
Atina’da Konuştular: “Meriç’in Demografik Rönesansı Ulusal Güvenlik Meselesi”
"Bunlar bizi Doğu Rumeli'den söküp attılar", "Diğerleri bizi Doğu Trakya'da, Pontus'ta (Karadeniz), Küçük Asya'da (Anadolu) yok ettiler..."
Dedeağaç Metrooliti Anthimos, son on yılda Meriç ilinde demografik açıdan bir dram yaşandığına dikkat çekti. Kumçiftliği nüfusu %27, Dimetoka %41 ve Sofulu %43 azaldığına vurgu yaptı.
Dedeağaç Metropoliti Anthimos, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Fredi Beleri’nin Atina Savaş Müzesi’nde düzenlediği “Sınır Bölgelerinde Demografik Rönesansın Ulusal Güvenlik Meselesi Olarak Önemi” başlıklı etkinlikte yaptığı konuşmayla dikkatleri çekti. Metropolit Anthimos, Meriç (Evros) bölgesindeki dramatik nüfus azalmasını ulusal bir güvenlik sorunu olarak nitelendirdi ve acil önlemler alınması çağrısında bulundu. Eğer alınmazsa da yarın çok geç olabileceği uyarısında bulundu.
Metropolit Anthimos uyarı dolu konuşmasında özetle şunları dile getirdi:

“Şimdi ne suçtur ki Batı toplumlarında veya Batı tarzı yetişmiş toplumlarda (bizimki gibi) doğumlar azalıyor, bu şimdinin konusu değildir. Sizleri ayrıntılı istatistiksel verilerle yormak istemediğim için, yalnızca bu haritayı size göstermek üzere hazırladım ki, Trakya (Batı) ve Evros’taki (Meriç) demografik sorunun, ülkemizdeki diğer illerin veya bölgelerin benzer sorunları ile neden aynı olmadığını anlayabilesiniz.”
Türkler Dedeağaç’ta
“Toplumların boşluklarını tamamladığını biliyoruz, bu yüzden bizim demografik çöküşümüz hızlı, çok hızlı bir şekilde düzelecektir. Ancak kimler tarafından? Tarihsel olarak Akdeniz’e inmeye can atan komşular ve Batı tarzı özgürlüğü teneffüs etmek isteyen diğer komşular tarafından. Bazıları turizm için, diğerleri ise iş için.
Gösterge olarak, bu günlerde iki yerel site şu başlıkları atmıştı: “Meriç’e (Evros) yabancı ziyaretçi girişlerinde rekorlar üst üste kırılıyor” ve “Aleksandrupolis’in (Dedeağaç) kalbinde Türk döneri”.
Ve doğru, onları iyi karşılıyoruz, çünkü turist olarak terbiyelidirler, alıcı olarak ise cömertlerdir (bir Dedeağaçlı denize sıfır bir villayı 800 bin Euro’ya satıyor, Bulgar onu satın almak için 850 bin Euro veriyor).
Bir de şüpheciler var ki, “Bunlar bizi Doğu Rumeli’den söküp attılar”, “Diğerleri bizi Doğu Trakya’da, Pontus’ta (Karadeniz), Küçük Asya’da (Anadolu) yok ettiler…” diyorlar!
Ama lütfen bana söyleyin, hangi Yunan çocuğu bunları hatırlamak için öğrendi! (Zaten Türk atasözü de der ki: “Yunan’ın inadı üç gün sürer”).
Ve Aleksandrupolis (Dedeağaç) Belediye Başkanı, kamuoyu duyarlılığını ve eylemini hissederek, “akın…”dan (Türklerin bölgeye gelişinden) bahsettiğinde, Atina’nın işitme duyusu bombalanırken, yerel siyasi çevreler çaresizce mücadele ediyor ve aynı zamanda el bombasının gelecekteki ellerde patlaması için gece gündüz dua ediyor!
Nüfusta Dramatik Azalma
Arkadaşlarım;
Meriç İli’nin (Evros) bugün 133.000 insanı var. Son on yılda: Orestiada (Kumçiftliği) Belediyesi’nin nüfusu %27, Didimotiho (Dimetoka) Belediyesi’nin nüfusu %41, Sufli (Sofulu) Belediyesi’nin nüfusu %43, Feres (Ferecik) Belediyesi’nin nüfusu %41, Traianupoli’nin nüfusu %33 ve Semadirek’in (Samothraki) nüfusu %10 azaldı.
Diyeceksiniz ki, evet! ama Aleksandrupolis’te (Dedeağaç) sayılar iyi durumda, nüfusta %32 artışımız var. Kimlerden kaynaklandığını biliyor musunuz? Tüm ilden daha iyi profesyonel fırsatlar, daha iyi yaşam kalitesi ve daha erişilebilir sağlık hizmeti bulmak için Dedeağaç’ta toplanan bilim adamlarından, iş adamlarından, kamu görevlilerinden, öğrencilerden ve üçüncü ve dördüncü yaşlardan (yaşlılardan).
Daha fazla tespit yapmak istemiyorum. Eğer sorunu kavrarsak, o zaman çözümler bulacağız. Halihazırda faaliyette olan girişimciliğe yönelik vergi indirimleri mi olacak?
Kuzey Meriç’te Özel Ekonomik Bölge oluşturulması mı olacak?
Otoyol ücretlerinin kaldırılması mı olacak? Nakliye eşdeğeri uygulamasının (Dedeağaç – Lavrio hattı hariç) Yunanistan’ın geri kalanına da genişletilmesi mi olacak?
Enerji maliyetinin azaltılması mı olacak?
Organize Sanayi Bölgesi’ndeki altyapının iyileştirilmesi mi olacak?
