler tarafından yakalanıp saatlerce tutulduğunu ve (kimilerinin) elleri arkadan bağlı diz çökerek veya yüzüstü yere yatırıldığını, böyle davranmayı reddedenlerin sopa, tekme ve yumruk ile dövüldüğü” aktardı.
Kamyonlara doldurularak “siyah giysiler veya askeri üniformalı kişiler” tarafından Meriç Nehri havzasına taşınan göçmenlerden kimilerinin “giysilerinin çıkartıldığını söylediğini” belirten CPT, nehir üzerinden botlarla Türkiye’ye itilmeden önce her birinin para ve cep telefonu dahil tüm şahsi eşyalarına el konulduğunu kaydetti.
Ege Denizi’nde yakalanan göçmenlerin ise Yunan Sahil Güvenlik Muhafızları tarafından “küçük lastik botlarla” hiçbir açıklama yapılmaksızın Türkiye’ye itildiği iddialarına yer veren CPT, kimi göçmenlerin “sürat motorlu siyahlar giymiş kar maskeli kişilerin kendilerini açık denizde bıraktıklarına” yönelik ifadelerine yer verdi. Raporda söz konusu maskeli kişilerin, göçmenlerin içinde olduğu botların motorlarını söküp denize attığı ve göçmenlerin para ve cep telefonlarına zorla el koyduğu bilgisi de bulunuyor.
“Türkiye’ye geri püskürtmeler artık son bulmalı”
Göçmenlerin Türkiye’ye geri püskürtülmesine ilişkin Yunanistan hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde onlarca dava başvurusu olduğuna işaret eden CPT, davacılar arasında haklarında AİHM tarafından ihtiyati tedbir kararı verilenlerin de bulunduğunu vurguladı. CPT, AİHM’nin bu kişiler hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3’üncü maddesi temelinde karar verebileceğini belirtti.
Birkaç yıl öncesine nazaran daha az ölçekli olsa da Yunanistan’dan Türkiye’ye geri püskürtmelerin hâlâ devam ettiğine dair yeterli kanıt bulunduğunun altını çizen CPT, “Artık şiddetli, tehlikeli ve illegal olan bu operasyonların kesin olarak sonlanmasına odaklanılmalı” ifadelerini kullandı.
CPT, Yunan makamlarından “Kolluk kuvvetleri, askerler, sahil koruma personeli veya bu amaçla çalıştırılan yabancı uyruklular tarafından Meriç Nehri kıyısında veya Ege’de gerçekleştirilen her türlü geri püskürtme operasyonlarını engellemelerini” istedi.
Yunan topraklarına varıp veya şu anda Yunan topraklarında olup uluslararası koruma talep eden yabancı uyrukluların geri püskürtülme riskine karşı korunması gerektiğine dikkati çeken CPT, bu hedefle her bireyin kimliğinin tespit edilip kaydedilmesi, kendilerine iltica başvurusunda bulunabilme fırsatı ve zorla geri gönderilmeye karşı yargıya başvurma hakkı tanınması gerektiğini hatırlattı.
İdari gözetimde veya geri gönderme merkezlerinde tutulan yabancı uyrukluların kötü muameleye karşı korunması gerektiğini belirten CPT, bu bireylerin gözetim durumları hakkında yakınlarını haberdar etme, avukat ve doktora erişim ve durumlarına ilişkin yasal hakları konusunda bilgilendirilmeleri zorunluluğuna da işaret etti.
Kara ve deniz hudutlarındaki kontrol faaliyetleri çerçevesinde tüm kolluk kuvvetleri ve devlet görevlilerinin kimlik tespit numarası veya üniformaları üzerindeki etiketlerin net biçimde görülmesi gerektiğine vurguda bulunan CPT, kar maskelerinin sistematik olarak kullanımının meşru gösterilemeyeceğini kaydetti.
Sınır kontrol faaliyetlerinin kötü muamele ve sahte iddiaların önlenmesi için video ile kaydedilmesi gerektiğini not eden CPT, bu faaliyetlerin etkin ve bağımsız mekanizmalar tarafından denetlenmesinin Yunan makamları tarafından güvence altına alınmasını istedi.
Atina “sorun yok” diyor
Miçotakis hükümeti rapora gönderdiği yanıtta, geri püskürtmenin Cenevre Sözleşmesi ile yasaklanmış olduğunu, ülkeye gelen tüm mülteci ve göçmenlerin insan hakları ve onuruna saygı konusunda ilgili Yunan polis birimlerine net emir ve talimatlar verildiğini ve iltica başvurusunda bulunmuş hiçbir yabancının başvurusu incelenmeden geri gönderilmediğini savundu.
Türk-Yunan sınırındaki geri püskürtmelerin “maskeli, askeri kıyafetli” kişiler tarafından yapıldığı iddiasına ise “Yunan polisi ve Yunan silahlı kuvvetlerinin spesifik üniformaları var, sınır bölgelerinde sadece yetkili personel görev yapabilir” yanıtını verdi.
Atina, Yunan Sahil Güvenlik misyonlarının “Yunanistan’ın BM Deniz Hukuku Sözleşmesi, Uluslararası Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi, Denizde Arama ve Kurtarma Uluslararası Sözleşmesi ve Schengen müktesebatı temelindeki uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu gerçekleştirildiğini” belirtti.
CPT Yunanistan’ın savunmasından ikna olmadı
Yunan makamları CPT’ye “İnsan kaçakçılığı yapanların Yunanistan’a geçen kişilere daha önce zorla Yunanistan’dan gönderildiklerine dair hikayeler anlatmalarını istedikleri” şeklinde bir gözlem de aktardı.
Bu gözlemi “ikna edici bulmadığını” belirten CPT, “Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, iltica arayışındaki şahısların geri itmelerle ilgili bu tür hikayeler üretmekten kazanacakları hiçbir şey yoktur” ifadeleriyle tepki verdi.
Yunanistan’ın düzensiz göçmenleri Türkiye’ye geri püskürtmesi CPT gibi Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) uluslararası kurumlar veya Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve İnsan Hakları İzleme örgütü (HRW) gibi çok sayıda uzman insan hakları örgütü tarafından da eleştiriliyor.
Londra merkezli Forensic Architecture adlı akademik araştırma ajansı tarafından konu hakkında gerçekleştirilen bir çalışmanın sonuçları, sadece Mart 2000-Mart 2023 döneminde Yunan Sahil Güvenlik birimlerinin 2 bin 10 geri püskürtme operasyonu gerçekleştirdiğini, bu operasyonların 55 bin 445 göçmeni kapsadığını, bunlardan 24’ünün yaşamını yitirdiğini, 17’sinin ise kayıp olduğunu ortaya çıkardı.
Yunanistan’ın sosyal demokrat muhalefet partisi PASOK da İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin 15 değişik geri püskürtme operasyonunda 43 kişinin yaşamını yitirdiğine dair bir haberi sonrasında soruşturma komisyonu kurulmasını talep etti.
Yunanistan’ın geri püskürtme operasyonları AİHM gündemine de taşındı. AİHM, gündemine taşınan onlarca dava başvurusundan ikisi hakkında bu yıl 4 Haziran’da Strasbourg’da bir duruşma düzenledi. Konuya ilişkin CPT raporlarının AİHM açısından referans oluşturacağı belirtiliyor. Emsal oluşturacak AİHM kararlarının ne zaman açıklanacağı henüz bilinmiyor.