DATA CENTER biriminin teşvik edilmesi mi olacak?
Limanda LOGISTICS biriminin kurulması mı olacak?
Deniz Ticaret Akademisi kurulması mı olacak?
Ruhsatlandırma süreçlerinin basitleştirilmesi ve adaletin dağıtımının hızlandırılması mı olacak?
Nükleer teknolojinin kullanılması ve bölgede bir nükleer santral kurulması mı olacak? (ki zaten onu, Türkiye’nin Doğu Trakya’daki Kırklareli’nde hazırladığı benzerinden daha çok güveneceğiz, Kırklareli bizim Kırk Kilise’mizdi, sınırlarımızdan 100 kilometre uzakta).
Meriç’te çocuk dünyaya getiren her annenin (çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın) mevcut yardımlara ek olarak alacağı (diyelim ki 500 Euro) ek bir ödenek mi olacak?
Ve maliyetleri hesaplayarak konuşacak olursak, geçen yıl nüfusumuz 1.199 kişi azaldı. Eğer bu önlem uygulanırsa, bu nüfusun yıllık telafi maliyeti 1.199 kişi X 500 Euro X 12 ay = 7.194.000 Euro olacak ve bu Meriç Bölge Birimi’ndeki 1.199 insan için yıllık 7.194.000 Euro. Ve bu, (kâr patlaması ilan eden) işletmeler tarafından, kurumsal sosyal sorumlulukları çerçevesinde üstlenilebilir.
Çözümler Var, Elbette Sorunu Görürsek
Hanımefendiler ve Beyefendiler, burada duracağım. Çözümler var, elbette sorunu görürsek. Açıkça itiraf etmeliyim ki, geçen yıl Ekim ayında bir dizi Bakanla Orestiada’ya (Kumçiftliği) gelen Başbakan, Evros’un (Meriç) demografik sorununa istisnai ve öncelikli olarak çözüm bulma konusundaki endişeli arzusunu bize gösterdi ve kanıtladı.
Zaten bir ay önce başlayan sübvansiyonlu Aleksandrupolis (Dedeağaç) – Lavrio hattı, Evros (Meriç) işletmelerinin mallarına hizmet ederek büyük bir ekonomik kolaylık sağlamaktadır.
Geriye, Veterinerlik Fakültesi, bazı noktalarda yeni bir güzergahla Trigono’ya kadar elektrikli banliyö treni, İl’in gümrükleri ve birkaç şey daha kalıyor. Duyurulan on bin Euro, bize fırsatçı insanlara dikkat etmeyi öğretti ve faydalı önlemlerin daha uzmanlaşmış bir hedeflemesi olması gerektiğini öğretti, bu yüzden Aile ve Sosyal Uyum Bakanlığı’nı bunu durdurduğu için tebrik ediyorum.
Elbette, bir papaz olarak, sizi temin etmeliyim ki, mesele sadece ekonomik değil, bu yüzden sadece ruhani, Evros’tan (Meriç) başlayarak tüm vatanımıza ilham vermesi gereken taktikler de önereceğim.
Televizyonlarda beş dizi, Tik-Tok, X ve Messenger’da spot yayın akışları ve okullarda bir ders, burada şunlar öğretilecek: Ailenin değeri, üyelerinin birliği ve ebeveynlerin çocuklarının yetiştirilmesinde işbirliği. Erkeğe eşit olma çabasıyla kadınlığını ve öz kişiliğini kaybeden kadının yerle bir edilmiş değerinin kesinlikle restore edilmesi gerekiyor. Yani eşitliğin, soyut bir talep olmaktan çıkıp, ortak sorumlulukla ebeveyn rollerinin eşit dağılımının bilinçli bir hedefi olması. Peder Paisios’a “yaşlı adam, bulaşıkları kim yıkamalı, erkek mi kadın mı?” diye sorduklarında, o “kim yetişirse” diye cevap verdi! Amerika, 1950’ler, 60’lar ve hatta 70’lerde, bilinen diziler “Çayırda Küçük Ev”, “Mahican Ailesi” vb. ile bazı Eyaletlerde demografik sorununu yendi.
Evros’ta (Meriç) annelik koruma özel izninin 9 aydan 34 aya uzatılması. Kastettiğim, “pozitif ayrımcılık” denen tedbirlerdir. Ve bu, annelik koruma özel izninin Evros’ta (Meriç) 9 aydan 34 aya uzatılmasıdır (böylece her anne, çocuğu 3 yaşında olduğunda, doğumdan 36 ay sonra işine geri dönecektir).
Ve ayrıca; annenin lohusalık ve çocuk yetiştirmeyi, işinden veya toplumdan bir kısıtlama ve dışlanma olarak deneyimlememesi için onu serbest bırakacak klasik yapıların (kreşler ve tam gün okul) güçlendirilmesi.
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda, Sayın Beleris, “genç çiftleri destekleyecek, iş ve kişisel yaşam arasındaki gerekli dengeyi sağlayacak çözümlerden” bahsettiniz. Ve bunu doğru yerde söylediniz, çünkü “liderleri onu yüceliğe yükseltmeye teşvik etmedikçe hiçbir halk büyük işler başaramaz” demişti.
Evros (Meriç), yaşadığımız demografik çöküşün durdurulması cenneti olabilir ve ülkemizin geri kalanı için de bir model teşkil edebilir. Ancak bu, bugün yapılmalı, yarın değil. Yarın geç olacak. Tren geç gelirse, geldiğinde alacak yolcu bulamayacak. Gecikirsek, Kutsal Kitap’ın dediği şey olacaktır: “Konutu ıssız kalsın, içinde oturan bulunmasın ve onun gözetmenliğini bir başkası alsın” (Elç.İşl. 1:20).”
